MİLLİYET CADDE – 2 OCAK 2012 ÇARŞAMBA   ALİCE

Eray Aytimur ve Avrupa Müzik sahipleri arasında yaşananlar ilginç bir durum aldı. Olay ‘kişisel mevzu’ olmaktan çıktı, ‘meslek etiği’nin kapsama alanına girdi. O açıdan ilginç bir mevzu.

Müzik yazarı-eleştirmenliğinin yanı sıra düne kadar Avrupa Müzik’te Uluslararası Basın ve PR Müdürü olarak çalışan Eray Aytimur’un şirketiyle yolları ayrıldı. Normalde bir müzik şirketiyle yöneticisinin yollarının ayrılmasını yazı konusu yapmam. Ancak yapılan açıklamalar gösteriyor ki bu, ‘kişisel mevzu’ olmaktan çıktı ‘meslek etiği’nin kapsama alanına girdi.
O açıdan ilginç bir mevzu oldu.
Bu arada şunu da belirtmekte yarar görüyorum.
Avrupa Müzik’in sahipleri mi haklı, yoksa Eray Aytimur mu?
İşin bu yanıyla da ilgilenmiyorum.
Benim ilgilendiğim şey, işin müzik yazarlığı kısmı.
Nedeni de Aytimur’un Medyatava’ya yaptığı şu açıklamada saklı:

Müzik yazarak geçinilmez!
“2004’ten beri muhtelif müzik şirketlerinde çalıştım. Birçok gazete, dergi için müzik yazıları ve röportajları hazırladım, hazırlamaktayım. Geçen yıl RS FM’de müzik direktörlüğü ve müzik programı yaptım. Bir süredir de TRT Belgesel kanalına bir müzik programı hazırlıyorum.
Eleştirmenliğin oldukça zayıf kaldığı bir ülkede kendime gerine gerine müzik eleştirmeni demem, ama müzik yazan çizen biri olarak sadece kendi zevkimi, bir de az çok müzik eğitimimin getirilerini temsil eden şeyler yapmaya çalıştım, çok da keyif alıyorum.
Gelgelelim sadece müzik yazarak hayatımı sürdürmem imkansız olduğu için profesyonel olarak da hep müzik sektöründe çalışmayı tercih ettim.
Sadede gelirsem.
Son üç yıldır yıl sonlarında zaten hep sorulur bana da. Yılın en iyi yerli-yabancı albümleri listesi yaptırılır.

Şirketin sanatçısı varken
Habertürk TV’den de ‘2012’nin en iyi yerli ve yabancı albümü’nü sormak için röportaja geldiler. Avrupa Müzik’in temsil ettiği Universal Müzik’in Ekim 2012’den beri taşıdığım Uluslararası Basın ve PR Müdürü titrini gözetmeden en iyi yerli albüm seçimimi Jehan Barbur’un ‘Sarı’sından yana yaptım. Bana müzik yazarı sıfatımdan ötürü sordular, müzik yazarı olarak ve kalbimle cevap verdim.
Bu sabah Avrupa Müzik yöneticileri Cengiz Erdem ve Deniz Erdem’in asistanı Özlem Uzun beni arayıp, ‘Patronlar çok kızdı, pazartesi günü seninle konuşacaklarmış benden söylemesi’ dedi.
Acaba bir sitem ya da uyarı maili mi geldi diyerek şirkete ait eposta hesabıma girdim ve şifremin değiştirildiğini gördüm. Bunun üzerine aradığım Cengiz Erdem telefonunu cevaplamadığı için Universal Türkiye Koordinatörü Esra Erdem’i arayarak olan biteni sordum.

“Maaşın Göksel’den geliyor”
Dün gece Habertürk TV’den ve hatta Göksel’den telefon aldıklarını Göksel yerine Jehan Barbur’u seçmemden, hele ki bu röportajı bir de kendi ofislerinde vermemden çok rahatsız olduklarını belirtti.
‘Maaşımı Göksel’in albüm satışından alırken nasıl böyle bir şey yapabilir mişim’ dendiğini iletti. Bunun üzerine Esra Hanım’ın önerisiyle Cengiz ve Deniz Erdem’e bir mail atıp fikirlerimin asla pazarlığa tabi olmadığını, şahsi tercihlerimin maaşa bağlanamayacağını ve dolayısıyla Avrupa Müzik’te artık çalışmayacağımı belirttim. Müzik yazarı dediğin objektif olur. bu doğrultuda onların ihanet olarak gördüğü şeyin bence profesyonellik olduğunu belirttim.
Benim için tüm mesele bu. Bir de evet, merak ediyorsanız, yılın en iyi albümü de Jehan’ınki. Veya Mabel’in. Belki de Ceylan’ın ama Göksel’inki kesinkes değil, ama sadece bence böyle.”

Turkcell Müzik’te 1 numara
Aytimur’un bu açıklamayı yaptığı gün Turkcell Müzik’te 2012’de indirilen şarkı sayısı ve en çok indirilen şarkı açıklandı.
‘Akıllı cep telefonu’ maharetiyle 2012’de Turkcell Müzik’ten 30 milyon şarkı indirdi insanlar.
Peki ‘1 numara’da kim var?
‘Acıyor’la Göksel.
Demek ki Aytimur’un beğenmediği kadar da kötü değilmiş Göksel’in şarkıları.
Paraya kıyıp Göksel’in şarkısını indiren ‘akıllı cep telefonu’ sahibi yüz binlerce insanın müzik zevkini de bu denli yabana atmamak gerekir demek ki!
Aytimur, “Müzik yazarı dediğin objektif olur” derken, yerden göğe kadar haklı.
Ancak bir müzik yazarı/ eleştirmen, objektif olabilmesi için müzik şirketlerine, şarkıcılara ve yazı alanına giren herkese eşit mesafede durmalı.
Müzik yazarı dediğin, şarkı sözü ve beste pazarlayan insan olmamalı.
Müzik yazarı dediğin diskolarda, barlarda da DJ’lik yapmamalı.
Peki mümkün mü bu?
Müzik yazarına geçimini sağlayacak kadar para verirsen ‘ek iş’ yapmak zorunda kalmaz.
Buna rağmen yaparsa “Güle güle” dersin.
Hem müzik eleştirmenliği yaptır, hem üç kuruş para ver, ondan sonra da ondan objektif olmasını bekle.
Görüldüğü gibi olmuyor  öyle.

GÜNÜN SÖZÜ
Şu kalbi çoktan söküp atardım, ama içinde sen varsın, kıyamadım.