MİLLİYET CADDE – 9 AĞUSTOS 2013 CUMA – ALİCE
Bayramda daha eğlenceli bir şeyler yazmak isterdim, ama gel gör ki “gündem” izin vermiyor buna…
İstanbul polisinin birçok dizi oyuncusunu gözaltına aldığı son uyuşturucu operasyonunun ardından, “Ergenekon, uyuşturucu operasyonu ve medya” başlıklı yazı yazdım.
O yazıyı okumamış olanlar için bir kez daha tekrarlayayım ne yazdığımı:
“Kanaatim o ki geçmişteki uyuşturucu operasyonları gibi bunun sonunda da ‘torbacı’lardan başka tutuklanan olmayacak gözaltına alınanlar arasında.”
Aynen öyle oldu…
Bu dün de böyleydi, bugün de…
Uyuşturucu operasyonlarında gözaltına alınan ünlüler değişiyor, yapılan işlem ve sonuç değişmiyor.
Polisin davulla zurnayla ön kapıdan gözaltına aldıklarını savcı arka kapıdan bırakıyor.
Polisin bu operasyonda gözaltına aldığı 28 ünlüden 21’i savcılık tarafından serbest bırakıldı, mahkeme, 7 kişi hakkında da savcının talebini uygun gördü ve “adli kontrol” kararı verdi.
Dizi dünyasının ünlü yıldızları üzerinden çıkarılan onca patırtı gürültü sonunda her zaman olduğu gibi yine elde kalan “torbacılar”.
Operasyonun bilançosu
Polis, aylarca süren teknik takibinin sonunda 4 Ağustos’ta 5 şehirde eş zamanlı yaptığı operasyonun bilançosuna baktığınızda, aslında hiç de yabana atılmayacak şeyler var ortada:
17 bin ectasy hap…
13 kilo esrar…
115 hint keneviri…
75 gram kokain…
28’i dizi ünlü toplam 48 zanlı…
“Günün sonu”nda polisin gözaltına aldığı ünlülerden hepsi gerek savcılık, gerekse mahkeme tarafından serbest kalıyorsa, o zaman “uyuşturucu” kadar tehlikeli başka bir sorun var ortada.
Ya polis, sadece telefon dinlemesiyle yetinip, “şov” ya da “göz dağı” amaçlı ünlülere yönelik uyuşturucu operasyonu yapıyor veya “İçiciyim ben” diyen yırttığına göre kanunlar yeterli değil.
Aynısını yapma bari!
Bugüne kadar “masumiyet karinesi”ne saygı adına, gözaltına alınan ünlülerden hiçbirini teşhir etmedim.
Bugün de etmeyeceğim.
Ancak medyanın bu konuda hâlâ çifte standart uygulamaya devam ettiğini vurgulamadan da geçemeyeceğim.
Çarşamba akşamı televizyon kanalının birinde, uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınanları polisin, medya mensuplarının önünden geçirip doktor kontrolüne ya da adliyeye götürüp, teşhir ettiğine dair eleştirel bir haber vardı.
Polisin o insanları “suçlu”ymuş gibi teşhir ettiğini eleştiren televizyon kanalının, o görüntüleri olduğu gibi yayınlayıp, o ünlülerin isimlerini tek tek saymasına ne demeli?
Polisin yaptığı “teşhir”se, sizinki ne peki?
İçmeyen ünlü var mı?
Polisin bu operasyonda gözaltına aldığı ünlü oyunculardan K. İ., Sabah gazetesinin haberine göre, “Sosyal yaşamımız çok kısıtlı. Gözler her an üzerimizde. Bu operasyon benim için hayırlı olacak. Bu beladan kurtulacağım” demiş polise.
K. İ., gerçekten de böyle bir ifade verdi mi, bilmiyorum?
Ancak aynı oyuncunun sosyal medyada yayınladığı şu mesajı okuyunca bu kez bambaşka bir tablo çıkıyor karşınıza:
“Adı özgürlük diyorlar. Hayatımızı inceleyip, özelimizi dinleyip, sonra da ‘Pardon yanlış anladık’ diyorlar. Adaleti kendileri tayin edip, sonra da ‘özgürsün’ diyorlar. Bence bunun adı özgürlük değil, tutsaklıktır.”
Şayet Facebook’taki bu hesap doğru ve K. İ.’nin yazdıkları gerçekse vay halimize…
Yeri gelmişken dikkat çekmek istediğim bir başka olgu da şu:
Maalesef “şöhret aşısı” ya da “şöhret nişanı” gibi bir şey olmuş Türkiye’de uyuşturucu.
O yüzdendir ki, “Hangi ünlüler uyuşturucu kullanıyor?” diye sormuyor, “Uyuşturucu kullanmayan ünlü var mı?” sorusuna yanıt arıyor insanlar.
“Uyuşturucu kullanan ünlüler”in listesi uzun, “uyuşturucu kullanmayan ünlüler” listesi daha kısa çünkü…
Polisin son yaptığı operasyondan bir kez daha anlıyoruz ki, pazartesi günü şöhretle tanışan, salı günü “içici”ler arasında buluyor kendini…
Girdiği yolun “hayırlı” olmadığını farkedip çevresini değiştirenler yırtıyor, “içici” olmaya devam edenlerin çoğunu narkotik polisi günün birinde gözaltına alıp, fişliyor!
GÜNÜN SÖZÜ
Dünyada taklit edilemeyen tek şey cesarettir. (Napolyon)