2 MAYIS 2020 CUMARTESİ – MİLLİYET CADDE – ALİCE
Televizyon yöneticisi arkadaşımdan şöyle bir mesaj aldım:
“Bindiğim taksiciden duyduğum çok sıcak ve özel bir bilgi bu. Demet Akalın, iki gün önce Acarkent Taksi Durağı’na bir günlük yevmiye bırakmış. Kızarız, eleştiririz, ama helal olsun kıza.”
Bilginin hepsi bu… Koronavirüs salgını başladığından bu yana Kartepe’deyim. Doğa ne halde, hangi meyveler çiçek açtı sorun, söyleyeyim… Beykoz Acarkent’teki taksi durağında ne olup bittiğini nereden bileyim? Beykoz’u bile hayal meyal hatırlar haldeyim.
İki aydır sola bakıyorum İzmit Körfezi, sağa bakıyorum Sapanca Gölü, yukarı bakıyorum orman ve hâlâ karlı Kartepe.
Demet Akalın’a mesaj attım, bu bilgi doğru mu diye? İlk yanıtı “Bilgiyi veren kim?” oldu. “Bir dost” diye karşılık verince bu sefer şöyle yazdı:
“Ali abi, öptüm seni hayırlı Ramazanlar.” Bu yanıttan benim anladığım şu: Aldığın bilgi doğru, ama dillendirmek istemiyorum yaptığım hayrı…
Son yıllarda gazeteciliğin unutulan kurallarından biri olan ‘double check’ (çifte kontrol) için telefonunu bulup, taksi durağını aradım. Durakta gece ve gündüz kaç taksicinin çalıştığını, sonra Demet Akalın konusunu sordum ve şarkıcının verdiği paranın 15 taksiciye bölüştürüldüğünü öğrendim.
PANDEMİ SONRASI NASIL BİR HAYAT BEKLİYOR BİZİ?
Tecrübeyle sabittir ki, yaşanan her toplumsal sorun kalıcı biz iz bırakır arkasında. Örneğin kentlerdeki terör olayları.
Son yıllarda başta AVM’ler olmak üzere otellerden iş yerlerine insanların X-ray’den, yanlarındaki eşyaları güvenlik bandından geçirmesinin tek sebebi var; terör.
Koronavirüs salgını nedeniyle uygulanan sıkı tedbirler, pandemiden sonra tamamen biter mi?
Görünen o ki, koronavirüs de günün birinde bitecek, ama sağlık açısından bazı tedbirler kalıcı olacak. Neler olabilir bunlar? Kent Araştırmaları Enstitüsü’nün hazırladığı ‘Korona Şehirlerin Geleceğini Nasıl Etkileyecek?’ raporunu okudum. Doç. Dr. Burcu H. Özüduru’nun hazırladığı rapordaki öngörü şu:
“Terör olaylarından sonra sıklıkla bagaj, el çantaları ‘ciddi’ biçimde gözetimden geçer olmuştu. Şimdi de AVM’lerde girişlerde ateşiniz ölçülecek, belki elinizde ‘sağlıklı’ olduğunuza dair güncel bir belge olmadan giremeyeceksiniz. Sevilen kafe ve restoranlar da bir gün yeniden açılacaktır. Belki farklı düzende oturma şekli olacak; belki dış mekan daha fazla olacak. Her restoranın kapasitesi yarıya indirilecek. Hijyen unsurları daha da ciddi bir biçimde ele alınacaktır. Ama şunu söylemek gerekir ki, öz kaynağı olmayan işletmelerin bu sürece adapte olması da yeniden açılması da kolay olmayacaktır.”
KORONAYI YENDİ DONÖR OLDU
Koronavirüse yakalanıp, tedavilerinin ardından taburcu olan Kanal 7’nin ana haber spikeri Hülya Seloni ile sunucu ve şarkıcı Esra Balamir’le konuştum. Balamir, önce aynı evi paylaştığı kız arkadaşının koronavirüse yakalandığını, bir hafta sonra da kendi testinin pozitif çıktığını söyledi.
Hastalığı çok ağır geçirmedikleri için Sağlık Bakanlığı’nın verdiği ilaçlarla tedavilerinin evde sürdüğünü anlatan Balamir, “Son testimizin negatif çıkmasından sonra ‘Koronaya yakalananlara donör olmak ister misiniz?’ dediler, seve seve kabul ettik. Koronavirüs geçiren biri toplamda üç kez kan verebiliyormuş immün plazma için. Biz ilkini verdik” dedi.
Koronavirüse eşi ve çocuğuyla birlikte yakalanan Hülya Seloni ise çok zor günler geçirdikten sonra ilk kez konuşacak hale geldiğini söyledi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Saygı gereği herkesi dinleyin, ama prensip gereği çok azıyla konuşun.” (William Shakespeare)