MİLLİYET TELEVİZYON – 13 NİSAN 2013 CUMARTESİ – ALİCE
Cem Yılmaz, komedide tartışmasız Türkiye’nin 1 numarası… Yazıp – oynadığı filmler, stand up gösterileri ve oynadığı reklamlarla yıllardır zirvede…
Yılmaz, bugüne kadar televizyon işine hiç bulaşmadı nedense…
Yılmaz, mevcut işlerden yeterince para kazandığı için mi ayrıca TV’ye bir şey yapmak istemedi, yoksa asıl sebep reyting endişesi mi?
Yıllardır merak edilen bu konuya komedyen, D-Smart’ın dergisinde yanıt verdi. İşte Yılmaz’ın bu konuda söyledikleri:
“Televizyonda içerik üretmeyle ilgili sıkıntım yok. Televizyonun şu anki tarzıyla dizi film üretmek ya da burada rol almak veya program hazırlamak bana ağır ve zor gelen mesailer. Ama bir yandan da hep TV için ne üretebileceğimi düşündüm. TV için orta metrajda öyküleri, kısa filmlere dönüştürmek gibi fikirlerim var. Sahnede yaptığım işler gibi bunların da ilgi çekeceğini düşünüyorum, ama kalabalıkların izlediği dizilerle de mücadele edebileceğine inanmıyorum. Bu tür lüks işler orada çok çabuk harcanır. Hem sinema hem televizyon için bir dinamo kitle var. Onlar, yüzdeye çok etki eden insanlardeğiller. Bu kitleyle aynı programları izlediğimi düşünüyorum ve bu tür işler yapmak istiyorum. Bakalım; umarım televizyona da bir şeyler yapacağız. Tatlı bir fikir geliştirip, televizyona bir şeyler yapacağım günlerin geleceğini ümit ediyorum ve olacağına da inanıyorum. Önemli olan, kendi izleyebileceğim şeyleri üretmek.”
KALAN MÜZİK’TEN KARADENİZ SÜRPRİZİ
Kalan Müzik, yine şahane bir işe imza attı… Albüm henüz basılıp piyasaya sürülmedi.
Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık, iki CD’den birer kopya yapıp, bana verdi…
O gün bugündür dinliyorum bu albümleri…
36 eserin yer aldığı double albümdeki şarkıları söyleyenler sadece Karadenizli şarkıcılar değil… Etnik müzikleri gün ışığına çıkarmasıyla tanınan yapımcı Hasan Saltık, Karadeniz şarkılarını salt Karadenizli şarkıcılara okutmamasının sebebini açıklarken önemli bir konuya da dikkat çekti. Saltık, Karadeniz müziğinin sadece Karadenizlilerin dinlediği bir müzik olmaktan çıktığını, Kazım Koyuncu, Volkan Konak’ın ardından Selçuk Balcı gibi yeni isimler ve Karmate gibi gruplar sayesinde Karadeniz müziğinin Karadeniz kadar Doğu ve Güneydoğu’da da ilgi gördüğünü söyledi.
CD 1’de kim, hangi şarkıyı söyledi?
Ayfer Yıldız – Cemberumun Ucina
Cengiz Özkan – Ben Denizde Bir Gemi
Şevval Sam – Ordu’nun Dereleri
Karmate – Çavuşlu Diye Diye
Erdal Bayrakoğlu – Sopez Gulur (Lazca)
Selçuk Balcı – Beni Duşunmedun mi?
Apolas Lermi – Yaban Eller
Oktay Üst – Mavili Sanduğumi
Koliva – Yüksek Dağlara
Yasemin Yıldız – İki Cana Kıydınız
Yaşar Kurt – Samistal Yaylasi
İhsan Eş – Şoniga
İsmail Avcı İsmanaşi – Yol
CD 2’de kim, hangi şarkıyı söyledi?
Fuat Saka – Düz
Ayşenur Kolivar – Kar Yağayi
Şevval Sam – Bu Dünya Bir Pencere
Birol Topaloğlu – Nani Nani
Cem Tarım – Yayla Bulutu
Kardeş Türküler – Oi Oi
Grup Yorum – Avlaskani Cuneli (Lazca)
Kazım Koyuncu – İşte Gidiyorum
Karmate – Yağarsa Yağmur
İsmail H. Demircioğlu – Uyan Osmanum
Özlem Tekin – Kara Sevda
İlknur Yakupoğlu – İspandam
Fatih Yaşar – Biçtum Çayır Çimeni
Elincan Vahiç – Yol Havası
Mustafa Şafak – Oyali Çember
Volkan Arslan – Sevdaluk
Temel Kandemir – Harman Yeri
Marsis – Atmaca
Melek Akman – Hani Sevduğum
Salih Yılmaz – Yaylanın Çimenine
TRT’DEN KULAK ÇEKEN BELGESEL!
