11 Eylül 2025 Perşembe – Milliyet – Alice
İzmir’de iki emniyet mensubunu şehit eden 16 yaşındaki katil zanlısının anne ve babasının medyaya yansıyan ifadelerini okudum.
E.B.’nin babası N.B.’nin, oğlunun son zamanlarda radikalleştiği, bilgisayar ve cep telefonuyla çok zaman geçirdiğine dair ifade verdiği medyaya yansıdı. Anne A.B.’nin medyada çıkan ifadesi ise şöyle:
“Son dönemde çok farklı internet sitelerine giriyordu. Şiddet içerikli videolar izliyordu. Pısırık bir çocuktu, giderek radikalleşti. Hepimize ‘Siz kâfirsiniz’ demeye başlamıştı. Bunu yapması bizi şoke etti.”
Baba N.B.’nin 10 yıl önce Facebook paylaşımları yeniden gündem oldu.
Çünkü o fotoğraflar, bir babanın evin tek çocuğunu nasıl yetiştirdiğini gözler önüne serdi.
Baba N.B, elindeki kendisinden büyük oyuncak silahla ve vurduğu kuşlarla fotoğrafını çekip paylaşmış Facebook’ta… İnsanlar 10 yıl önce, “Böyle yapma, başına musibet açacak” diye uyarmışlar, ama boşuna…
Adli sicili temiz lise üçüncü sınıf öğrencisi, nasıl oldu da bir sabah yüzüne kar maskesi takıp, babasının pompalı tüfeğiyle iki polisi şehit eden caniye dönüştü?
E.B., internetten şiddet içerikli videolar izleyerek mi katil olmaya karar verdi?
İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün o katilin varsa arkasındaki karanlık güçler, onları bulup, yargı önüne çıkaracağına kuşkum yok.
Şayet baba N.B, çocuğunu kuş avlamaya götürmek yerine ona doğa, hayvan ve insan sevgisini öğretseydi E.B, iki emniyet mensubunu gözünü kırpmadan şehit eder miydi?
Ebeveynler, çocuklarına sevgi aşılamak yerine şiddeti sıradanlaştırmayı öğretirse, onların acıma ve empati duygusunu yitireceğini hesap etmeli.
Hakan Candan’ın feryadı
Kanal D’deki ‘Neler Oluyor Hayatta’ programına katılan Nihal ve Bahar Candan’ın babası Hakan Candan’ın açıklamalarını içim sızlayarak izledim. Şöhret girdabının kızlarını nasıl değiştirdiğini anlatan acılı babanın söylediklerinden her ebeveynin çıkaracağı dersler var:
“Önceden haberim olsa, o yarışmaya katılmalarına kesinlikle izin vermez ve müdahale ederdim. Ama sözleşmeler çoktan imzalanmıştı. Anneleri çocuklarına benim gibi karşı çıkamıyor ve onlara ‘Evet’ diyordu. O yarışma hayatımıza girene kadar normal bir aileydik, çocuklarımı tanıyamaz hale geldim. Onları oradan çıkaramadım.
Konya’da yaşıyor ve Karaman Üniversitesi’nde görev yapıyorum, çocuklarımı korumak adına İstanbul’a taşındım, amacım onları bu rahatsız edici durumdan kurtarmaktı. Annelerinden ayrılma sebebim de çocuklar konusundaki fikir ayrılıklarımızdı.
Nihal ile Bahar çok farklı karakterlerdi. İki kızım da hukuk okudu, Nihal avukat oldu.
Nihal çok nazik, insanlara karşı daha kibar ve duyarlı; Bahar ise daha sert, katı ve bildiğini okuyan bir karakterdi. Konuşma tarzı, tavırlar, mimikler o programla değişti. Asla böyle değillerdi.
Bu sanal gerçek dediğimiz olay Nihal’in ölümünü tetikledi.
Ekran büyüsü Bahar’a gerçek kimliğini kaybettirdi. Konuşma tarzı değişti, gerçek ses tonu bile o değildi. En küçük kızım Su’yu onlardan etkilenmesin diye yatılı okula verdim.”
Demek ki neymiş?
Çocuk yapmak değil, onları dünyaya kazandırmakmış asıl maharet!
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsan sevmeye başlayınca, yaşamaya da başlar.” (William Shakespeare)