MİLLİYET CADDE  –  12 Eylül 2012 çarşamba  ALİCE

‘Cicişler’ diskalifiye olunca Leyla Bilginel dahil edildi Trophy Türk ekibine. ‘Şarkı Söylemek Lazım’a katılan Çicişler, yarışmada aralarının iyi olmadığı tek rakiplerini açıklarken, Bilginel’le ilgili “Bir tane kadın vardı penis bankasından penis alan” sözlerini sarf etti.

Tv8’in iddialı yarışma programı ‘Trophy Türk’ün yeni tanıtımlarında bir şey dikkatimi çekti.
‘Cicişler’ gitmiş, onların yerine Leyla Bilginel gelmiş.
Geçen hafta Cengiz Semercioğlu, çıkardıkları huzursuzluk nedeniyle Esra-Ceyda Ersoy kardeşlerin yarışmadan diskalifiye edildiğini, onların yerine kimin dahil edileceğinin belli olmadığını yazmıştı.
Yeni tanıtımlarından anlaşıldı ki, ‘Cicişler’ diskalifiye olunca Leyla     Bilginel dahil edildi Trophy Türk ekibine.
Esra  Ceyda Ersoy’la arasında bir bağlantı var mı ki, onların yedeği olarak Leyla Bilginel’i tercih etti tv8 diye Google’da bir arama yapınca ilginç bir video çıktı karşıma.
Leyla Bilginel’le aynı dönemde ‘Şarkı Söylemek Lazım’a katılan ‘Cicişler’in, yarışmada aralarının iyi olmadığı tek rakibi açıklarken söyledikleri şu:
“Bir tane kadın vardı, penis bankasından penis alan.”
“Sperm bankasından çocuk doğuran kadın” yerine sarf     ettikleri söz budur!
Kendini ‘iyi televizyon’ olarak adlandıran tv8 yönetiminin de, “Benim için bundan böyle bir ‘Ciciş kanalı’dır diye yazdığımda” bozulmaya hakkı yoktur.
Gülü seven dikenine katlanacak.
Şayet benim bakışım yanlış, yapılan doğru olsaydı; ‘Ciciş’ kardeşleri diskalifiye edip, Kenya’dan ilk uçakla geri göndermek zorunda kalmazdı tv8.
Demek ki bu kez yanlış hesap, Bağdat’tan değil, Kenya’dan döndü.

HÜLYA KOÇYiĞiT’LE MAGAZiN MEYDANI

Kartepe sevdam sonunda hasta etti beni.
Her fırsatta kendimi attığım Kartepe’de gün içinde defalarca değişen havada uyursan bahçedeki salıncakta olacağı bu.
Üç gündür adeta ilaç kürü yapıyorum, ama henüz kendime gelebilmiş değilim.
Hasta hasta da olsa mecburen çıkacağız canlı yayına.
Çünkü konuğumuz Türk sinemasının efsane isimlerinden biri.
Tvem’deki ‘Magazin Meydanı’nda Hülya Koçyiğit’i konuk edeceğiz bu akşam.
Saat 21.00’de başlayacak canlı yayında sinemayı, dizi sektörünü ve yeni kuşağın oyuncularını konuşacağız onunla.

LOUIS VUITTON’CULAR HAVA ATAMAYACAK MI?

Belçika vatandaşı olmak için başvuran Fransızların sayısı 47 bine ulaştığına göre, demek ki ciddi bir sıkıntı var ortada.
İddia o ki, Fransızların Belçika vatandaşı olmasının altında yatan şey, Francois Hollande’ın seçim sırasında yıllık kazancı 1 milyon üzerinde olan Fransız vatandaşlarından yüzde 75 oranında gelir vergisi alacağını açıklamış olması. Fransa’nın başkan yaptığı Hollande’ın maliye bakanı da hükümetin ‘zengin vergisi’ uygulamasının kesinlikle uygulanacağını söyledi.
Belçika vatandaşlığına başvuranlar arasında Fransa’nın en zengini Bernard Arnault da çıkınca ülkenin en entelektüel gazetesi sayılan Liberation, aynı zamanda Louis Vuitton’un da sahibi olan işadamını elinde bavuluyla fotoğrafını kapak yaptı ve şu başlığı attı:
‘Defol git zengin aptal!’
Fransa’nın uygulamaya koyacağı ‘zengin vergisi’nden kurtulmak için dahi olsa ülkenin en zengininin başka bir ülke vatandaşlığına geçmek istemesini bir bulvar gazetesi bu tür bir manşetle verebilir.
Ama Liberation gibi saygın bir gazete bunu yapıyorsa, durup düşünmek gerekir bu noktada.
Demek ki yenilikçi, ırkçılık karşıtı ve hiçbir siyasi partiyle bağlantısı olmayan Liberation bile ülkesinin menfaati söz konusuysa ‘milliyetçi’ kesiliyor anında.
Liberation’un bulvar gazetelerini aratmayan üslup yanlışlığı bir yana, haberin kendi de yanlış ayrıca.
Çünkü Arnault, Fransa’da değil ‘zengin vergisi’, Francois Hollande’ın başkanlığı bile gündemde değilken Kasım 2011’de aldırmış oturumunu Belçika’ya.
Yüksek vergi yüzünden Fransa’dan kaçacağı iddialarınıysa çifte vatandaşlık hakkını kazandıktan sonra da Fransa’da vergi ödeyeceğini açıklamış ve “Bu derin ekonomik kriz karşısında ülkemizin, hepimizin yapacağı katkıya ihtiyacı var” demiş.
63 yaşındaki Arnault, insanların çakmasına bile dünyanın parasını verdikleri Louis Vuitton’un sahibi bir euro milyarderi.
30 milyar euro’nun üzerindeki servetiyle Avrupa’nın en zengini Arnault.
Adamın satın alanlara prestij kazandıran çanta markası bile var, ama beş paralık itibarı yok.
Ne edeyim ben o parayı?
Acaba bundan sonra da, “Çantam orijinal Louis Vuitton” diye hava atabilecek mi insanlar?
Etiket satın alınabilir bir şeydir, ama bu olayda da görüldüğü gibi itibar asla!
Henüz öyle bir para basılmadı çünkü.

GÜNÜN SÖZÜ
Ağlarsa anam ağlar, gerisi playback yapar!