MİLLİYET CADDE – 18 Mayıs 2012 Cuma ALİCE
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın isteğiyle hazırlanan ‘ara formül’ Bakanlar Kurulu’ndan vize alırsa, bundan böyle devlet, yeni sanatçı almak yerine, oyun veya temsil başına sözleşmeli sanatçı çalıştıracak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliğinde yaptığı değişikliğin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Şehir Tiyatroları’nın yanı sıra Devlet Tiyatroları’nı da özelleştireceklerini açıklaması, sanat dünyasında bir hayli fırtına kopardı.
Ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu’nun yaptığı bir toplantı çıkışında, tiyatroların özelleştirilmesi için ilgili bakanlıkların çalışma yapmaya başladığını açıkladı.
Gelinen noktada anlaşılan o ki, bu konuda çalışma yapması için görevlendirilen bakanlıklardan biri olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, bir ‘ara formül’ taslağı hazırladı.
Habertürk’ten Yıldız Yazıcıoğlu’nun yaptığı ‘Tiyatroda özelleştirme yerine, sözleşmeli sanatçı formülü’ başlıklı habere göre bakanlığın hazırladığı taslak özetle şöyle:
Günay, orta yol peşinde
Devlet Tiyatroları Sanatçısı kavramı kalkacak, onun yerine sözleşmeli sanatçı dönemi
başlayacak.
Buna göre bundan böyle Devlet Tiyatroları’na kadrolu sanatçı alınmayacak, ama mevcutların özlük hakları muhafaza edilecek.
Devlet, kadrolu sanatçılara, ‘yüksek tazminat’ önerip, emekli etmeye teşvik edecek.
Şayet Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın isteğiyle hazırlanan bu taslak Bakanlar Kurulu’ndan vize alırsa, bundan böyle devlet, yeni sanatçı almak yerine, oyun veya temsil başına sözleşmeli sanatçı çalıştıracak.
‘Kiralık oyuncu’ dönemi
Şehir Tiyatroları veya Devlet Tiyatroları’nın kadrolu sanatçıları için tartışmalı konulardan biri de, maaşlarını aldıkları kurumdan çok,
televizyon dizilerinde mesai yapıp, para kazanmalarıydı.
Hazırlanan taslakta, bu sorun şöyle çözüldü:
Dizi, reklam ya da kurum dışı bir projede yer almak, oynamak isteyen kadrolu sanatçılar ya da onların adına yapımcılar, döner sermayaye belirlenen miktarlarda ödeme yapacak.
‘Misafir sanatçı’ ya da ‘konuk oyuncu’ alıştığımız bir kavramdı.
Şayet taslak yasalaşırsa bundan böyle ‘kiralık oyuncu’larımız da olacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı bu taslağa ya da ‘orta yol’a bakalım, iktidar ve tiyatro dünyasının tepkisi nasıl olacak?
AVM’LER ÜNLÜLERiN YENi GELiR KAYNAĞI
Talep çok, arz fazla olunca ne tür sorunlar çıkıyorsa ortaya, tersinde de aynı durum söz konusu.
Arz çok, talep az olunca, bir yol kalıyor geriye.
O da promosyon, reklam ve tanıtımla talebi artırma.
İstanbul’un her yanı alışveriş merkezi doldu.
Bazıları gibi AVM düşmanı değilim.
Aksine, İstanbul gibi büyük bir şehirde alışverişe çıktığınızda otopark sorunu diye bir şey yok AVM’lerde.
Cadde ve sokakları dolaşıp alışveriş yapmanın keyfi elbette ki başka, ama AVM’lerin müşterilerini yağmurdan, yazın sıcağından, kışın soğuğundan koruduğu da ortada.
Her yeni AVM’nin en yakınındaki eski AVM’nin işlerini sekteye uğrattığı da ortada.
Her yeni AVM ‘in’, ondan öncekilerin çoğu ‘out’ olduğundan eskiler için talebi artırmanın yolu belli:
AVM’deki mağazalardan belli miktarlarda alışveriş yapanlara kurayla beyaz eşyadan otomobile kadar uzanan çeşitli hediyeler dağıtmak ya da insanların ünlülere karşı olan merakından yararlanmak.
Her özel gün için insanların ilgisini çekecek bir etkinlik düzenleyerek müşteri sayısını artırmaya çalışan AVM’ler, ünlüler için de yeni gelir kaynağı oldu.
Konser, imza günleri, söyleşiler gibi çeşitli etkinlikler sadece AVM’lerin cirolarını artırmıyor.
Bu etkinliklerin vazgeçilmezi popüler kültür yıldızları da bu sayede ekstradan kazanç elde etmiş oluyor.
DİDEM UZEL’İN ESKİSİ BİLE PARA
Didem Uzel, komşusu hakkında dava açtı.
Sebep ne biliyor musunuz?
Didem Uzel’in sitenin deposuna koyduğu elbiseleri komşusu internetten satışa çıkarmış.
Ve Didem Uzel’in eski eşyaları
15 bin TL’ye alıcı bulmuş.
Didem Uzel’in bardağın biraz da ‘dolu’ tarafına bakması gerekmez mi?
Uzel’in depoya attığı eskilerini internetten pazarlayan komşumdan şikayetçi olacağına, “Vay be! Eski kıyafetlerim bile
15 bin TL’ye alıcı buluyor. Hâlâ geçer akçeyim” diye şükretmesi gerekmez mi Allah aşkına?GÜNÜN SÖZÜ
Yüreğinin götürdüğü yerde kırılırsın… Aklının götürdüğü yerde yanılırsın… Yüreğin aklına, aklın yüreğine uymaz, daralırsın… Sonra ne akıl kalır, ne yürek, dağılırsın…