25 Ekim 2022 Salı  – Milliyet Cadde  –  Alice

Kanal D’deki ‘Gelinim Mutfakta’nın sunucusu Nursel Ergin Akyer’le, Alanya Tropikal Meyve Festivali’ne gelince, söyleşi için pazar günü saat 12.00’de buluştuk.

Soruları yazdığım laptopumu açtım, ilkini soramadan telefon gelince şöyle dedi:

“Yamaç paraşütü yapmak istediğimi söyledim, belediye ayarlamış, gel beraber uçalım.”

“Uçmam, ama sonrasında söyleşiyi yaparsak, uçuşunu izlemek isterim” dedim ve öyle de yaptık.

Deniz seviyesinden 700 metre yükseklikteki Yassı Tepe’ye çıktık.

Hoca Engin Ulu, sunucuyu hazırlarken bir erkek paraşütçe rüzgârın etkisiyle kayalıklara çarptıktan sonra makilik alana düşüp, sakatlandı. Bu bile Ergin’in gözünü korkutmadı, sunucu birkaç dakika sonra Alanya semalarındaydı… Kleopatra Plajı’na indiklerinde Ergin’den mutlusu yoktu. Sunucu sorularımı, mutluluğunun tavan yaptığı anlarda yanıtladı.

‘İçimden bir oyuncu çıktı’

*Nursel Ergin’i Türkiye ‘Var mısın Yok musun?’la tanıdı, sonrasında neler yaptı ve “Varım” dedi?

Aslında ben hiç “Varım” demedim, ünlü olmayı hiç istemedim. İnsanların hayali vardır, “Bir filmde, dizide oynasam” diye… Teklifler geldiğinde de uzun süre direndim. İlk dizim ‘Cam Kırıkları’ydı. Televizyon dünyasında ücretler çok cezbedici, buna rağmen “Yokum” dememin sebebi korkumdandı… Tek başımayım, hayatım boyunca hep arkamı kollamak zorunda kalmış bir genç kadın olarak ‘kurtlar sofrası’ beni yemesin istedim. Yarışmalarda ünlü olanlar sabun köpüğü gibi kullanılıp atılıyor ya, öyle olmak istemedim. Allah’tan yaşım çok genç değildi ve ne istediğini bilen bir kadınım. Yapımcı, “Bir deneme çekelim” dedi, çektik, içimden bir oyuncu çıktı. Ekranla ilgili hiçbir kaygım olmadığı için, çok doğal bir oyunculuk çıktı. Diksiyonda problemler vardı, ama duygusu çok gerçekti, o da seyirciye geçti ve ekran maceram başladı.

‘Gurur duyduğum bir iş yapıyorum’

*Sonrasında 2011’de Kanal D’de ‘Mutfağım’la başladın, ardından Nursel’li birçok program ve son olarak ‘Gelinim Mutfakta’ ile ikinci sezondasın… Öncelikle önceki programlarını birkaç kelimeyle anlatır mısın?

Bende en güzel tadı, Kanal D’deki ‘Mutfağım’ bıraktı. Türkiye’yi gezme fırsatım oldu. Nasıl maceracı biri olduğumu bugün gördün. Her ilde başka bir şey yakaladım. Ben ‘Mutfağım’la Nursel Ergin oldum, orada çok sevildim. Sonrasında kızım çok küçüktü, reytinglerimiz çok iyi olmasına rağmen İstanbul dışına gitmemek için o serüveni noktaladım. İkinci evliliğimi yaptıktan sonra biraz küskünlükler yaşadım, gereksiz insanlar yüzünden magazin malzemesi oldum, ama kendimi buldum. Ben neyim, kimim, ne istiyorum? “Bunlara tabii ki pabuç bırakmayacağım” dedim ve ‘Gelinim Mutfakta’ için teklif gelince devam ettim. İlk kez reyting yarışının içinde oldum ve güzel bir yere yerleştim. Bu da benim için inanılmaz bir başarı oldu ve kendimle gurur duydum. “Bunu da yaptın, vay be Nursel’cim” dedim.

*Şimdiye kadar seni en çok şaşırtan yarışmacı kim oldu?

