MİLLİYET TV – 12 NİSAN 2014 CUMARTESİ

urlİki yıl önce değişen Türkiye’nin yeni SES ölçeği ve reyting şirketine kadar “dizi starları”nın reytingde ciddi payları vardı.
Ancak yeni sistemde bu değişti ve bu “minimum”a indi…
kara-para-ask-1410316-465x309Dizilerde artık başrol oyuncularından çok “senaryo” önem kazandı…
Şayet ortada seyirciyi saracak bir senaryo yoksa en popüler isimleri de bir araya getirseniz nafile…
Yapımcısının 2 milyon TL peşin, ayda da 240 bin TL ödediği söylenen Kıvanç Tatlıtuğ’un “Kurt Seyit ve Şura”sının durumu ortada…
Kenan İmirzalıoğlu’nun başrolünü oynadığı “Karadayı”nın reytingine ne diyeceksin peki?” diyenler olabilir…
Onlara “Karadayı”nın ilk dört hafta reytinglerine bakmalarını öneririm. Yapımcı Kerem Çatay, bir konferansta kendi söyledi, izleyicilerden gelen eleştiri ve öneriler doğrultusunda senaryoda değişikliğe gidip reytingleri yükselttiğini…
Ay Yapım aynı operasyonu “Kurt Seyit ve Şura”da da yapmasa işi zor…
Beren Saat’ın “İntikam”ı“ uzun soluklu olabildi mi?
Aynı şey Özgü Namal’ın başrolünde oynadığı “Merhamet” için de geçerli…
İşim gereği her dizinin ilk bölümünü mutlaka izlerim.
Yeni sezon dizilerinden ikisinin sadece ilk bölümünü değil, devamını da izledim.
Bu dizilerden biri “Kardeş Payı”, diğeri “Kara Para Aşk”… Tuba Büyüküstün’le Engin Akyürek’in oynadığı “Kara Para Aşk”ta gördüğüm hataları yazmış biriyim, ama buna rağmen dizinin senaryosunun beni çektiğinin altını çizmeliyim. Diziyi takip eden seyirci sayısının eski reyting sistemine göre “düşük”, yeni sisteme göre “iyi” sayılabilecek olmasının sebebi, Tuba Büyüküstün’ün güzelliği veya Engin Akyürek’in yakışıklılığı değil, senaryonun gücü…
TV’de her işin ilk bölüm reytinginin faturası tanıtıma, sonraki haftalarda ise başarı yapımın kendisine fatura edilir.
“Kara Para Aşk”ın her bölümünün ilkinden bir tık daha iyi reyting alması da hikayenin seyirciyi sardığının işareti…

YARIŞMANIN ÖDÜLÜ CAMERON DIAZ!

4,w=985,c=0.bildZDF kanalında 33 yıldır böyle bir yarışma olduğundan yana bilgim yoktu.
Tesadüfen öğrendim.
Daha doğrusu Cameron Diaz’la ilgili Bild’de gördüğüm bir haber sayesinde haberdar  oldum “Wetten Dass” (Bahse Var Mısın?) adlı programdan.
Üstelik 2006’da atv’de “İddiaya Var Mısın?” adıyla yayınlanan yarışmanın “final” bölümüydü bu…
Markus Lanz’ın sunduğu programın tamamını değil, sadece yarışma bölümünü seyrettim. Seyircili büyük bir stüdyo düşünün… Sahnenin ortasında iki tane üstü açık klasik otomobil… Peş peşe dizilmişler.
Yarışmacılardan biri öndeki, diğeri arkadaki otomobilde…
Sahnenin bir yanında ise her birinde bir şarkının kayıtlı olduğu 50 CD.
Programın ünlü konuğu Cameron Diaz, o CD’lerden birini alıp, öndeki otomobilin şoför koltuğunda oturan Dennis Mierke’ye verdi.
O da CD’yi “player”a taktı, şarkıyı kulaklıktan dinledi ve arka otomobildeki yarışmacı Nicholas Fanselow’a tüyo verdi.
Zaten iddia da, arkadaşının frene basarak tutturacağı ritmle Nicholas’ın çalan şarkıyı tahmin etmesi üzerineydi.
Yarışmacı 5 CD’den 4’ünde çalan şarkıyı bildi. Sonunda ne mi kazandı?
Oturduğu klasik otomobille Cameron Diaz’ı gezdirme şansı…
Almanya’nın reyting raporlarına göre Cameron Diaz’lı “Watten Dass”ın “final”ini 6.8 milyon kişi izledi…

KÖŞE YAZARLIĞI MERAKI

Milliyet TV’de her hafta bir ünlüye “konuk yazar” olarak yer veriyoruz. Bugüne kadar bu konuda ricada bulunduğum her ünlü “Memnuniyetle ve gururla” dedi. Ancak bu vesileyle şuna bir kez daha kanaat getirdim ki Türkiye’de “köşe yazarı” olmak isteyenlerin sayısında ciddi bir artış söz konusu. İşimiz tehlikede yani…