MİLLİYET CADDE – 26 TEMMUZ 2013 CUMA – ALİCE
Feryal-Kemal Gülman çiftinin ayrılığında bugün olan biteni anlamak ve yarın olacakları kestirebilmek için aslında bu masalın nasıl başladığına bakmak lazım.
İstanbul sosyetesinden Feryal Gülman’la (48) Kemal Gülman’ın (76) boşanacak olması herkesin dilinde. Feryal Hanım’ın eşinden 200 milyon tazminat istemesinin etkisi büyük tabii ki…
Evden ayrılıp, otele yerleşen Kemal Gülman, “Hâlâ şoktayım, şaşkınım. Çalışmaya devam edeceğim. Önce bu şoku atlatmak istiyorum” dedi.
Eşinin 22 yaşındaki T.B. ile ilişkisi olduğu iddiasıyla boşanma davası açan Feryal Gülman, boşanmaya yanaşmayan Kemal Gülman’ı affetmeyeceğini söyledi ve ekledi:
“Kadının yaşı neredeyse evliliğimizin süresi kadar. (T.B. 22, onların evliliği 21 yaşında) Diyecek bir şey bulamıyorum. Bir an önce bu yaşadıklarımı unutmak istiyorum. Bu acıyı umarım atlatırım.”
Olay boşanma hakkındaki en sert ve sürpriz açıklamaysa Kemal Gülman’ın ilk evliliğinden olan oğlu Lemi Gülman’la geçen hafta evlenen spiker Ece Özbek’ten geldi. Özbek, Hürriyet’ten Demirhan Hararlı’ya şunları söyledi:
“Feryal Hanım uzun zamandır malları üzerine geçiriyormuş zaten. Bebek’teki 50 milyon dolarlık yalıyı bile Kemal Bey’den almış. Temmuz başında mahkemeden Kemal Bey için eve yaklaşma yasağı koydurmuş. Kemal Bey bunu bile yeni öğrendi. Boşanma davası açıldığını
bile gazetelerden öğrendi. 76 yaşındaki Kemal Bey’in 22 yaşındaki T.B. ile ilişkisinin bile bir tuzak olduğuna dair iddialar var.”
Anlaşılan o ki gün geçtikçe entrikası bol dizilerden daha ilginç bir hal alacak bu boşanma…
Bugün olan biteni anlamak ve yarın olacakları kestirebilmek için aslında bu masalın nasıl başladığına bakmak lazım.
Çünkü evlendiklerinde ‘28 yaş’ın ötesinde de farklar vardı aralarında. Feryal Gülman’ın anlattıklarını okuyunca daha iyi vakıf olacaksınız yılın boşanma davasına…
FERYAL GÜLMAN 3 YIL ÖNCE NELER ANLATTI?
11 Ocak 2010 tarihli Posta’da Seral Cumalı imzasıyla yayımlanan söyleşide Feryal Gülman, şöyle anlattı Kemal Gülman’la tanışıp, evlenme macerasını:
Kemal Bey’le aşk nasıl başladı?
Kemal o zaman 52 yaşındaydı ve eşinden 7 ay önce ayrılmıştı. İş görüşmemizde, ‘Ben de eşimden ayrıldım’ dedi, çok üzüldüğümü söyledim, başka bir şey aklıma bile gelmedi. Bir hafta sonra, telefon açtı, ‘Ben sizi ofisinizde ziyaret etmek isterim’ dedi. Gelmeden önce çiçek geldi, ‘Hayırdır inşallah’ dedim. Ben de o sıra diyet yapıyordum, salatalık, havuç falan yiyordum, ona güzel pastalar ikram ettim. Sonra bana “O yediğiniz salatalıklar hiç güzel değildi” diye Çengelköy salatalıkları yolladı. ‘İlk hediyesi neydi?’ diye sorulunca, ‘Çengelköy salatalığı’ diyorum!
Peki kalbinizi ne zaman çarptırdı?
