MİLLİYET TELEVİZYON – 16 Haziran 2012 Cumartesi  ALİCE

Dizi süreleri çok uzun, o yüzden gece gündüzçalışıyoruz. İnsani çalışma koşulları istiyoruz” eylemlerinden sonra harekete geçen Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı sayesinde bugün sosyal güvencesiz çalışan kalmadı dizi sektöründe.
Bir yandan Maliye, diğer yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kıskacındaki yapım şirketleri için başka yol kalmamıştı çünkü.
Bakanlık denetçileri dizilerin sonundaki jenerikte kimlerin adı varsa, hepsini kayda geçirdikten sonra o yapım şirketine gidip o isimlerin sigortalı olup – olmadıklarını inceledi.
Bakanlığın yaptığı incelemede ortaya çıktı ki, jeneriklerde “dizi ekibi” olarak adları geçenlerin çoğu “kayıt dışı” yani ne sigortalı bir işçi, ne de fatura kesen bir vergi mükellefi.
Bakanlık yapım şirketlerine dizilerin jeneriklerinde adları yazılanların hepsini kayıt altına alma talimatı verince işler değişti.

“Kayıt dışı” önlendi ama…
Şirketlerden bir kısmı, dizide çalıştırdıklarının tümünü sigortalı yaptı, bazı yapımcılar ise hizmet aldıklarına “Fatura kesmezseniz, ödeme yok” şartını dayattı.
Bu koşullarda çalışmak istemeyenler işi bıraktı, alternatifi olmayanlar ise mecburen şirket kurdu.
Sektörde çalışan herkesin sosyal güvenlik şemsiyesine dahil edilmesi iyi bir şey…
Ancak her hafta sinema filmi uzunluğundaki bölümleri yetiştirmek için sektördeki insanlar gece gündüz demeden çalışmaya devam ediyor ve bu sorun kolay kolay çözülecek gibi görünmüyor.
Bu konuda da görev yine devlete düşüyor.
Kısa bir süre önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, dizi sektörünün önde gelen yapımcılarıyla bir araya geldi.

SGK Genel Müdürü ne istedi?
O toplantıda Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Fatih Acar, yapımcılardan toplumu bilinçlendirmek amacıyla sosyal güvenlik, kayıtdışı ile mücadele, diyabet, kronik hastalıklar veobezite gibi konuları çektikleri dizilerde işlemesini istedi.
Daha doğrusu ricada bulundu.
SGK, yapımcıların sigortasız insan çalıştırıp – çalıştırmadığını denetlemekle görevli bir kurum.
Böyle bir kurumun başındaki kişi, memurlarının denetlediği şirket sahiplerinden “kamu adına” da olsa ricada bulunmaz.
Dizilerin belli konularda topluma mesajlar vermesini istiyorsanız, çıkarırsınız bir yasa, olur biter…
Toplumu bilinçlerdirme adına adım atan yapımcıya, sağladığı marjinal fayda ölçüsünde ödüllendirirsin, yapmayana bir şey vermezsin. Maliye ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın dizi sektöründeki “kayıt dışı”nı önleme adına yaptığı çalışmalar sonuç verdi.
Şimdi sıra film ve dizi sektöründe insanların çağdaş ülkelerdeki gibi insani koşullarda çalıştırılıp çalıştırılmadığını denetlemede.
Çalışanların sigortalı yapılması yetmez, insanların kaç saat ve hangi koşullarda çalıştıklarına da bakmak gerek…

 

 

Asena nerede ders verecek?
Yarışmacılık misyonunu şimdilerde Star TV’de cuma akşamları ekrana gelen “Benzemez Kimse Sana”da sürdüren Asena, Nişantaşı’ndaki dans ve oryantal okulunu kapattı ama ders vermeye devam edecek.
Peki nerede?
Eylül ayında Kemerburgaz’da açılacak Tan Sağtürk Akademi’de…
Diyeceksiniz ki, “O da ne ki?”
Ben de aynısını Asena’ya sordum, şunları söyledi:
“Aralarında yabancıların da olduğu birkaç ortak Tan Sağtürk Akademi’yi açacak Kemerburgaz’da. Tiyatrodan sahne sanatlarına, oryantaldan aerobike kadar her şeyin bulunduıu bir merkez olacak… Bana da oryantal bölümü için teklif geldi. O yüzden Nişantaşı’ndaki yeri kapattım. Sonbahardan itibaren Kemerburgaz’daki Tan Sağtürk Akademi’ye geleceklere ders vereceğim.”

