MİLLİYET TELEVİZYON – 6 Ekim 2012 Cumartesi ALİCE
Daha önce de yazdım program bölmelerin yarattığı haksızlığı ama değişen bir sey yok. Aynı aymazlıkla sürdürüyorlar bu işi…
Sırf reyting listesinin ilk 100’üne bir şekilde girmek amacıyla bu işi yapanlar, bırakın artık bu Şark kurnazlığını…
Ayıptır, günahtır.
Televizyonlar arasındaki “kimse program bölmesin, bölen de üçü geçmesin” anlaşmasını bozduğunuz içindir ki , yaptığınız ayıp.
Sunucusu ya da sunucuları, yönetmeni, dekoru, editörü, ışıkçısı, kameramanları aynı olduğu halde yarım saatte isminin devamına “giriş”, “final” vs. gibi kapaklar ilave edip böldüğünüz işler nedeniyle 15 – 20 program ilk 100’e giremiyor.
Hem de hak ettikleri halde.
Yazık günah değil mi onlara?
Haklarını gasp ediyorsunuz o programlara emeği geçenlerin… Hiç düşündünüz mü? Müge Anlı, Esra Erol gibi süresi ve reytingi yüksek 10 – 15 kişi de sizin gibi yarım saat aralıklarla bölseler programlarını ne olur haliniz?
Bu yöntemle ite kaka programlarınızın parçalarını sokuyorsunuz ya reytingte ilk 100 listesine?
Onlar da başlarsa sizin gibi program bölmeye, değil ilk 100, ikinci 100’e giremezsiniz valla!
Haklarını gasp ettiğiniz yapımcılar şimdiye kadar Rekabet Kurulu’na şikâyet etmemişse dua edin onlara.
Başak Sayan’ın bilinmeyen rolü
Rasim Ozan Kütahyalı’nın Sabah’ın Pazar ekindeki “Beni iyi dinleyin ağalar, beyler… Gidişat çok kötü…” başlıklı yazısında Başak Sayan için yazdıklarını okuyunca şaşırmıştım.
Kütahyalı’nın tam sayfa yazısının Başak Sayan’ı ilgilendiren bölümü şuydu:
“…Aynı şekilde karanlık bir suç örgütü haline gelmiş gazeteciler grubunu da çok uyardım. Hem açıkça yazdım, hem de ortak tanıdığımız oyuncu Başak Sayan aracılığıyla çok ciddi haber gönderdim. Şu yasadışı çeteleşme faaliyetlerini bıraksınlar, yoksa başları belaya girecek dedim. Bu iyi niyetli uyarıma onlar da İlker Başbuğ gibi kahkahalarla güldüler.”
“Yaprak Dökümü” dizisiyle oyuncu olarak yıldızı parlayan, şimdilerde ise FOX’un komedi dizisi “Harem”de “Çeşmi Fesat”ı oynayan Başak Sayan, Çarşamba akşamı tvem’deki “Magazin Meydanı”nda konuğumuzdu.
“Harem”in yazarı ve yapımcısı Gani Müjde’yle birlikte ağırladığımız Başak Sayan’a, canlı yayında okudum Kütahyalı’nın yazdıklarını.
Başak Sayan, yazıyı okuyunca kendisinin de şaşırdığını söyledi.
Önce isim vermek istemedi.
Kim bu Kütahyalı’nın deyimiyle “Ertuğrul Özkök’ü ‘Medya Tanrısı’ gibi görüp ‘O nasılsa bizi korur’ diyerek çeteleşme faaliyetini sürdüren gazeteciler?” diye ısrar edince Sayan, bir dönem aşk yaşadığı Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın ismini verdi.
Kütahyalı çeteleşmeden bahsediyor, tek kişilik çete mi olur? Diğerleri kimler diye sıkıştırınca Sayan’ı şunları söyledi:
“Rasim Ozan iyi arkadaşımdır ama bu konuda yanlış düşündüğü kanaatindeyim. Ona göre Ahmet Hakan ve Oray Eğin’in de aralarında bulunduğu bazı gazetecilerin Ertuğrul Özkök’e güvenip çeteleştiklerini düşünüyordu. Yazısında da kastettiği endişeleri Ahmet Hakan ve Oray Eğin’e iletmemi istedi, ben de ilettim.”
Başak Sayan’ın sadece senaristlerin kameralar karşısında kendisine verdiği rolü oynayan başarılı bir oyuncu olduğunu biliyordum.
Meğerse hiç bilmediğimiz bir rolü daha varmış Başak Sayan’ın…
Onu da Ekim 2012’de öğrenmiş olduk.
Neşet Ertaş’ın evini müze yapacaklar
Geçen hafta aramızdan ayrılan “Bozkırın Tezenesi “ hiç şüphe yok ki, arkasında bıraktığı eserlerle ölümsüzleşen sanatçılarımızdan biri.
Ailesi Neset Ertaş’ın bu dünyada ardında ne bırakmışsa onları bir yerde toplamaya ve sevenlerinin ziyaretine açmaya karar verdi.
Neşet Ertaş’ın müzik yapımcısı ve dostu Hasan Saltık, “Neşet Ertaş’ın gecekondu dediği ama gerçekte üç katlı bir evi var İzmir’de… Oğlu Hüseyin o evi Neşet Ertaş Müzesi yapacaklarını söyledi. Neşet abinin bende nesi varsa verdim ona. Ne bırakmışsa bu dünyada sergilenecek orada” dedi.
‘Umutsuz Kadın’ olmak istemedi!
Yeni yayın dönemi çoktan başladı, ama Kanal D’nin “yaz tatili”ne çıkardığı dizilerden “Umutsuz Ev Kadınları” nedense bir türlü başlayamadı…
Çünkü Kanal D, daha önce “Umutsuz Ev Kadınları”nı yayınladığı Pazar akşamına “Ben Bilmem Eşim Bilir”i kaydırdı.
Uzunca bir süredir “Umutsuz Ev Kadınları”nı koyacak yer bulamayan Kanal D yönetimi, sonunda salı akşamı “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”nin arkasında diziye yer açtı.
Reyting açısından parlak bir sezonun ardından ikinci sezon reyting kaybına uğrayan “Umutsuz Ev Kadınları”nı eski günlerine döndürmek isteyen Medyapım, bir – iki hamle yaptı. Başrollerini Bennu Yıldırımlar, Ceyda Düvenci, Evrim Solmaz, Özge Özder ve Songül Öden’in paylaştığı diziye Levent Can, Tanem Sivar ve Pelin Körmükçü gibi isimler katıldı.
Dizinin yönetmenliğini yapan Merve Girgin, Medyapım’ın yeni işi “Veda”ya geçince 9 Ekim Salı akşamı 22.30’da seyircilerine yeniden merhaba diyecek “Umutsuz Ev Kadınları”nın yönetmeni Eylem Koza oldu.
Öğrendiğim kadarıyla Medyapım’ın dizinin kadrosuna katmak istediği oyunculardan biri de “Valide Sultan”ı oynadığı “Muhteşem Yüzyıl”dan ayrılan Nebahat Çehre’ydi.
Ancak Çehre, iki nedenle “Umutsuz Ev Kadınları”ndan biri olmak istemedi.
Birincisi yıllarca süren çekimler kendisini çok yorduğu için bir müddet daha dinlenmek istedi.
İkincisi de, başlamış bir diziye sonradan katılan oyuncu olmak istemedi.