MİLLİYET CADDE – 22 ŞUBAT 2015 PAZAR  –  ALİCE

unnamed-3Beyrut’a ilk kez gittim.
Beyrut, gideceğimi öğrenen herkesin methettiği kadar güzel bir şehir mi?
Bu soruya vereceğim yanıt, kısmen evet, kısmen hayır…
Fransızlar’ın işgalinden sonra ‘Petit Paris’ (Küçük Paris) adını verdikleri Beyrut’un geçirdiği onca savaştan sonra yeniden inşa edilen modern bir yüzü de var – ki dünyanın bütün marka mağazaları bu bölgede – halen savaşın izlerini taşıyan yerler ve
harap mahalleler de… 30 –  40 yıl öncesinde kalmışlar sanki…
Rehberimiz Pierre Ananiguan’ın söylediğine göre 4 milyonluk Lübnan’ın yarısı Beyrut’ta… O yüzden her taraf beton, her taraf bina… Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisi Süleyman İnan Özyıldız’ın Lübnan ve Beyrut’a dair anlattıklarından anladığım o ki, burada her şey arapsaçı!
1943 yılında bağımsızlığını ilan eden Lübnan’da en son nüfus sayımı  hangi yılda yapıldı     biliyor musunuz?
Fransızlar’ın işgalindeki 1932’de…
O zamanki nüfus yapısına uygun hazırlanan anayasaya göre cumhurbaşkanları
hep Maruni, başbakanlar Sünni, meclis başkanları da Şiiler’den seçiliyor.
O sayımda nüfusun yüzde 65’i Müslüman, yüzde 35’i Hristiyandı.
Aradan geçen yıllar içinde demografik yapı öylesine değişti ki, yeni bir nüfus sayımı yapılsa bütün dengeler değişeceği için yanaşmıyorlar buna…
Şehri dolaşırken ülkeye laikliğin egemen olduğunu hissediyorsunuz, ama birey özgürlüğü hak getire…
Beyrut’taki mavi kubbeli caminin fotoğrafını çektiğim için polisler önce cep telefonumu, sonra pasaportumu aldı.
Meğer meclis binası varmış o sokakta.
Çektiğim fotoğraflara bakıp, küçük bir sorgu yaptılar.
Turistik amaçlı çekimler yaptığımı anlayınca, “Meclisin fotoğrafını çekme!” diye uyarıp, cep telefonumu ve pasaportumu iade ettiler. Hergün 600 bin aracın girip – çıktığı Beyrut’un trafiği İstanbul’u aratmayacak kadar yoğun.
Şehirde bir yerden bir yere gitmek için kilometrenin değil, kaç saatte varılacağının hesaplandığı Beyrut’ta taksi çok, ama hiçbirinde taksimetre yok.

 Büyükelçimiz, birlikte fotoğraf çektirdiğimiz konutun bahçesindeki meyveleri gösterip, “Buranın çok verimli toprakları var” dedi.

BORAJET’iN SABiHA GÖKÇEN’LERi

BURÇİN YILDIZ - ALİ EYÜBOĞLU
BURÇİN YILDIZ – ALİ EYÜBOĞLU

Borajet, İstanbul Sabiha Gökçen’den Adana aktarmalı olarak sabah ve akşam olmak üzere günde iki uçuş yapıyor. Borajet’in yaz aylarında Antalya Gazipaşa’dan da Beyrut’a direkt uçuşları var.
Türkiye’de, ilk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen’in izinden giden kadın pilotlar var. Yıllardır uçak seyahati yaparım, ama şimdiye kadar onlardan birine denk gelmemiştim.
Hafta başında Borajet’in Beyrut hattının tanıtımına davetli bir grup basın mensubuyla birlikte Lübnan’a gittik.
Sabiha Gökçen’den Adana’ya uçarken kaptan pilotumuz, Türkiye’nin yeni Sabiha Gökçen’lerinden biriydi. Borajet ve kadın kaptan pilotun kullandığı bir uçakla ilk uçuşumdu. Uçak Adana’ya inince pilot kabinine gidip, tanıştım kendisiyle.
1991 Ankara Türk Kuşu mezunu olan 39 yaşındaki Burçin Yıldız, 20 yıldır uçtuğunu söyledi. Evli ve iki yaşında Kaan adlı bir çocuk annesi olan Yıldız, iş fotoğraf çekimine gelince, “O zaman saçımı, başımı düzeltmek ve makyajımı tazelemek için birkaç dakika izin istiyorum” dedi.
Beyrut’tan Adana’ya bizi uçuran ekibin yardımcı pilotu da kadındı. 34 yaşındaki Nihal Çevik, 8 yıldır uçuyor.
Envanterindeki 8 uçaktan 3’ünü Türk Hava Yolları’na kiralayan, 5 uçakla yılda 1.5 milyon yolcu taşıyan Borajet’in Ticaret Başkanı Onur Akgül’den kadrolarındaki kadın pilotlar konusunda aldığım bilgi de şu:
“Halen kaptan pilot olarak çalışan bir kadının yanı sıra dört yardımcı kadın pilotumuz var. Yakında uçuş ekibimize eğitimleri süren dört kadın daha katılacak.”
Akgül’ün 2013’te kabuk değiştirip atağa geçen Borajet’le ilgili verdiği bilgilere gelince:
“Artık yüzde 100 tarifeli uçuş yapan bölgesel bir havayoluyuz. 48 saatte bir bakıma alınan yeni uçak filomuzla pazardaki payımızı sürekli artırıyoruz. Şehit ve gazi ailelerini yüzde 50 indirimli uçuruyoruz. 29 Mart’a kadar uçuş yaptığımız illerdeki devlet üniversitelerinin rektör, dekan ve öğretim üyelerini de her şey dahil 20 TL’ye uçuruyoruz.”

18 mezhep ve 15 bin Türk yaşıyor

unnamed-1Lübnan, devlet olarak 18 mezhebi resmen tanıyan bir ülke… Neredeyse her dinden, her mezhepten insanın yaşadığı Beyrut’ta camiler, kliseler yan yana… Sadece Beyrut’ta değil, gittiğimiz diğer şehirlerde de camilerin kubbelerinin mavi olması dikkatimi çekti.
Konutunda bize öğle yemeği veren Türk Büyükelçimiz Süleyman İnan Özyıldız,  Lübnan’da 15 bine yakın Türk vatandaşının yaşadığını, bunların çoğunun çifte vatandaş olduğunu söyledi. Beyrut’taki Türk vatandaşlarının çoğu Mardin kökenli…

HARiSSA TEPESi’NDEN TELEFERiKLE SAHiLE

Beyrut, ticari açıdan zengin bir liman şehri. Deniz gören dairelerin birkaç milyon dolar olduğu Beyrut’tan sonra tarihi şehir Byblos’a ve bir başka turistik bölge olan Harissa Tepesi’yle Jounieh şehrine geçtik.
Harissa Tepesi’nden Jouni-eh’in sahiline teleferikle indik.
Körfezin zenginleri için ideal tatil yeri olan Beyrut, aynı zamanda bir banka şehri. Rehberimizin söylediğine göre 90, büyükelçimizin beyanına göre 70’in üzerinde banka var Beyrut’ta.
Üstelik hepsi de ‘kara para’ya karşı Amerikan Hazinesi’nin denetiminde…