MİLLİYET – 12 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA – ALİCE
Hayal ürünü romanları değil, gerçekleri okumayı seven biri olarak Ayşe Kulin’in 351 sayfalık “Hayal”ini bir günde bitirdim.
Ayşe Kulin’in çocukluk hayali olan yazarlığa ulaşıncaya kadar yaşadığı hayal kırıklıkları da var kitapta, yazarlık yolundaki acı tatlı anıları da…
Ayşe Kulin şimdiye kadar 28 kitap çıkardı ve bunlardan bir kısmı film veya dizi oldu.
Kulin’in hayatını anlatırken edebiyat, reklam, film dünyasında ve ülkede olup bitenlere ışık tuttuğu “Hayal”, televizyon dizisi olabilecek en ideal kitap.
Danimarkalı bir yapımcıya yardımcılık ve tercümanlık yaptığı Avanos’taki film çekimlerinde anlattıkları başlı başına nefis bir erotik komedi olacak türden…
Kulin’in kitabını bana bir günde okutan neydi?
Anlattığı kendi gerçekleri…
O nedenle, “Hiçbir senaryo, gerçekten daha ilginç değildir”e sıkça gönderme yaparım yazılarımda.
Yayıncı mı yapımcı mı?
Şov dünyasındaki ahlaksız teklifleri çok duymuşluğum, okumuşluğum var…
‘Hayal”i okuyuncaya kadar edebiyat dünyasında da bunun olabileceğini hiç düşünmediğim için Ayşe Kulin’le bir yayıncı arasında geçen şu diyalog çok ilginç geldi bana:
– Neden başka bir şey değil de yazar olmak istiyorsun?
Yazmayı çok seviyorum.
– Tiyatroyu denediniz mi? Ya da beyazperdeyi?
Hiç düşünmedim.
– Yani ünlü olmak istiyorsanız hem fiziğiniz müsait hem de o alanda çok daha ünlü olunuyor da.
Ünlü değil sadece yazar olmak istiyorum.
– Sahi hiç mi teklif almadınız, tiyatrodan, beyazperdeden. İsterseniz yardımcı olabilirim.
Zahmet etmeyin öyle bir hevesim yok. Bazı teklifler aldım zamanında, ama kabul etmedim.
– Yaa! Kimlerden?
Haldun Dormen’den mesela. Bir de ‘Sevmek Zamanı’ filminden başrol.
– Allah Allah! Niçin kabul etmediniz?
Bakın yazdıklarımı görmek istemiyorsanız ben vaktinizi almayayım.
– Rica ederim öyle bir şey demedim ben. Bırakın dosyanızı bir göz atayım. Bu akşam 7 gibi Papirüs’te buluşuruz, birer kadeh bir şey içer, yazdıklarınız üzerinde konuşuruz.
Ben o saatte evimde, çocuklarımla ve kocamla sofrada oluyorum, o yüzden mümkün değil.
– Buyurun alın dosyanızı o halde, burada kalmasın.
Ayşe Kulin’in “Hayal” kitabının 18 ve 19’uncu sayfasından bu satırlar.
Adam “yayıncı” değil de “film yapımcısı” ya da “şöhret avcısı” sanki…
BİR YANLIŞLIK VAR BU İŞTE
Remzi Kitabevi’nin ilk basımını 150 bin yaptığı kitapta Ayşe Kulin’in “akıl tutulması”na da dikkat çekmekte yarar var.
Kitabın 324’üncü ve 325’inci sayfalarında Ayşe Kulin’in başına dert açan bir söyleşisine dair bölüm var.
Kulin, “Sevdalinka” kitabı çok satanlar arasına girince Sabah gazetesinin kendisiyle söyleşi yapmak için bir kız gönderdiğini, gazeteciye fırında börek yapıp ikram ettiğini, o sohbet sırasında söylediklerinin ertesi gün “Arkadaşım kocamı götürdü” başlığıyla Hürriyet’te manşet olduğunu yazdı.
Kulin’in devamında yaptığı şu vurgu olayı daha da ilginç hale getirdi:
“Üstelik bana muhabiri yollayan gazete bile değildi Hürriyet, sadece aynı gruba dahildi.”
Sabah çok el değiştirdi, ama hiçbir zaman Hürriyet’le aynı çatı altında olmadı.
Yaptığım küçük bir araştırma da ortaya şunu çıkardı:
Hafızası Kulin’i yanılttı.
Evet 17 Mart 2006 tarihinde Hürriyet, “Arkadaşım kocamı ayartmış” başlığıyla kullandı Kulin’in söylediklerini… Ancak gazete Kulin’in sözlerini Haftalık dergisinde çıkan söyleşisinden alıntı yaparak verdi.
Sabah’la alakası yok olayın.
Kulin gibi Türkiye’nin kitabı en çok satan, bu nedenle de çok para kazanan yazarının hayatını yazarken böyle bir yanlışlık yapmış olması, editörlerinin de bunu atlamış olması içime kuşku düşürdü.
Acaba Kulin’in, kitaptaki diğer olaylarda da benzer yanlış hatırlamaları var mı diye?
GÜNÜN SÖZÜ
“Az insan, çok huzur. Bundan sonra felsefem budur!”