MİLLİYET – 23 HAZİRAN 2014 PAZARTESİ  –  ALİCE

Sırılsıklam olduğumuz bir yaz akşamında ilk kez dinlediğim Sıla hakkındaki ilk yazımın (3 Ağustos 2009) başlığı şuydu:
Sıla’nın gözyaşları!
Aradan beş yıl geçti, Sıla’yı bu kez izlediğim mekân birkaç yüz kişilik Enka Açıkhava değil, onu birkaç bin kişilik Harbiye Açıkhava’da dinledim.
Yanıbaşımda bu kez Sıla’nın emekli eczacı annesi Ömür ve emekli kimyager babası Şükrü Gençoğlu da vardı.
Sıla yine ağladı…
Harbiye Açıkhava’yı dolduran ve her şarkısını koro halinde söyleyenlerin ilgisi Sıla’ya sevinç gözyaşı döktürmemiş olsa “Ben yazdım” dediği şarkıları yoksa başkası mı yazdı diye şüpheye düşerdim valla.
Sıla ağlar da annesi durur mu?
Baktım birkaç dakika önce “Helal kızım, bir tanesin” diyerek Sıla’yı alkışlayan anne, kızıyla aynı anda siliyor gözyaşlarını…
Boşuna söylememiş şair:
“Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.”

sila-fotolariArmut dibine düşmedi!
Sıla’nın hem anne, hem baba tarafından siyasetin içinden gelen bir ailesi olduğunu bilmiyordum, o akşam öğrendim.
Anne Ömür Gençoğlu, “Sıla bizim tek çocuğumuz. Ben İzmirliyim, eşim Denizlili… Rahmetli babam Muzaffer Fikri Balaban, Demokrat Parti İzmir milletvekiliydi. Yassıada’da yargılanıp, 2.5 yıl hapis yattı. Kayınpederim Rıza Gençoğlu ise Adalet Partisi Denizli Milletvekiliydi. Eşim de bir ara siyasetle iç içeydi. Tansu Çiller zamanında Doğru Yol Partisi Denizli İl Başkanı’ydı, ama kızıp istifa etti” deyince, şu yanıtı verdim ona:
“Kızınızdaki ‘standart sapma’ bir hayli fazla! Normalde kadın şarkıcıların çoğu ya kısa boylu olur ya da parçalanmış ailelerin çocuklarıdır. Sıla’nın boyu maşallah, anne babası hâlâ evli ve mutlu… Üstelik dibine düşmedi bu armut… Anne ve babası aileden merkez sağda, ama bu fidan büyüdü solda…”

Dizi, film ve reklama hayır!
Yeniden Sıla’ya ve Harbiye Açıkhava konserine dönecek olursak:
Son 10 yılda müzik dünyasında kendini ispat eden kadın vokaller arasında bana göre en ayrıcalıklı yer Sıla’nın…
İyi şarkı sözü yazıyor, iyi besteler yapıyor ve bunları çok iyi yorumluyor.
O nedenledir ki az zamanda çok iyi mesafe katetti.
Sıla’nın bir özelliği de şu:
Kendileri “Tok satıcı”!
“Ben iyi şarkı yaparım, iyi şarkı söylerim… Beğenen dinler, beğenmeyen dinlemez” havasında Sıla…
Çeşme akarken testiyi doldurmanın peşinde bir sanatçı değil…
O yüzden şimdiye kadar aldığı onca cazip dizi, film ve reklam teklifini, “Benim işim müzik” diye reddeden Sıla’da oyunculuk potansiyeli var.
Kızın doğuştan aktrist, ama niye kabul etmiyor dizi ve film tekliflerini diye takıldığım anne Ömür Gençoğlu’nun yanıtı şu oldu:
“Eğitimini almadan, asla yapmaz o işi.”

Tek eksiği sahne şovu
Sıla’nın, şarkıcılık uğruna cazip dizi ve film tekliflerinin yanı sıra reklam tekliflerini de kabul etmemiş olması, işine olan saygının ifadesi.
Sadece şarkıları değil, bu ilkeli duruşudur bize, “Sıla nereye, biz oraya” dedirten…
Ancak adı üstünde “Show business” bu!
Şeker hastasıyım, o yüzden tatlıyla işim olmaz, ama kadayıfın kaymaklısını, pastanın çileklisini daha çok sever insanlar…
Harbiye Açıkhava’da yılda bir değil, 5- 10 konser verecek potansiyel var Sıla’da…
“Benim işim müzik, şarkıcılık” diyerek oyunculuk tekliflerini reddeden Sıla keşke, Harbiye Açıkhava gibi arenalarda konserlerine şovu da katıp, içindeki aktristi de ortaya çıkarsa…

GÜNÜN SÖZÜ
“Kızlar, erkeklerin ‘gelirleri’ne, erkekler kızların ‘giderleri’ne baktığı sürece, birileri gelir, birileri gider!”