28 Kasım 2024 Perşembe – Milliyet – Alice
“Bu ülkenin seliyle, yangınıyla, tufanıyla ben niye mücadele ediyorum abi? Bu işin birimleri var. Eşimin karnı burnunda, biz arabayı hazırlıyoruz Kahramanmaraş’a gideceğiz yardıma, karım telefonda ‘Vinç ayarlayabilir miyiz?’ diyor. Ulan ‘Bir dakika’ dedim, benim karım doğuruyor. Benim karım doğururken benim Kahramanmaraş’ta ne işim var? Tamam deprem oldu bu acıyı yaşıyoruz o yüzden oradayız zaten ama biz bunu neden yapıyoruz, neden yani? Saat sabah dört, akıl alır gibi değil, diğer çocuğum yukarıda uyuyor. Burada hata yapıyoruz, biz bu manipülasyona neden kapıldık ya? Biz neden koşturuyoruz? Elimizde kovalarla ormana falan…”
Oyuncu Ali Atay’ın bu sözlerine sosyal medyada tepki yağınca onun gibi düşünenler hemen karşı atağa kalktı.
“Ali Atay, Gezi Parkı eylemlerinden arkadaşımız onu kimseye yedirmeyiz” diyecek yürekleri yok, ama “Yanlış anladı, aslında söylemek istediği şu” veya “Ciddi bir sistem eleştirisi yapan Ali Atay’ın sözlerini tercüme etmek bana düştü” diye yazıyorlar.
İnsanları güldüren Şota’nın tercümanı gibi Ali Atay’ın sözlerini Türkçe’den Türkçe’ye çeviren işgüzarlara sorum şu:
Ali Atay’ı kim manipüle etti de yangın söndürmeye koştu, sekiz aylık hamile eşiyle Kahramanmaraş’a gitti? Manipülasyonu devlet mi yaptı, yoksa sosyal medyada yaygara koparanlar mı?
Onların beğenmediği devlet, deprem bölgesinde 101 bin 254 konutu hak sahiplerine teslim etti, bir o kadarının inşaatı sürüyor, 340 bin 303 bağımsız bölümün de ihalesi yapıldı.
Her doğal afet sonrası “Devlet nerede?” diye soranlara şu gerçekleri hatırlatmakta fayda var.
ABD, dünyanın süper gücü ve jandarması mı?
Evet…
Peki haftalarca söndürülemeyen orman yangınlarının can kayıpları ve milyarlarca dolar zarara yol açtığı ABD’li sanatçılar niye hiç “Devlet nerede?” diye isyan etmedi?
Geçen ay 200’den fazla can kaybının yaşandığı İspanya’daki sel felaketinden sonra insanlar el ele verip sokaklardaki çamurları temizleyince ülkedeki sanatçılardan biri, “Bu işin ilgili birimleri var, halk niye sokakları temizliyor?” dedi mi?
ABD ve İspanya’da her doğal afet sonrası sırf iktidar karşıtlığı yüzünden ülkesini kötülemeyi alışkanlık haline getiren sanatçılar yok demek ki!
Zayıflama iğnesi ölümden döndürdü
Demet Akalın, mayıs ayında 11 kilo nasıl zayıfladığını açıkladığında ne demişti?
Liposuction ile yağlarından kurtulduğunu anlatan şarkıcı, “Bu işlerden korkuyordum ama bu sefer doktora güvendim. Doktorum altı kilo yağ aldı. Şimdiye dek 10 kilo verdim, daha da vereceğim” demişti.
Meğer sadece yağ aldırmamış. Konser öncesi paylaştığı fotoğrafın altına takipçisi, “Yıllardır spor yapan Ebru Şallı’da bu kadar kas yok. Helal olsun. İki ayda kas yaptı, ey para nelere kadirsin” diye yazmasa, şarkıcının zayıflama sırrı ortaya çıkmayacaktı.
Akalın, “Yok aşkım iki hafta yemek yiyemedim kusmaktan. Zayıflama iğnesi oldum. Sus, ölümden döndüm. Bir daha tövbe!” diye yazınca işin aslı anlaşıldı!
Demek ki neymiş?
Sır tutmak her insana özgü değilmiş!
Bazen bir takipçinin işin aslını bilmeden yaptığı yanlış saptamayı düzeltmek isteği bile bir sırrı çıkarabiliyor açığa.
GÜNÜN SÖZÜ
“Dil söyler, kulak dinler. Kalp söyler, kainat dinler.” (Yunus Emre)