3 Temmuz 2022 Pazar – Milliyet – Alice
Antalya, gerek festivaller gerekse de yıllarca yönetiminde bulunduğum Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) nedeniyle sıkça gittiğim bir şehir.
Mustafa Akaydın ile Menderes Türel arasındaki siyasi rekabet yüzünden tarihe karışan AKSAV, 7 Mehmet’e yürüme mesafesindeydi.
Yemek için 7 Mehmet’e gittiğimizde rahmetli Hakkı Akdağ, şayet av yasağı yoksa bademli grida yapıp getirirdi.
1937’de kurulan 7 Mehmet, artık üçüncü kuşağa emanet…
Mehmet Akdağ’dan sonra oğlu Hakkı Akdağ ölünce torun Mehmet Akdağ geçti işin başına…
Hakkı Bey öldükten sonra birkaç kez daha gittim 7 Mehmet’e. Mehmet Akdağ, babası Hakkı Akdağ gibi sızma zeytinyağı içinde bademli ve limonlu grida servis edemedi… Hep av yasağına denk geldiğim için torun Mehmet Akdağ’ın elinden grida yemek nasip olmadı, ama
“7 Mehmet”in kuruluşundan bugüne hikayesini okuma şansım oldu.
Mehmet Akdağ anlattı, sevgili Sinan Hamamsarılar “7 Mehmet”in hikayelerini ve mutfağından çıkan lezzetlerin tariflerini yazdı.
Alfa’dan çıkan kitap sayesinde restoranın adının niye 7 Mehmet olduğunu öğrendim.
Babası İsmail Hakkı Çavuş’un vefatıyla 7 yaşında yetim kalan dede Mehmet Akdağ’ı annesi, zamanında Atatürk’ün aşçılarından olan Antalya’da lokantacılık yapan Hacı Hasan’ın yanına çırak verir.
Mehmet’i bindiği eşek tepince, alnının biraz üzerinde V şeklinde bir yara olur.
Hacı Hasan, yemeklerin birinde kıl görünce tüm personelin saçlarını kazıttırınca Mehmet Akdağ’ın alnında Osmanlıca yedi anlamına gelen iz ortaya çıkar.
Hacı Hasan, “Alnındaki yara izinin ne anlama geldiğini biliyor musun? Yedi rakamına benziyor, sen 7 Mehmet’mişsin” der. Mehmet Akdağ, artık 7 Mehmet’tir.
Mehmet Akdağ, 7 Mehmet Restoran’ın menüsündeki “Sezen Aksu Pilavı”nın öyküsünü kitapta şöyle anlattı:
“Sezen Aksu, Altın Portakal Film Festivali zamanında Antalya’da olduğu bir gece, sahneden sonra gece yarısı ekibiyle soluğu 7 Mehmet’te almış. O zaman restoran babamın sorumluluğunda. Sezen Hanım garsona 7 Mehmet’in iç pilavını çok sevdiğini ve sipariş vermek istediğini söylemiş.
O saatte iç pilav olmadığından ve hazırlığı da iki saat süreceğinden babam Sezen Hanım’a bizim bulgurla hazırladığımız, iç pilav malzemelerini andıran malzemeler içeren pilavımızı hazırlamayı önermiş. Önce mezeler gitmiş masaya, ardından sıcaklar, bizim bol malzemeli bulgur pilavımız derken final kabak tatlısıyla olmuş!
Kahveler içilirken Sezen Hanım bulgur pilavını çok beğendiğini ve hazırlayan ustayla tanışmak istediğini söylemiş garsona. Babam masaya gittiğinde Sezen Hanım, pilava olan hayranlığını göstermek için, biraz da esprili mizacının da verdiği kuvvetle, ‘Evlen benimle’ demiş babama. Babam, ‘Ben evliyim’ yanıtını verince de ‘Gel dost olalım’ demiş bu sefer. Babam da geri kalır mı?
‘Ama benim dostum da var Sezen Hanım’ demiş ve tatlı atışmaların yaşandığı keyifli sohbetin sonunda Sezen Aksu, ‘Gerçekten bu pilav çok lezzetli, bir adı var mı?’ diye sorunca babam ‘Yok’ deyince, ‘Sezen pilavı olsun mu?’ diyerek, pilavın adını koymuş.
İşin komiği, bir restoranda bir ünlüyle anılan bir yemek servis edilince müdavimimiz olan başka ünlülerden de espriyle karışık, ‘Ben de şöyle bir yemek severim. Benim adımla anılacak bir et yemeği yapar mısınız?’ gibi talepler oldu ve oluyor.”
Zamansız kadın
Sadece Antalya’nın değil, Türkiye’nin önemli restoranlarından olan 7 Mehmet’in 1970’lerde tutulmaya başlanan anı defterinde Vehbi Koç’tan Yaşar Kemal’e, Aydın Boysan’dan Ajda Pekkan’a, Şener Şen’den Haluk Bilginer’e birçok ünlünün yazdıkları var.
Her ünlünün 7 Mehmet’e ne zaman geldiği ya da anı defterini hangi tarihte yazdığı belli:
Vehbi Koç’un yazısındaki tarih 29 Ekim 1984.
Yaşar Kemal’in anı defterine “Akdeniz lokantası, Akdeniz kadar büyük ve güzel” yazdığı tarih 20.04.1992.
Aydın Boysan yazısı 15.12.1992 tarihli…
7 Mehmet’in anı defterine tarih yazmayan tek ünlü Ajda Pekkan…
Süperstar, “zamansız kadın” olduğunu bir kez daha göstermiş oldu!
GÜNÜN SÖZÜ
“Unutma; senin için başkasından vazgeçen, bir gün mutlaka başkası için senden vazgeçer.” (Mevlana)