MİLLİYET TELEVİZYON – 8 Aralık 2012 Cumartesi ALİCE
Türkiye’nin Ortadoğu ülkelerine dizi ihracından yıllık kazancı ne kadar? 60 milyon dolar…
Araplar bizden aldıkları bu dizileri 29 ülkedeki 44 milyon televizyon hanesine ki, 350 milyon civarında bir nüfus demektir bu, prime time kuşağında yayınlayıp, 4 milyar dolarlık reklam geliri elde ediyor…
Oysa 4 milyar dolarlık bu pastadan daha büyük pay almak için, Türkiye’nin Pay TV platformları olarak güçbirliği yapmamız, birlikte hareket etmemiz şart. İnternet aracılığıyla bu pazarın en büyük oyuncusu olma şansımız var…”
Kim diyor bunu?
D-Smart’ın CEO’su ve İcra Kurulu Başkanı Ali Güven…
Güven, D-Smart’ın İçerik Grup Başkanı Başar Başarır’ın da katıldığı bir öğle yemeğinde söyledi bunları…
İşleri gereği Başarır’la birlikte sıkça Ortadoğu ülkelerine gittiklerini, bir dizi görüşme ve araştırma yaptıklarını anlatan Güven, şunları söyledi:
“2006’dan bu yana Türkiye, bu coğrafyada iki nedenle kültürel alanda bölgesel güç haline geldi. Birincisi Türk dizileri sayesinde oldu bu, ikincisi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘one munite’ çıkışı… Mısır’da seçimi kazanan siyasetçi bile Erdoğan’ın Gazze konuşmasını Türkçe vererek kampanya yaptı. Seçimde kullandığı Arapça şarkıda ‘Mısır’ın Erdoğan’ı diye lanse edildi. Türkiye bu coğrafyada artık bu noktada. Politikadan anlamam ben. Bir işadamıyım ve bölgede gördüğüm manzara bu.”
Ali Güven
100 milyon haneye digital istila fırsatı
D-Smart’ın CEO’su Ali Güven, Türkiye’nin bireysel çabalarla girdiği dış dizi pazarında güçlü ve büyük bir oyuncu olabilmesi için neyi, nasıl yapması gerektiğini şöyle anlattı:
“Bugün Dubai’deki bir şifresiz kanalı Türkiye’den yapamazsın, ama Pay TV ile bunu yapabiliriz. O nedenle Türkiye’deki Pay TV’ciler olarak (Digitürk, Tele Dünya, Kablolu TV, tivibu) bütünleşmemiz Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Körfez, İran’dan Pakistan’a kadar olan Yakın Doğu ve Türki Cumhuriyet’lerde bir güç olmamız lazım. Bu öyle bir evren ki, yalnızca Arapça konuşan televizyon evi 44 milyon… Diğer dillerdeki ülkeleri de kattığınız zaman 100 milyon hane ve 500 milyonluk bir nüfus demektir bu… Türksat uydusundan beslenen şifreli bir yayınla buralara ulaşıp, Pay TV kanallar yapabiliriz. Filmler, diziler verebiliriz.
Günümüzde ‘Digital işgal’ ya da ‘Digital istila’ denen şeyi pekala başarıp 100 milyon hanenin yaşadığı evreni ele geçirebiliriz.
Bölge bizim dizileri çok iyi tanıyor, ama filmlerimizi bilmiyor. Bir Mısırlıya bir Sadri Alışık filmi gösteriyorsunuz, adam deli oluyor. Çünkü onların kültürüne çok yakın…”
‘Araplar, Güneydoğu dizilerini değil, İstanbul ve Boğaz’ı istiyor’
Türk dizilerinin Arap dünyasında bu denli ilgi görmesinden rahatsızlık duyanların olduğuna dikkat çeken Ali Güven, bunun sebeplerini ise şöyle açıkladı:
“Eskiden bu coğrafyanın dizi pazarını elinde bulunduran Suriye, İran, Ürdün ve Mısırlı yapımcıların ocağına incir ağacı diktik. Çünkü prodüksiyon kalitemiz o kadar yüksek ki, bir anda bize döndüler.
Dizileri çektiklerimiz yerler de öyle.
Her Arap’ın gönlünde İstanbul ve Boğaz yatıyor. Onlar hep bunun hayaliyle büyümüşler.
Dizinin içine biraz İstanbul, biraz Boğaz, biraz da zenginlik koydun mu Arap izleyicinin fethediyorsun gönlünü…
Yaptığımız araştırma şunu gösterdi; Güneydoğu dizilerini sevmiyorlar.
Çünkü onların hayatı da öyle…
Bizde izlenme rekorları da kırsa o diziler, onların hayal dünyasına hitap etmiyor… Bu pazarda ilk patlamayı yapan dizi hangisi?
Boğaz’da bir yalıda çekilen Gümüş.”
‘Güçbirliği yapmazsak pazar, ABD’lilere geçer’
“Müthiş bir fırsat yakaladık. Bizim Türkiye olarak, iç pazarda aramızdaki rekabeti bir yana bırakıp dış pazara karşı güç birliği yapmamız lazım.
Bunu yapamazsak ileride ne olur?
Amerikalıların elinde müthiş stüdyolar var. Onlar gidecekler Mısır, Ürdün ve Lübnan’daki stüdyoları destekleyecekler ya da gelip Türkiye’deki şirketlerle işbirliği yapıp bu pazarı ele geçirecekler.”
24 TV kanalının durumu budur!
Salı günkü köşemde Kasım ayında hangi kanalın, hangi kulvarda ne kadar izlendiğine dair ayrıntılı bir tablo yayınlamıştım.
O tabloda TNS’nin reytinglerini ölçtüğü kanallardan sekizinin verileri vardı.
Sayfadaki tablolarda ise “Ne kadar insan izliyor bizi?” diye TNS’ye reytingini ölçtüren 24 kanalın verileri mevcut…
Her kanalın yanındaki rakamların (yüzde) anlamı şu:
Bu rakamlar, ekran karşısına geçen her 100 seyirciden kaçının o televizyon kanalını izlediğini gösterir.
Kutluyorum Fıstıkoğlu’nu
Simge Fıstıkoğlu’nun Habertürk’te hafta sonları yaptığı programlarda bir şey dikkatimi çekti.
Fıstıkoğlu’nun programında birkaç hafta önce CNN Türk’ün ekran yüzlerinden Ayşenur Aslan konuktu… Fıstıkoğlu’nun geride bıraktığımız hafta canlı yayında ağırladığı konuklar arasında bu kez Star TV’nin yeni yıldızı Seda Akgül vardı… Gerçi Fıstıkoğlu, Akgül’ü çıkardığı kitap nedeniyle konuk etmişti, ama ne olursa olsun…
Malum, televizyon yöneticilerinin çoğu “Kraldan çok kralcı”dır bizde… O nedenle rakip kanalların ekran yüzlerini sohbet konuğu olarak kendi ekranına çıkarmak istemezler. Bu istisna uygulama Habertürk yönetiminin kararı mı, yoksa Simge Fıstıkoğlu’nun kanaldaki özgül ağırlığının sonucu mu bilmiyorum?
Bildiğim bir şey var, o da bunun alkışlanacak bir adım olduğu.