27 Nisan 2023 Perşembe  –  Milliyet  –  Alice

Bazı insanlar arasındaki müthiş benzerlikler nedeniyle, “Sanki ikizi” veya “Hık demiş burnundan düşmüş, acaba çocuğu mu?” gibi bağ kurulmasını anlarım. Ancak hiçbir kanıt yokken bir insanın çocuğu olduğunu ve bunu gizlediğini iddia etmeyi anlamıyorum.

Kanıtın ne?

“Çok benziyorlar ama…”

İstanbul’da bir galaya, düğüne veya davete katılınca sanırsınız bütün kadınlar kardeş, ama akraba bile değiller. Aynı estetikçi ve kuaföre gidince aynı prototip kadınlar çıkıyor ortaya.

Bu konuyu niye mi açtım?

Sabah mail kutumda şöyle bir haber çıktı karşıma:

“Funda İlhan, hakkında çıkan haberleri yalanladı. ‘Al Sancak’ dizisinde rol alan oyuncu, magazin haber sitelerinde oyuncu Gözde Türker’in annesi olduğu yönünde çıkan haberleri yalanladı. Daha önce hiç evlenmediğini ve çocuğu olmadığının altını çizen İlhan, ‘Fiziki özellikler sebebiyle insanlar benzetmiş olabilir, ama haberler gerçeği yansıtmıyor.”

Bu açıklamanın bazı satırları çok tanıdık geldi bana.

Hatırlar mısınız, 2019 yılında Murat Şar adlı bir yurdum insanı “Hale Soygazi benim annem” diye aylarca boy göstermişti ekranlarda.

Hale Soygazi, hayatı boyunca hiç doğum yapmadığını ve anne olmadığını söylemesine rağmen, karşı tarafı susturamayınca DNA testiyle haklılığını ispat etmek zorunda kalmıştı.

İddia sahibinin değil suçlananın kendini temize çıkarmak zorunda kalması zulüm ve insanlık ayıbıdır.

İddia sahipleri kadar buna aracılık edenler de bu ayıbın ortağıdır.

Hale Soygazi’nin annesi olduğunu iddia eden kişinin annesine karşı ayıbı onu ilgilendirir, ama Gözde Türker’in Funda İlhan’ın kızı olduğu yalanını haber yapanlar, oyuncunun anne ve babasına karşı ayıp ettiklerinin farkında mı acaba?

İrem Derici: Tikim de tikim

İrem Derici, 21 Nisan’dan bu yana dert yanıp duruyor hep aynı konuda.

Şarkıcıyı Allah başka dert vermesin deyip teselli etmek mümkün değil anlaşılan.

Twitter, yıllar içinde para almadan dağıttığı ‘mavi tik’leri bir gecede iptal ettiği ilk gün şöyle bir tweet atmıştı şarkıcı:

“Az önce uyku sersemi mal gibi yıllık ödeme yaptım mavi tik için. Nasıl bir ün kaybı korkusu, sen düşün.”

Aylık sekiz dolar olan Twitter blue abonelik ücretinin bir yıllığını peşin ödemesine rağmen Twitter mavi tik’ini vermeyince 25 Nisan’da şarkıcı başladı platformun patronu Elon Musk’a tweet atmaya:

“Kız dünya yükü para da verdim, nerede tik’im, .ok yiyen Elon Musk.”

Yetmedi, 21 bin takipçisi olmasına karşın mavi tik’li hesabı olan sporcu sevgilisi Atakan Işıktutan’dan yardım istedi:

“Aşkım bunlar mavi tikimi aldı vermiyor, dövsene.”

Atakan Işıktutan, bu çağrı üzerine Elon Musk’a “Güzel kızımın mavi tikini geri vermezsen büyük kavgamız var haberin olsun” diye tweet attı, ama dinleyen kim?

Bir takipçisinin, “İrem, 1 milyon takipçisi olana zaten mavi tik veriyorlardı. Bir kampanya yapsak zaten 1 milyon olmaz mıydın? Atakan da milleti dövmek için efor sarfetmezdi ayrıca. Şiddet zaten kötü bir şey” tavsiyesi üzerine İrem Derici, “Haklı… Beni elden ele 1 milyon yapalım” dedi, o da işe yaramadı.

Bu satırları yazdığımda takipçi sayısı 858.462 olan İrem Derici’nin son attığı tweet şuydu: “Tikim de tikim.”

Seçimde yarışanlarla kaçak güreşen aynı mı?

Türkiye’nin ana gündemi 14 Mayıs’ta yapılacak seçim. Hal böyle olunca, haber kanallarının Cumhurbaşkanı adayları, seçime katılan siyasi partilerin genel başkanları ve yöneticilerine ekranları açması doğal. Sonuçta yayıncılık ve siyaset halk için yapılıyor.

Kişi Cumhurbaşkanı adayı değil ve partisi tek başına veya bir ittifak çatısı altında seçime girmiyorsa sırf parti başkanı diye niye bu kadar çok çıkarılır ekrana?

Seçime katılan onca Cumhurbaşkanı adayı ve siyasi parti varken, seçimde yarışmaktan kaçan bir parti ve genel başkanına “Dükkân senin” dercesine ekranlarını açanların bunun sebebini de açıklaması gerekmez mi?

GÜNÜN SÖZÜ

“Güzel kitaplar yazamasam da en azından güzel kitaplar okuyabilirim, bundan büyük mutluluk olabilir mi?” (Oscar Wilde)