MİLLİYET – 28 OCAK 2015 ÇARŞAMBA – ALİCE
Yıllardır yanıtını merak ettiğim sorulardan biriydi şov dünyasındaki bazı ünlülerin estetik operasyonlarını adeta takıntı haline getirip sürekli bıçak altına yatmaları… Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver’in bu konudaki açıklamalarını okuyunca anladım bazı insanların bu konudaki takıntılarını.
Kendilerine güvenleri yetersiz, dışarıdan onay beklentisi yüksek, mükemmeliyetçi ve narsist kişilerin, bedenlerini sürekli incelediğini, küçük bir kusuru büyüttüğünü ya da olmayan bir kusur bulduğunu söyleyen Ünsalver, bu kişilerin büyük zamanlarını hayali kusurlarını ortadan kaldırmak için harcadığını açıkladı.
Bu davranışların altında psikolojik sorunların yattığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Ünsalver, “Hayali kusurlarını yok etmek için büyük bir çabaya girişen kişiler, önce basit çözümlerle yola çıkıyor. Kozmetik ürünler ya da küçük cerrahi girişimler kullanıyor. Ancak
bir süre sonra bunlar onu tatmin etmiyor” dedi.
Takıntılı kişilerin, bedenlerinin dış görünüşüyle ilgili sürekli bir uyumsuzluk algıladığını ve beden imajlarını bozuk bulduklarını kaydeden Ünsalver şunları söyledi:
“Güzellik takıntısı olan kişiler, kendilerini ya sürekli aynanın karşısında bulur ya da aynalardan kaçar. Kusur saydıklarını da olduğundan daha kötü algılarlar.
Kendilerine güvenleri yetersiz, dışarıdan onay beklentisi yüksek, mükemmeliyetçi, narsistik kişilik yapısına sahip kişilerde estetik ya da güzellik takıntısı olabilir. Aslında güzellik değişken ve geçici olduğundan ve
güzellik takıntısı olan kişinin asıl sorunu psikolojik boşluktur.
Bu kusuru yok etmek için ameliyat olur ancak sorun aslında içsel yani psikolojik olduğu için yapılan müdahale onu asla tatmin etmez. Kendinde yeni kusurlar bulmaya başlar.
Zamanı durdurmak mümkün olmadığından ve her ameliyat aslında biraz da deformasyon
yaptığından, kişinin kendisini başka şekilde değerli hissetmesi için operasyonlar sürüp gider.”
İçsel boşluk yaşayan, kendilerini sevilmeye değer bulmayan ya da eşinin ilgisinin azaldığını düşünen kadınların da estetik takıntısı yaşayabildiğini belirten Ünsalver, “Eşinin ilgisinin az olduğunu düşünen kadın her an terk edilebileceği hissiyle, evlilik ilişkisini onarabilmek amacıyla estetik ameliyatlara yeni kabul gören, onaylanan biri olmak amacıyla razı oluyor” dedi.
‘POYRAZ KARAYEL’ DİZİSİ TAMAMDIR
Reytingleri okumasını bilmeyen için TNS’nin her gün yayınladığı veriler sadece rakamlardan ibarettir.
TNS’in günlük yayınladığı rakamlara bakıp bir şeyleri analiz edebilmeniz için ne yapmanız gerekir?
Sonuçları birbirleriyle mukayese etmek.
Kanal D’nin bu akşam 4’üncü bölümünü yayınlayacağı “Poyraz Karayel” için de ben öyle yaptım.
Başrollerini İlker Kaleli ile Burçin Terzioğlu’nun paylaştığı Limon Yapım’ın projesinin yayınlanan üç bölüm reytinglerini ve share’lerini alt alta yazınca
şöyle bir tablo çıktı ortaya:
Bu akşam ekrana gelecek bölümün reytingi perşembe 10.30 gibi belli olacak. İlk üç hafta reyting ve share oranları istikrarlı bir şekilde artan bir dizinin dördüncü haftada ne alacağını kestirmek için müneccim olmaya gerek yok. “Görünen köy kılavuz istemez” çünkü.
Bu verilerin dediği şu:
“Poyraz Karayel tamamdır.”
Kanal D bu sezon nihayet bir dizi tutturarak şeytanın bacağını kırdı. Üstelik kanal bunu, “Şeref Meselesi” gibi “doz aşımı tanıtım” yapmadan başardı.
GÜNÜN SÖZÜ
“Önüne çıkana engel dersen, takılıp düşersin; basamak dersen, bir basamak yükselirsin.”