MİLLİYET – 10 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA  –  ALİCE

TMR_6400Beyoğlu Belediyesi’nin davetlisi olarak gittiğimiz Almanya programında, tacize uğrayan iki Alman genç kıza yardım ederken canından olan Tuğçe Albayrak’ın ailesine taziye ziyareti yoktu. Başkan Ahmet Misbah Demircan, dönüş yolunda böyle bir sürpriz yaptı.
Frankfurt Offenbach’da iki katlı beyaz villaların olduğu sokakta 32 numaraya geldiğimizde kapının önünde Tuğçe için bırakılmış mumlar, biblolar, üzerlerinde yazı olan eşyalar, evde ise annesi Sultan Hanım, babası Ali Bey ve küçük ağabeyi Doğuş ile bir yakınları vardı.
Karşısında Göksel Arsoy’u gören annenin ilk tepkisi, “Ay inanmıyorum” oldu.
Ardından Demircan, kendini ve bizi tanıtıp başsağlığı dileklerini iletti.
TMR_6412Acılı anne, önce medyadan dert yandı:
“Ben İstanbulluyum, eşim Yozgatlı. Tuğçe için niye ısrarla Alevi vurgusu yapılıyor? Tuğçe, Almanya’da doğup büyüyen bir Türk kızı. Tuğçe bizim hep gururumuzdu, şimdi Türkiye’nin ve dünyanın gururu oldu. O kızlar Tuğçe’nin arkadaşları değildi. Kızım tanımadığı iki insanın çığlığına yardıma gitti.”
Anne, Türkiye’deyken Erdek’te yaşadıklarını anlatırken baba devreye girdi:
“Tuğçe’yi herkes kendine mal etmeye çalışıyor. Tuğçe, Almanya’da doğup büyümüş bir Türk kızı.”
‘Bir melek gibiydi Tuğçe’
23 yaşındaki bir kızın bağışladığı organlarıyla birçok insana hayat vermesi müthiş bir şey… Sultan Albayrak bu konuda şunları söyledi:
“1.5 ya da 2 sene önceydi. Bir gün yanıma geldi ve ‘Anne ben organlarımı bağışladım’ dedi. O an duymazdan gelmiştim söylediğini, ama kızım giderken bile bağışladığı organlarıyla kaç kişiyi sevindirdi. Melek gibi geldi, melek gibi gitti!”
Anne, Ulaş (26) ve Doğuş (25) adlı iki abisi olan Tuğçe’nin, hafta içinde üniversitede Almanca ve felsefe öğretmenliği okuduğunu, hafta sonları çalışarak kendi harçlığını çıkaran sorumluluk sahibi bir kız olduğunu söyledi ve ekledi:
“Yeri geldiğinde bir genç kız gibi piyano çalan, yeri geldiğinde futbol oynayan, boya – badana, dolap – çekmece tamiratı yapabilen, özgüveni yüksek, kıpır kıpır özgür bir kızdı Tuğçe.”

IMG_0387

‘Köpeği ağlıyor Tuğçe için’
Tuğçe’nin ölümüne hâlâ inanamayan baba Ali Albayrak ise şunları söyledi:
“Tuğçe her an çıkıp gelecekmiş gibi geliyor bana. Kabul edemiyorum ölümünü. Bütün canlıları çok seven biriydi Tuğçe. Az önce gördüğünüz ‘Paşa’ onun köpeğiydi. Ha bire ağlayıp, arıyor Tuğçe’yi.”
Anne Sultan Albayrak’ın, “Tuğçe’nin odasına bile giremedik henüz” sözü, bir baba olarak beni acayip etkiledi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanTBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un telefonla aradığı, Almanya Cumhurbaşkanı’nın taziye mesajı yolladığı aileye, Tuğçe’nin uğruna öldüğü iki Alman kız ve aileleri henüz başsağlığı dilemedi!

tugce-albayrak-630x360‘Son gününde birlikte izledik ‘Yalan Dünya’yı’
Ailenin diğer fertleri gibi Tuğçe’nin de Fenerbahçe taraftarı olduğunu söyleyen annesi, bir “Yalan Dünya” fanatiği olan kızıyla ilgili şunları söyledi: “En sevdiği şeylerden biri ‘Yalan Dünya’ izlemekti. ‘Hadi anne, gel biraz gülelim’ deyip açardı laptopunu, ‘Yalan Dünya’yı izlerdik. En son gününde de birlikte baktık ‘Yalan Dünya’ya.”
Mannheim’daki konuşmasında, Tuğçe’yi beyazperdede de ölümsüzleştirmeleri için sinemacılara çağrı yapan Demircan, bu düşüncesini taziyede de dile getirdi. Yönetmen olarak Fatih Akın gündeme gelince baba devreye girdi ve “kırmızı çizgi”lerini belirledi:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni seven bir Türk ailesiyiz. Tuğçe’nin filmini çekecek kişi, bu hassasiyetlerimizi bilen bir yönetmen olmalı!”

GÜNÜN SÖZÜ
“Cesaret, erdemlerin en önemlisidir. Çünkü cesaretiniz yoksa, diğer erdemlerinizi kullanmanız içinfırsat bulamayabilirsiniz.” (Samuel Johnson)