Bir kayınvalide oldu, ki kayınvalideleri çok severim. Bir kaynana ne kadar kötü olabilir Ali Abi? “Sen zaten öyle değilsin, sen anne de değilsin, sen şu da değilsin” dedi. Ben sunucuyum, tarafsız durmam gerekiyor, ama içimden bir canavar çıktı. “Sen ne diyorsun ya?” deyip, kadının biraz üstüne gitmiş oldum. Orada birazcık da kendimi eleştirdim. Daha sakin olmalıydım, sunucu olarak daha tarafsız kalmalıydım.

‘Düştüm mü kalkarım, başarı formülüm bu’

*Hayat sana ne öğretti?

Çok sabırlı biriyim, öyle doğmuşum. Başıma ne gelirse gelsin… Ali Abi, ben düştüm mü, kalkarım. Başıma ne gelirse gelsin, kimsenin kaldırmasını, onaylamasını beklemem. Hayat felsefem bu. Yaptığımın arkasında dururum, nerede kaldıysam, oradan devam ederim. Benim başarı formülüm bu.

Kızımın ergenliği beni 180’le duvara çarptı’

*42 yılda edindiğin tecrübeleri kızına aktarabildin mi?

Aktarmışım, gururla söylüyorum, ama bir ara aktaramadığımı düşünüp, kabus dolu iki yılım geçti. Çok zor bir ergenlik geçirdi Bengü. Beni çok zorladı. Beni hayatta hiçbir şey yıkmadı, ama Bengü’nün ergenliği 180 km. hızla duvara çarpmış gibi dumur etti. İki yıl beni çok ciddi süründürdü. Anneliğimi, insanlığımı, kalbimi sorguladım. Ben nasıl bir anneyim? Bir çocuğa bile bakamadım, nasıl böyle olabilir? Korkunç bir süreç yaşadım.
Kadir Has Üniversitesi Mimarlığı kazandı, “Ben okumayacağım” dedi, aslında aynı benim gençliğim… “Ben ayaklarımın üstünde dururum” deyip, gitti garsonluk yaptı. Haber olsa, rezil olacağım. Instagram’dan engelledim onu.

*Yok artık!

Çünkü görmek istemedim o halini… Anneyim, tahammül edemedim. Cemalnur Sargut’u konuk almıştım, ona danıştım. “Kalbine güven, korkma. O senin tohumun, sen nasılsan o da öyle olacak” dedi. Ben Bengü’yü bir saldım, herkese de tavsiye ederim. Ben serbest bırakınca, ona güvenince Bengü bana geri döndü. Demek ki ben kızıma kendimi aktarabilmişim. Erdemli nasıl olunur? Bir kadın olarak ayaklarının üstünde nasıl durulur? Hepsini öğretmişim.

*Beş yıldır evlisin, 23 yaşında bir kızın var. Yeni bir çocuk planınız var mı?

İkimiz de çocuk istemiyoruz. Yetişkin bir kızım var, Murat’ın (Akyer) ikizleri var. Bengü evlense belki birkaç sene sonra anneanne olacağım, yeni bir çocuk çok absürt olur. Bengü’yle daha çok ilgileniyorum, ona annelik yapmaya devam etmek istiyorum. Bengü mimarlığı bıraktı, ama şu an hukuk okuyor, çalışıyor, kendine bakabiliyor, tek başına yaşıyor ve bu yıl benden harçlık almayı bıraktı.

‘Eşimle yaşlanmak istiyorum’

*Kariyer planın nedir?

Kafamda kurduğum tek plan, biraz aileden yoksun büyüdüğüm için şu anki eşimle yaşlanmak istiyorum. O yuvanın başında aslanlar gibi durabilmek istiyorum.

*Eşiniz istiyor mu?

O daha çok istiyor, o beni daha çok seviyor olabilir, bunu da itiraf edeyim. Çok değerli biri, bana öyle hissettiriyor, ben daha agresifim. Hedefim mutlu olmaya devam etmek. Bir evim, kızımın güzel bir eşi olsun, çocuk yapsın, mutlu olsun. Ben yazlıkta torun seveyim, dünyayı gezeyim istiyorum. Gezmeyi seviyorum, hatta televizyon istemiyorum. Çünkü ruhumda şöhret olmak gibi, öyle bir ego yok.

GÜNÜN SÖZÜ

“Anne kalbi, çocuğun okuludur.” (Henry Ford)