MİLLİYET – 27 MART 2015 CUMA  –  ALİCE

Turgay Ciner’in 2013 yılında TMSF’den 402 milyon dolara aldığı Show TV’nin bugünkü marka değeri nedir bilmiyorum. Çünkü yeniden bir satış söz konusu olduğunda ortaya çıkacak piyasa değerini şimdiden kestirmek de zor.
Marka değeri birkaç yüz milyon dolar olan bir kanalın nasıl yönetildiğini gördünüz mü?
Mahkemenin, “Bu ismi kullanabilirsin ama bu içerikte bir program yapamazsın” kararına rağmen reytingi olmayan ve içi boşalmış “Bu Tarz Benim”in isim hakkına 1 milyon dolar verenler 25 Mart Çarşamba günü tasarruf için milli maçı yayınlamama kararı aldı.
Ancak UEFA adına milli maçların satışını yapan Saran Medya’nın Show TV’nin tek başına böyle bir karar veremeyeceğini duyurması üzerine kanal yönetimi 26 Mart Perşembe sabahı çark etti:
“Show TV, dünden bu yana Gençlik ve Spor Bakanlığı ile yürüttüğü iletişim çerçevesinde, Türk halkını milli bir maçı izlemekten mahrum
bırakmama konusundaki sorumluluk bilinci ile, konunun ticari, ekonomik boyutuna bakışı ve hukuki duruşu değişmeksizin maçı yayınlama
kararı almıştır.”
Show TV’nin yönetimi şayet Ciner Grubu’nda yani özel sektörde olsaydı, bir inat uğruna ‘Bu Tarz Benim’e değil 1 milyon TL,10 milyon dolar bile vermesi ilgilendirmezdi beni…
Ancak bu kanalın yönetimi birkaç aydan beri yeniden TMSF’de…
O paranın geri dönüşü olmayacağını bile bile ‘Bu Tarz Benim’in logosuna 1 milyon TL verenlere yarın öbür gün bir işletme zararı olduğunda bunu kamu kaynaklarıyla karşılamakla yükümlü TMSF yönetiminin şunları sorması gerekmez mi?
“İş sözleşme yaparak aldığınız Türk Milli Takımı’nın maçı olunca mı tasarruf aklınıza geldi?
Madem çarşamba günü kamuoyuna duyurduğunuz karar doğruydu, üstünden 24 saat bile geçmeden niye geri adım attınız?
Birkaç yüz milyon dolarlık Show TV’yi böyle mi yönetiyorsunuz?”

TÜRKLERİN UZAYLILARA MESAJLARI

Televizyon muhabiri, aldı eline mikrofonu, yanına da kameramanı, çıktı sokağa, başladı önüne gelene sormaya:
“Uzaylıların olup  olmadığı bilinmiyor. Varsayalım ki uzaylılar var. Siz ne söylemek istersiniz, mesajınız ne olur onlara?”
Bu soruya verilen yanıtlardan ortaya çıkan tablo düşündürücü:
Türkler, yaşadıkları dünyadan hiç mi hiç mutlu değil.
“Nereden çıkardın bunu?” diyenlere yanıtım şu:
İnsanların çoğu, “Sakın buraya gelmeyin. Dünya çok kötü” mesajı yolladı. Geri kalanlar da, “Beni de alsınlar oraya” dedi…

İNSANLARI TAHLİL ETMENİN YENİ YOLU

Bir insanın “iyi” ya da “kötü” olduğunu anlamanın yolları mı?
Düne kadar kimini içki masasında, kimini seyahatte, kimini iş yapınca tanırdık… Kimileri kumarı da eklerlerdi buna…
Şimdi sosyal medya girdi hayatımıza…
O yüzden içki masasına, seyahate, iş yapmaya gerek yok bazı insanların sanıldığı gibi olup  olmadığını test için…
Bir insanın kızınca ya da mutlu olunca sosyal medyada neler yazdığına bak yeter!

İnsan laboratuvarı
İnsan laboratuvarı gibi sosyal medya…
Maskesini taktığı zaman “ahlak bekçiliği” yapanların tuşlarla baş başa kalınca yazdıklarına bir göz atın, notunuzu verin.
Bugüne kadar, “Hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsan, idolünle tanışma” deniyordu.
Demek ki bundan böyle gözümüzde büyüttüğümüz insanların, kızınca veya keyiflenince sosyal medyada neler yazdıklarına da bakıp, öyle karar vermek gerekir haklarında…
Kameralar önünde insanlara “ahlak dersi” verenlerin sosyal medyada neler yazdıklarını görünce hayal kırıklığı yaşamak istiyorsanız takibe devam o zaman!

GÜNÜN SÖZÜ
“Kadının içi güzel olsun, gerisini kozmetik sanayi halleder.”