MİLLİYET CADDE – 4 KASIM 2913 PAZARTESİ – ALİCE
Edip Akbayram’ın ressam eşi Ayten Akbayram’ın TÜYAP’ta sergilediği 25 parça arasında “En değerli eserim” dediği ”Gezi”de “beş fidan”ın adları yazıyor…
Ataşehir’le İzmit arası 88, Kitap Fuarı’nın yapıldığı Beylikdüzü TÜYAP ise 70 km… Arada 18 km fark olmasına rağmen TEM’den TÜYAP’a gitmek İzmit’e gitmekten daha çok zaman alıyor. Yolda geçecek onca zamanı ve trafiği göze alıp ilk gün gittim Kitap Fuarı’na. Otomobili açık otoparka bırakanlar ana girişten değil de 7 ve 8. Salon’dan giriyor fuara…
O da ne?
Bir tane kitap reyonu yok, her taraf tablo…
Kitap şirketleri yerine ressamların sergileri var.
Birkaç stand geçince baktım Edip Akbayram…
“Hayrola abi, eve tablo almaya mı geldin” deyince, verdiği şu yanıt şaşırttı beni:
“Eşimin sergisi bu. Eşim aslında ressam, ama 10 yıldır da seramik yapıyor. Biliyorsun yazları Avanos’ta yaşıyoruz. Avanos, malum seramik çamurunun bol olduğu bir yer. Eşim orada bir fırın yaptırdı kendine. Son beş yıldır orada yazın yaptığı eserleri kışın Kitap ve Resim Fuarı’nda sergiliyor. Aslında sadece Kitap Fuarı değil burası, Kitap ve Resim Fuarı, ama nedense sadece Kitap Fuarı diye sunuluyor kamuoyuna.”
Çok geçmeden sergideki 25 parça eserin sahibi Ayten Akbayram da geldi yanımıza. Eskiden sadece resim yaptığını, son yıllarda seramik sanatına ağırlık verdiğini anlatan Ayten Akbayram, “Bu yılki sergimin en değerli eseri Gezi” dedi.
Bu eseri diğerlerinden farklı ve değerli kılan şey, fiyatının 4.500 lira olması veya salt odun ateşiyle 1.300 derecede tuz atılarak pişirilmesi değil, Ayten Akbayram’ın motiflerle anlattıkları… Ortadaki “beş fidan”ın adları ön taraftaki kaidede yazılı…
Gezi Parkı eylemleri nedeniyle hayatlarını kaybeden Ali Osman Korkmaz, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Mehmet Ayvalıtaş ve Ethem Sarısülük bu “beş fidan”…
Medeni Yıldırım’ın Gezi Parkı eylemlerinde değil, Lice’deki karakol yapımına karşı düzenlenen gösteride vurulmasına karşın, onun da “Gezi Şehitleri”nden sayıldığını belirtmekte yarar görüyorum.
Akbayram çiftiyle vedalaşıp, geçtik Kitap Fuarı’na…
Resimlerin sergilendiği bölüm ne denli tenhaysa, kitapçıların olduğu salonlar o denli kalabalıktı. Karşıma çıkan ilk tanıdık Esra Harmanda oldu.
Altın Kitaplar’ın reyonunda kitaplarını imzalıyordu. Ardından yazlıktan komşum Bahadır Taşkın’la karşılaştım.
“Hırka-i Saadet”, “Anatolia”, “Topkapı Sarayı”, “Anadolu Topraklarında Mozaik”, “Yadigar-ı İstanbul” gibi kuşe ve parlak kağıda basılmış birçok kitabı kültür dünyamıza kazandıran Kültür Sanat Yayıncılık’ın sahibi Taşkın’la eşinin yaptığı kahveleri yudumlayıp, sohbet ettikten sonra yine başladık turlamaya…
Onca kitap ve kalabalık arasından istediğini bulmak zor zanaat… Görür görmez “İşte bu!” dediğim tek kitap çıktı karşıma, o da Mick O’Shea’nin yazdığı, Ayşe Düzkan’ın çevirdiği “Amy Winehouse Hükmen Mağlup”. Onu alıp, ayrıldım 32. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’ndan…
SEDAT- ŞEBNEM UYAR ÇİFTİ, GEBZE’DE iŞ OTELi AÇTI
Marmaris Bördübet ve Hisarönü ile Kartalkaya’daki Golden Key otellerinin sahipleri Sedat ve Şebnem Uyar çifti, Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgelerinden Gebze Şekerpınar’da bir otel daha açtı.
22 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu 162 odalı bu otelin konsepti, ailenin sahibi olduğu diğer otellerden farklı.
Workinn Hotel, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği sertifikası Led’in en üstü Gold Leed sertifikalı bir iş oteli.
Cuma günü otelini tanıtırken yağmur sularını depolayıp, lavabo sularını da filtre ederek bahçe sulamasında kullandıklarını, çıkan atıkları geri dönüşüme kazandırdıklarını anlatan Sedat Uyar, “Sadece çevreci, yeşil bir bina yapmadık. Aynı zamanda akıllı bir bina yaptık” dedi. Workinn aynı zamanda bir Feng Shui oteli… Uyar çifti, “Bu yüzden otelin mimarisinden dekorasyonuna her şey konukların kendilerini iyi hissetmesi üzerine kurgulandı” dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Suskunluk soylu bir meydan okumadır, lakin, soysuz insanlara işlemez.”