19 Şubat 2022 Cumartesi  –  Milliyet Cadde  –  Alice

Digiturk, Süper Lig maçlarının yayın hakkını beş yıllığına 500 milyon dolar+KDV’lik teklifiyle aldığında takvim yaprakları 21 Kasım 2016’yı gösteriyordu.

Türkiye’de futbol maçlarının yayın hakkı ihaleyle satılmaya başladığından bu yana en yüksek bedeldi bu. İhaleyi yapan Türkiye Futbol Federasyonu ile ihaleyi alan Digiturk arasında sözleşme imzalandığında bir dolar kinaç liraydı?

3,3 TL… Bugün bir dolar kaç lira?

13,6 TL… Türkiye’de dolar sürekli yükseliyor mu? Evet.

Her dolardaki anormal yükselişten sonra yıllardır futbol maçlarının yayın hakkını elinde bulunduran BeinSport, TFF ile masaya oturup kurun belli bir rakama fikslenmesini istedi mi?

Evet… Peki şirket her seferinde istediğini aldı mı? Evet… Hal böyleyken yeni ihalenin de ısrarla dolar bazında yapılmasının sebebi ne?

Dolar’la al TL ile sat

Bir ürünün Türk lirası karşılığında satılacağını bile bile birim fiyatını dolar olarak belirlemenin mantığı ne? Birim fiyata her yıl enflasyon oranında artış koymak yerine yabancı bir para birimi üzerinden ihale niye? Futbol kulüplerinin yabancı futbolcular ve teknik direktörlerle dolar veya euro bazında anlaşma yapmış olmaları mı?

Türkiye’de futbol maçlarının ihalelerini şimdiye kadar alan Tele 10, Cine 5, Lig TV nerede? Tele 10, yayınladığı maçların parasını ödemediği için aldığı ihaleyi kaybetti ve battı.

Cine 5’in sonu malum. Lig TV diye bir şey kaldı mı? Hayır. TFF’nin açtığı ihaleye giren yayıncı kuruluşların amacı ne? Kar etmek.

Şirketin abonelik ücreti ve maç yayınlarına alacağı reklamdan başka geliri var mı? Yok. Peki şirket, dolarla aldığı maçları dolar bazında abonelikle satmaya kalksa, bu ülkede Süper Lig maçlarını izlemek için ayda 20 – 30 dolar ödemeyi kim kabul eder? Bırakın sıradan ‘yurdum insanı’nın aboneliğini koskoca TV kanalları, “Yayıncı kuruluş maçların üç dakikalık özet görüntülerinden çok para istiyor” diye yıllarca görüntüsüz futbol programları yapmadı mı?

Batarsa batsın!

İstiyoruz ki yayıncı kuruluş futbol maçlarını 20 kamerayla 4K çekip yayınlasın, kulüplere dolar bazında ödeme yapsın, ama bu hizmetin karşılığını almasın, batsın!

Bu ihale hangi rakamla sonuçlanırsa sonuçlansın, dolar’da anormal bir yükseliş olduğunda yenisi de tıpkı BeinSport gibi yine oturacak federasyonla pazarlık masasına, “Biz bu parayı ödeyemeyiz, döviz kurunu şu rakamda tutalım” diye… Daha önce defalarca denendiği ve hüsranla sonuçlandığına göre TFF’nin maçların ihalesini dolar bazında yapmaktaki ısrarı niye?

Albert Einstein’ın, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemenin delilik olduğunu söyleyeli yıllar oldu.

Türk futbolunu Türklerden başkası izlemediğine göre havamız kime?

Bizi bu ‘hava’lar mahvetmedi mi?

ÜNLÜLER HAKKINDA İLGİNÇ TWEET’LER

İttihadçıların romanı ‘İzmihal’in yazarı Kutlu Altay Kocaova, şöyle bir tweet attı: “2002’de Taksim AKM’deki Barış Manço’yu anma konserinde bizi kapıya, davetiyeleri kontrol edelim diye dikmişlerdi. Muazzez Ersoy’dan davetiye istediğimde, ‘Nereden buluyorsunuz, bu terbiyesizleri’ demişti.”

Emrah Ece, bu tweet’in altına Nükhet Duru’yla bir anısını yazdı:

“Bostancı Gösteri Merkezinde Nükhet Duru ile kapıda karşılaşıp ‘Hoş geldiniz Nükhet Hanım’ diyerek tebessüm ettiğimde bana hiddetle, ‘Eğlenmeye mi geldik buraya?’ demişti. Cenaze evi değildi ama yedim yine de zılgıtı Mahmure.”

‘Yer-Su Hikayeleri’ kitabının yazarı Göktürk Ömer’se “Fazıl Hüsnü Dağlarca, imza atması için ismimi söylerken ‘Neee?’ diye bağırmıştı bana” yorumuyla tweet zincirine katkı sağladı.

Sosyal medyada haklarında yazılanları okuyunca ‘yurdum insanı’nın ünlüleri sevmediği hissi uyanıyor bende. Yanılıyor muyum acaba?

GÜNÜN SÖZÜ

“Yaşım ilerledikçe, insanların ne dediklerine daha az dikkat eder oldum; yalnızca ne yaptıklarını izliyorum.” (Andrew Carnegie)