MİLLİYET CADDE – 26 Kasım 2012 Pazartesi ALİCE
Buika çok sempatik, cana yakın biri. Gazeteci olduğumu, konserini dinlemek için İstanbul’dan geldiğimi söyleyince acayip sevindi, boynuma sarıldı. Sahnedeyse deli dolu biri. Yıldız Tilbe’nin Flamenko ve Latin Caz söyleyeni.
49. Altın Portakal Film Festivali’nin son günleriydi. Bir öğle yemeğinde buluştuğumuz Antalya Piyano Festivali’ni organize eden Kadir Dursun, “Festivalin bu yıl 13’üncüsünü yapacağız. Çok güzel konserler var. Birine gelmeni çok isterim” deyip, programı vermişti bana.
18 Kasım’da başlayıp 8 Aralık’ta bitecek ‘13. Antalya Piyano Festivali’nde dinlemek istediğim sanatçılar listesinin birinci sırasında Buika vardı.
Buika’nın konserini kaçırmayayım diye ‘Moskova’nın Şifresi Temel’in galası için gittiğim memleketim Trabzon’da bile bir geceden fazla kalmadan soluğu Antalya’da aldım.
Buika’yla aynı otelde kaldım.
Hillside Su Otel’in girişinde sigara içenler için masa ve sandalyelerin olduğu, camlı bir bölme var.
Buika’yı ilk orada gördüm.
Yanında bir erkek, bir de kadın vardı.
Çok sempatik, sıcakkanlı
Hilafsız iki saate yakın sigara içip, sohbet ettiler orada.
Sigara molasında tanıştım Buika’yla.
Çok sempatik, cana yakın biri.
Gazeteci olduğumu, konserini dinlemek için İstanbul’dan geldiğimi söyleyince acayip sevindi, boynuma sarıldı.
Buika’yı dinlemek için İstanbul’dan Antalya’ya gelen sadece ben değildim.
Özlem Gürses de Buika için Antalya’ya geldi.
Ben hiç değilse iki gece konakladım Antalya’da, Özlem Gürses onu da yapamadı.
Akşam üzeri geldi, konseri dinledi, gece uçakla döndü.
Özlem Gürses’le yan yana izledik konseri.
Yıldız Tilbe gibi deli dolu
Concha Buika, Afrika göçmeni bir ailenin İspanya’da Çingeneler arasında büyüyen bir ferdi.
Yanık mı yanık sesi.
Buika, bazı şarkıları söylerken öylesine konsantreydi, öylesine vücut dilini konuşturdu ki, hepimizi büyüledi, Antalya Kültür Merkezi’ni tıklım tıklım dolduranlar şarkıcıyı adeta soluk almadan dinledi.
Buika, sahnede deli dolu biri.
Yıldız Tilbe’nin Flamenko ve Latin Caz söyleyeni.
Bir şarkısında eline fotoğraf makinesini alıp, kendisine eşlik eden müzisyenlerin fotoğraflarını çekti.
Bir şarkının sonunda gitti, gitaristini kelinden öptü.
Bütün şarkılarını İspanyolca söyledi.
Buika, Türkçe’yi sökemedi
Türkçe sadece teşekkür etti, İngilizce olarak da şöyle dedi:
“Size anlatmak istediğim çok şey var, ama bilmiyorum dilinizi. Türkçe öğrenmeye çalıştım, ama çok zor. Beceremedim.”
Piyanoda İvan Melon Lewis, basta Antonio Cuenca, vurmalı çalgılarda Ramon Porrina’nın eşlik ettiği 1.5 saatlik konserin ardından Antalya’lı müzikseverler Buika’yı iki kez sahneye çıkarttı.
Buika, gösterilen bu ilgi karşısında birincide bir şarkı söyledi, ikincisindeyse hayranlarına öpücük dağıtmakla yetindi, şarkı söylemedi.
TÜRKiYE’NiN iKi YÜZÜ BU!
Türkiye epeydir dünyanın en büyük uluslararası fuarlarından EXPO’yu almak için uğraşıyor.
Daha önce de denedik, ama olmadı.
EXPO 2020’yi Rusya’dan Ekaterinburg, Brezilya’dan Sao Paolo, Tayland’dan Ayuthaya ve Dubai’ye kaptırmak istemeyen Türkiye, Paris’teki Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurulu’nda iddialı bir sunum yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir Valisi Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP Milletvekili Şafak Pavey’in de katıldığı Paris’teki sunumda Türkiye’nin delegelere dağıttığı tanıtım kataloğunun kapağında kimin fotoğrafı vardı?
Fazıl Say’ın.
Türkiye’nin bir yüzü bu, bir yüzü de şu:
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’la aynı kabinede Gençlik ve Spor Bakanı olarak görev yapan Suat Kılıç, bakın aynı gün Fazıl Say için ne dedi?
“İyi bir sanatçı ve aydın olarak kabul ediyorum, ama benim hayalini kurduğum gençlik için kesinlikle bir rol model olamaz. Kendi değerleriyle yabancılaşmaması gerekir. Kendi değer sistemine sahip ve onunla gurur duyan nesiller inşasıyla biz gurur duyuyoruz. Siz bu coğrafyanın değerlerine saygı duymayacaksınız da kimin değerlerine saygı duyacaksanız?”
Ülkemizi dünyaya tanıtırken katalog kapağına Fazıl Say’ın fotoğrafını koyup, dünyaya “Bakın böyle değerlerimiz, sanatçılarımız var” diyen de Türkiye, dünyaca ünlü bir piyanisti dönüp dönüp hedef tahtasına koyup yargılayan da.
Türkiye gerçekten de garip bir ülke.
GÜNÜN SÖZÜ
Küçükle küçük, büyükle büyük olacaksın, ama asla seviyesizin seviyesine inip kendini küçük düşürmeyeceksin. (Hz. Ali)