MİLLİYET CADDE- 22 Ekim 2012 Pazartesi ALİCE
‘2013 Eurovision Türkiye Temsilcisi Kim Olmalı?’ anketi hazırlandı. Ben baktığımda Hayko Cepkin açık ara öndeydi. Onu Hadise, Hande Yener ve Murat Boz izliyordu. Bakalım bu anketin sonucu nasıl yankı bulacak Eurovision Şarkı Yarışması 2. Özel Danışma Kurulu Toplantısı’nda…
TRT 2013’te Eurovision’a değil kimi göndereceğini, henüz o adayı hangi yöntemle belirleyeceğini bile kararlaştırmadı daha.
Bu amaçla adeta bir arama toplantısı yapılacak 2 Kasım’da İstanbul’da.
O toplantıya katılanlara ışık tutması amacıyla bir oylama başlatıldı sosyal medyada.
‘2013 Eurovision Türkiye Temsilcisi Kim Olmalı?’ anketini hazırlayanların gösterdikleri adaylar kimler mi?
Ajda Pekkan, Aynur Aydın, Burcu Güneş, Gökçe, Gülşen, Hadise, Hande Yener, Hayko Cepkin, Murat Boz ve Ziynet Sali.
Ben baktığımda Hayko Cepkin açık ara öndeydi. Onu Hadise, Hande Yener ve Murat Boz izliyordu.
Bakalım bu anketin sonucu nasıl yankı bulacak, 2 Kasım Cuma günü TRT İstanbul Radyosu/Mesut Cemil Stüdyosu’nda yapılacak Eurovision Şarkı Yarışması 2. Özel Danışma Kurulu Toplantısı’da?
BU DEVİRDE BU KAFA!
Özcan Deniz, Twitter’da yazmış:
“Woody Allen’ı bile kıskandıracak bir İstanbul filmi çekmek büyük hayallerimden biri. Kısacası hayal kurmaktan korkmayın ve çalışın. Edirne’nin ötesindekiler de uzaylı değiller. Yeryüzündeki herhangi bir insan yapabiliyorsa sen de yapabilirsin.”
Millet olarak temel sorunlarımızdan biridir, bir şeyleri başarmış, o sayede dünyaca ünlü olmuş insanları ‘yeryüzündeki herhangi bir insan’ olarak algılamak.
Evet onların da senin, benim gibi iki eli, iki ayağı, iki gözü, iki kulağı, bir burnu, bir ağzı var.
Onlar da insanlar, ama dünyaya bakışımız, meziyetlerimiz o kadar farklı ki!
Onlar aralarındaki yetenekler sivrilsin, topluma önder olsun diye destek verir, biz yukarı çıkanı paçasından tutar, aşağı çekeriz.
Onlar insanoğlunun daha rahat yaşaması için ha bire buluş yaparken, biz yapılırken alkışladığımız darbelerle hesaplaşırız hem de yıllar sonra.
Tunceli sanki özerk bölge!
Edirne’den öte şöyle bir karar vermez hiçbir mahkeme:
“Pınar Aydınlar, 10’uncu Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nde ‘sakıncalı türküler’ söyledin. O yüzden hakkında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açtık, ama şimdilik düşürüyoruz bu davayı. Lakin üç yıl içinde Tunceli’de bir daha türkü söylersen, yeniden açarız dosyayı.”
Sanırsın Tunceli, Türkiye Cumhuriyeti’nin 81 ilinden biri değil de, özerk bir bölge!
49’uncu Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Film’ seçilen ‘Güzelliğin On Par’ Etmez’ filmiyle ilgili sinema örgütlerinden bir kısmı tuhaf bir bildiri yayımladı.
Bildiride özetle deniyor ki, “‘Güzelliğin On Par’ Etmez’ de ‘Kuma’ gibi Avusturya filmi. ‘Kuma’yı eleyen festival, onu da elemeliydi. 10 meslek birliğinin altına imza attığı bildiride diyor ki, Sinema Genel Müdürü’nün uyarısına rağmen festival, ‘Kuma’ gibi Avusturya filmi olan ‘Güzelliğin On Par’ Etmez’i elemedi”…
Yapanlar bilmiyor, onlar biliyor
Sanırsız festival, AKSAV’la Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği sivil bir organizasyon değil de, Sinema Genel Müdürlüğü’nün bir etkinliği, Sinema Genel Müdürü Cem Erkul da ‘Altın Portakal’ın sicil amiri.
Festivalin bütçesi 6-8 milyon TL.
Devletin yaptığı yardım taş çatlasın 500 bin TL.
Festival yetkilileri, “Tüzüğümüz belli. ‘Kuma’nın koşulları Ulusal Bölüm’de yarışmaya müsait değildi, ama ‘Güzelliğin On Par’ Etmez’in yarışmasında hiçbir sakınca yok. Bir filmin Altın Portakal’da yarışması için ‘Eser İşletme Belgesi’ alıp almaması ya da üç meslek birliğinden birine üye olup olmaması bizi bağlamaz” diyor açıkça.
“Türk vatandaşı olabilirler, ama…”
10 meslek birliği diyor ki, “Aynı zamanda ikinci bir vatandaşlık kimliği olarak da Türkiye vatandaşı olabilirler. Karşı çıktığımız konu başka ülkelerin filmlerinin Türkiye yapımıymış gibi kabul edilmesi veya sunulmasıdır.”
‘Güzelliğin On Par’ Etmez’ için “Türkiye yapımı” diyen yok. Festival yöneticilerinin dediği şu:
“Bize göre bu bir Türk filmi.”
Ama meslek örgütleri kabul etmiyor bunu.
Çünkü bu filmi yazan, çeken ve “Ortağıyım” diyen Hüseyin Tabak, hem T.C., hem Alman vatandaşı; yani çifte pasaport sahibi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ha bire Avrupa’da yaşayanlara “Çifte vatandaş olun” diye çağrı yaparken, ‘faşizan ve ırkçı yaklaşımları’ kınadığını açıklayan 10 meslek birliğinin ‘çifte pasaport’ sahiplerine karşı yaklaşımı düşündürücü.
O zaman düzenleyin ‘Öz Hakiki Türk Filmleri Festivali’ diye bir yarışma, olsun bitsin.
Bu devirde, bu kafa, pes valla!
GÜNÜN SÖZÜ
Üzüntü, salıncaklı bir iskemle gibidir, size yapacak bir iş verir, ama sizi bir yere götürmez. (Frances Youd)