Birlikte yemeğe çıktıktan sonra ben iş İngilizcesi için Londra’ya gittim. Bir hafta sonunda Londra’ya geldi. Orada heyecan hissettim. Sonra bir hafta sonu daha geldi, orada aşk başladı. İstanbul’a dönünce bana Toplu Konut İdaresi’nden (TOKİ) muazzam bir iş teklifi geldi, Kemal’in evliliğe negatif tavrı ve benim de kariyer arzum nedeniyle teklifi kabul ettim. Ben aşık olmuştum ve kendi kendime o da bana aşık olsaydı evlenmek isterdi diyordum.
Neden evlenmek istemiyordu?
O tövbeliydi evliliğe. Hem de yaş farkı, din farkı, çocukları, birçok engel vardı. Bana da o kadar güzel kariyer teklifi gelmişti ki; dedim ki; Feryal sen aşık oldun, onda birçok şeyi buldun, ama bu işin sonu yok. En iyisi gitmek. Ankara’ya gidip TOKİ Dış İlişkiler Daire Başkanı oldum. O zaman Turgut Özal Başbakan ve ‘prensler’in devri. Biz de o dönemin insanları olarak bir yerlerin başlarına getiriliyoruz. İnsanlar 45 yaşında böyle pozisyonlara getiriliyor, ben 25 yaşında getirildim. Dayalı döşeli apartman dairesi, altıma araba verdiler. Fakat iş stresinden, sıkıntıdan 11 kilo aldım. O dönem Kemal’le benim için birbirimizi tanıma, anlama ve ne istediğimizi bulma dönemi oldu.
Evlenme teklifi nasıl geldi?
Artık evlilik işinden vazgeçmiş, Ankara’da kalmaya ve siyasete girmeye karar vermiştim. O da kafasına koymuştu ki bu iş olmayacak, İstanbul’da farklı bir hayata başlamıştı, çapkınlık yaptığını duyuyordum. Tabii bana ‘Duydukların yalan’ diyordu. Ben Ankara’da bunları duyunca bu işin tamamen bittiğini hissetmiştim. Bir hafta sonu Kemal Ankara’ya geldi ve bana evlenme teklif etti. Evlenme teklif etmesiyle evlenmemiz arasındaki gün sayısı sadece 21!
Neden bu kadar acele ettiniz?
Başka türlü ne o ailesiyle ne de ben ailemle başa çıkamazdık. Benim ailem de çok karşı çıktı. Eşimin çocukları için de o kadar genç bir kadınla evlenmesi mutlaka sempatik değildi. O 21 gün, ne ben ailemle görüştüm ne de o çocuklarıyla. Şu anda onun çocukları, benim ailem mıç mıç mıç yaşıyoruz, herkes birbirini seviyor.
Kemal Bey’de sizi ne cezbetmişti?
Aslında hiçbir şeyin cezbetmemesi gerekiyordu. Çünkü olmaması gereken her şey vardı. Yaş farkı vardı, çocuklar vardı, din farkı vardı. Ama benim eşim çok hoş sohbet, çekici, başarılı, güçlü, sevgi dolu, dünya tatlısı biri. Çok düşünceli, çok neşeli, hayatı yaşamayı seven, karşısındaki insana yaşatmayı seven, son derece canlı bir insan. Belki baba sevgisi, belki baba güveni. Babamı çok küçükken kaybettim, hep tutunmak istediğin bir şey, ona tutunuyorsun.
28 yaş fark var aranızda, bu neyi değiştirdi? Siz mi yaşlandınız, o mu gençleşti?
Aslında ben her zaman ondan daha olgundum. O ise bugün 20 yaşındaki bir erkeğin olamayacağı kadar hareketli, neşeli, canlı, çok çocuk ruhlu. Bana hep çocuk geldi, ben ona yetişeyim diye çok koştum. Flört ederken akşam yemeğe gidiyorduk, sonra gece 12’de ‘Bir yere daha gidelim’ diyordu; ben evime gitmek istiyordum. Babamı erken kaybettiğim için ben hiç çocuk, hiç genç kız olmadım. Erken olgunlaştım, çok çabuk büyüdüm.
Okudunuz Gülman’ın anlattıklarını…
Benim bu öyküden anladığım şu:
Nasıl başladığıysa öyle bittiği!
GÜNÜN SÖZÜ
Aşk acısı taşımayan yürek ya deliye aittir ya da ölüye.