 

SILA FARKI!
Sadece yazıp – bestelediği şarkıları, sesini ve yorumunu değil, bu yönünü de takdir ediyorum Sıla’nın… “Birkaç hit şarkı yaptım, bunlar yeter bana birkaç sene” deyip üstüne yatmıyor yaptıklarının…
Bir yandan konser maratonunu sürdürürken, diğer yandan da hız kesmeden müzik adına yeni şeyler üretmeye devam ediyor.
Sıla, bu kez “Joker” adlı bir çalışmayla sevenlerinin karşısında. İçinde bir DVD, bir de CD olan bir çalışma “Joker”.
Sıla, toplamış orkestrasını Olimpos’da bir otelde, şarkılarını yeniden yorumladı onlarla birlikte…
“Joker”de neler var?
Sıla’nın Masum, Cam, Bodrum’un Suları, Sevişmeden Uyumayalım, Malum, Ne Desem İnanırsın, Pardon, Boşver, Vur Kadehi, Köşe Yastığı, Yoruldum, Alain Delon ve Gözlerine Teslim’in şarkılarının yeni düzenlenmiş haliyle hem görüntülü, hem audio kayıtları mevcut “Joker”de…
“Joker”de ayrıca otel odasındaki hatalı kayıtların yanı sıra Sıla söyleşileri de var.

 

 

Fatih Ürek’in zor anları
Bir program düşünün; adı “8 Numarada Şenlik Var” olsun…
Sunuculuğunu da şarkıcı Fatih Ürek’le yemek kitabı yazarı Sahrap Soysal yapsın…
Bu program adı ve sunucuları ne çağrıştırır insana? Gırgır, eğlence…
Van depreminden sonra Van’da olup bitenleri izleyicilerine “8 Numarada Şenlik Var” aracılığıyla veren tv8 yöneticileri, hafta içinde bir ilke daha imza attı.
“8 Numarada Şenlik Var”da yeni eğitim sistemini yani “4+4+4”ü anlatmak için bir konuk çıktı.
Programın editörleri de Fatih Ürek’in eline konuğa sorulacak soruları tutuşturdu. Fatih Ürek’in o soruları okurkenki hali evlere şenlikti!
Poz verirken güzel çıksın diye “333” demeye alışmış Fatih Ürek’in silikon dudaklarının her “4+4+4” dedikten sonraki halini görmeliydiniz.
Yazıyla anlatmak mümkün değil o tabloyu… Sadece 4+4+4 değil, konu da fena halde gerdi Fatih Ürek’i…
O kadar yabancı ki mevzuya…
Belli ki, şimdiye kadar bu konuda çıkan ne bir haberi okumuşluğu var, ne de bu konuda yazılanları…
Ürek’in konuğuna, “4+4+4’ten sonra üniversiteye girişler nasıl olacak?” diye sorması bile, “8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim”den “4+4+4”e neden geçildiğinden bihaber olduğunun göstergesiydi.
Van depreminin ardından Van Valisi’yle yaptıkları telefon bağlantılarında zoraki habercilik yapan Ürek’i 4+4+4 işkencesinden programın aşçısı kurtardı. Aşçı kadın, “Fatih, gel bak, ben de 4+4+4 yaptım” deyince Ürek, anında onun yanına ışınlandı…
Ne gerek var Fatih Ürek’i böyle ciddi mevzularla germeye? Bırakın bari habercilik habercilere kalsın, Fatih Ürek de rahat rahat “şenlik” yapsın!