MİLLİYET CADDE – 27 MART 2014 PERŞEMBE – ALİCE
Sonucunu merakla beklediğim Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin (MESAM) 13. Olağan Genel Kurulu yapıldığında Almanya’daydım. Oradayken internetten konu hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadım ama döner dönmez işin peşine düştüm.
Önce konu hakkındaki resmi açıklamayı, ardından Alice’ye özel bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. 13. Olağan Genel Kurul’daki seçimden sonra MESAM Yönetim Kurulu’na şu isimler girdi: Arif Sağ, Cahit Berkay, Orhan Gencebay, Ali Haydar Timisi, Emre Saltık, Burhan Bayar, Ahmet Selçuk İlkan, Suat Suna, Metin Karataş, Atilla Özdemiroğlu ve Recep Ergül.
ARİF SAĞ SEÇİLDİ
Görev bölümü için toplanan yönetim kurulu, Arif Sağ’ı yeniden başkan seçti. Atilla Özdemiroğlu başkan yardımcısı, Metin Karataş da sayman oldu.
Malum aylardır Arif Sağ ve arkadaşlarına karşı ciddi bir muhalefet savaşı vardı. Muhalefet cephesinin başını da Burhan Bayar çekiyordu. Çünkü Disiplin Kurulu, Burhan Bayar’ı üyelikten ihraç etmişti.
Anlaşılan o ki, genel kurulda üyeler Bayar hakkındaki kararı iptal etmekle yetinmedi, yönetime de seçti.
Aynı seçimde Bayar, İbrahim Tatlıses gibi muhalif isimlerin mahkeme kararıyla görevden el çektirdikleri Arif Sağ ve arkadaşları da yeniden seçildi. MESAM üyeleri; onların yanına müzmin muhalif birkaç ismi de getirdi.
İktidar ve muhalefetin sandıkta yarışması demokrasinin bir nimeti. Sandıktan iktidarla muhalefetin çıkması da demokrasinin bir cilvesi!
İLK FİREYİ VERDİLER
Mevcut gerilimi bitirsin diye yapılan seçim sonunda, gerilim bu kez bizzat yönetim kuruluna sıçradı. Bu demektir ki, Arif Sağ ve arkadaşlarının çoğunlukta, muhalefetin azınlıkta olduğu bir MESAM Yönetim Kurulu çok şeye gebe…
Zaten ilk toplantıda ilk fireyi de verdiler. Genel kurulda yönetim kurulu üyeliğine seçilen Orhan Gencebay affını istedi.
‘BABA’ DİYOR Kİ…
Dün konuştuğum ‘Orhan Baba’ şunları söyledi:
“Seçim öncesi de konuşmuştuk seninle. Bitmiş müzik sektörünü ayağa kaldırmayı amaçlayan bazı projelerim vardı. Bu yönetimle bu projeleri hayata geçirme şansımın olmadığını görünce istifa etme kararı aldım ama Türkiye’de toplanan yıllık telifi layık olduğu seviyeye yükseltmek için mücadelem bitmiş değil.
Telif Yasası’nda seçimden sonra yapılacak değişiklikler yasallaşınca yeniden aktif olarak döneceğim hak arama mücadelesinin içine.”
TWITTER YASAĞINDA OFSAYTA DÜŞENLER!
Twitter’a erişimin engellenmesi kararından sonra yapılan yorumlar hakkında iki kişinin tavrı bana çok ilginç geldi.
Bu isimlerin ikisi de ünlü… Biri oyuncu, diğeri şarkıcı…
Twitter’ın kapanması üzmemiş bu abimizi…
Twitter’da insanlara hakaret edenlerin savcı karşısında, “O hesap benim değil” diyerek yalan konuştuğunu düşünen bu sanatçımız diyor ki, “Önüne gelen herkese belden aşağı saydır, sonra da çamura yat…Ne güzel ya! ”
Alice’yi takip edenler bilir, yıllardır yazdığım bir konu bu. O yüzden bu satırların altına ben de imzamı atarım. Üstelik benim sicilimde, birilerine parayla internet sitesi kurdurup, sevmediğim insanlara her Allah’ın günü hakaret ettirmek ve iftira atmak gibi kirli bir sayfa yok. Ama dün sütre arkasına gizlenip benzer bir kirli oyunu sahneye koyanların bugün aynı şeyi yapanları, gerçek kimliklerini açıklamaya davet etmesi o yüzden samimi gelmiyor bana.
HAKKINI BAŞKA YERDE ARA!
Dün, Başbakan’a mektup yazarak magazincileri şikayet eden oyuncu, bugün mahkeme kararıyla kaldırması gereken içeriği kaldırmadığı için Twitter’ın toptan kaldırılmasını kınıyor. Magazincilerin sana karşı işledikleri bir suç varsa; hukuk önünde hakkını aramak varken, Başbakan’a şikayet ederek ‘genel bir yasak’ getirmenin peşinde olan bir insan, bugün Türkiye’nin, ‘sakıncalı içerikleri mahkeme kararlarına rağmen çıkarmadığı için’ Twitter’a erişimi toptan engellemesine nasıl itiraz edebilir? Dün aynı şeyi sen kendin için talep ediyordun; hem de hukuktan değil, siyasetten…
Sorsan ‘en demokrat’, ‘en özgürlükçü’ onlar…
GÜNÜN SÖZÜ
“Biraz insan ol diyeceğim ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.” (Donnie Darko filminden…)