Türkiye ile Almanya arasında “işçi göçü” anlaşmasının 50’nci yılı anısına dörtleme olarak hazırlanan “Almanya’da Yarım Asır” belgesellerinin ikincisi “Multikulti Haberler” 10 Nisan’da TRT 1’de ekrana geldi.
Yapımcılığını ve yönetmenliğini Semra Güzel Korver’in üstlendiği belgesel saat 23.00’ten sonra ekrana gelmesine rağmen reyting sıralamasına girdi.
“Multikulti Haberler” “AB”de 73’ncü, “Total”de ise 82’nci oldu.
Çünkü TRT’nin kaçıranlar için 13 Nisan (bugün) 17.30’da tekrarını yayınlayacağı belgesel, Alman medyasının 50 yılda Türklere bakışını gözler önüne seren ilginç bir yapım.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in belgeselle ilgili söyledikleri de çarpıcı: “Bu belgeselle biraz medyanın kulağını ve ilgisini çekmeye çalıştık.”
Yanıt aranan sorular
“Türkiyeli göçmenler Alman medyasında nasıl algılanıyor? Göçmenlerle ilgili önyargılarda medyanın rolü nedir? İslam, Alman medyasında nasıl anlatılıyor, yansımaları ne oluyor? Türk gazeteciler, Alman medyasında çalışırken ne tür sıkıntılar yaşıyor?”
Korver, bu sorulara yanıt aradığı belgeselde Alman medyasını ele almasının sebeplerini şöyle açıkladı:
“Medyanın çok kültürlü toplumlarda toplumsal barışı oluşturmadaki rolünün bilincindeyiz. Bir kamu yayıncısı olarak Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu hissettirmek istiyoruz ve onların entegrasyon sürecine katkı sağlamamız gerektiğinin de farkındayız.”
Medyanın rolü ne oldu?
Ferda Ataman (Araştırmacı – Gazeteci): Türkler ve Müslümanlarla ilgili Alman medyasında yaptığım araştırmadan çıkan sonuç hep aynıydı: Anadolu, geri kafalı, başörtü ve bıyık.
Kai Diekmann (Bild Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Almanya’da Türklerin inanılmaz başarı öyküleri var. En tanınmış başarı öyküsü Vural Öger. Nazan Eckes’i düşünün, Mesut Özil var. Göçmenlik alanında çok spesifik sorunlar da var. Medyanın bir aracılık rolü de söz konusu.
Canan Topçu (Gazeteci): Buradaki göçmen kitlenin olumsuz imajında medyanın büyük bir etkisi var. Mehmet okulda öğretmeninder iyi muamele görmüyorsa, bu sırf Mehmet ile öğretmeni arasındaki ilişkiden değil, öğretmenin medyadan gördüğü imajdan da kaynaklanıyor.
Nazan Eckes (RTL sunucu): Sadece medyayı sorumlu tutmak yanlış; iki tarafın da hataları var.Genellikle Türklerle ilgili bir sorun olduğu zaman haberler sayesinde olay iyice büyüyor. Aynı şeyi bir İtalyan, Alman, Yugoslav yapsa o kadar büyütülmüyor.
Peter Frey (ZDF Genel Yayın Yönetmeni): TV bir nevi ayna gibidir. İzleyiciler kendilerinden bir şeyler bulmak ister. İşe aldığımız her Türk asıllı gazetecide aslında Alman bir gazeteciyi işe almamış oluyoruz. Bunlar bilinçli olarak verilen kararlar.
Murad Bayraktar (WDR Türkçe Yayınlar Müdürü): Gazeteleri, dergileri açtığınızda kapaklarda İslamla ilgili bütün haberlerin görseli aynı. Genelde siyah bir backround ya da bizim anladığımız İslamla alakası olmayan korkunç bir manzara. Yani tek tip Müslüman resmi. Üstelik toplumunda korkuya yol açan bir resim bu. İnsanlar, artık kültürel kimlikler, dinleri ve geldikleri ülkeye göre tasnif edilmemeli.