26 Kasım 2023 Pazar – Milliyet – Alice
Yazar Murathan Mungan’ın ölüm yıl dönümünde sosyal medyasında yaptığı Yılmaz Güney güzellemesine oyuncu Farah Zeynep Abdullah, “Sinemamızın en iyi yürüyen erkeği, kadın döven ve şiddet türleri açısından zengin ve etkili silah kullanan diyelim” diye itiraz ettiğinde tarih 9 Eylül 2023’tü.
Aradan geçen iki ayda bu tartışmaya girmeyen Fazıl Say, oyuncunun Hürriyet Kelebek’teki, “Katil ama güzel filmler çekiyor, sapık ama iyi resim yapıyor. Bu deli-dahi dönemlerini geçtik artık” sözleri üzerine olsa gerek Abdullah’a cevap verdi.
Caravaggio’nun ‘Hilekar’ resmiyle ‘Yol’ filminden Tarık Akan’ın eşini sırtında hastaneye taşıdığı sahnenin fotoğrafını paylaştı ve “Şu ‘Yol’ filminde figüran bile olamayacak niteliksizlikteki ‘dizi oyuncusu’ artık ‘dönemleri’ ve ‘milatları’ tayin eder olmuş. Biraz haddini bilmek gerek” diye yazdı.
Say, Abdullah’a eleştirisini, “Keşke ucundan sanatı öğrenebilseydi, kendisine olan saygıyı daha şimdiden yok etti, büyük sanatçıları ezmeye kalkarak” cümlesiyle sürdürdü.
Abdullah’ın Say’a yanıtı, “Abi, yazın nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça. Anlamamışsın, belli ki anlamak da istemiyorsun. Keşke telefonda konuşsaydık, ‘Abim seni hiç ilgilendirmiyor benim düşüncelerim’ der, uyumaya devam ederdim” oldu.
Say bu kez, “Konser programında ilk bölümde bir katili, ikinci bölümde bir tecavüzcüyü dinleyeceksiniz mi diyelim? Suçsuz insan yok. Mükemmel bir dünya zaten yok” diye yazdı.
Say’ın yazdıklarına takipçilerinden tepki yağdı.
Ünlü müzisyen, beklemediği tepki üzerine, “Yılmaz Güney’in sanatını ve kalıcılığını savunmakta bu kadar yapayalnız kaldığıma üzgünüm. Bu bir tartışma ise ve kime ne faydası vardı ise Farah Zeynep bunu kazanmış olsun. Bravo Türkiye. Ayakta alkışlıyorum hepinizi” diye yazdı. Say, bu olaydan ders almamış olacak ki, Pervin Chakar’a destek çıktı:
“Pervin çok iyi bir sestir, çok iyi bir sopranodur, kardeşimizdir, beraber çalışacağız. Kimse hakkını yemesin.”
100’üncü yılında Cumhuriyet için beste yapan, Atatürkçü Say’ın, Chakar’ın, Kürt devleti isteyen, Türkiye’yi işgalci ülke gören yanını yok sayıp müzisyenliğini övmesi, Yılmaz Güney meselesinden ders almadığının kanıtı.
O soytarılık yaptı insanlar tıkladı!
‘Suç Örgütüne Üye Olma’ ve ‘Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama’ suçlamasıyla tutuklanan Nihal ve Bahar Candan’ın annesi Umut Candan, kamera karşısına geçti ve ağlayarak kızlarının suçsuz olduğunu, haram yemediklerini söyledi.
Varsayalım ki anne, kızlarının suç örgütü üyesi ve suçlu olduklarına inanmak istemediği için bunu söyledi.
Peki anne Umut Candan’ın, “Instagram’da Bahar soytarılık yaptıkça tıklandı, tıklamasalardı. Bahar Candan’ı onlar ortaya çıkardı. Bahar gerçek bile değil, her şeyi sahte. Soytarılık yaptıklarında tıklamasalardı” sözlerine ne demeli?
Acı, ama gerçek bu!
Sosyal medyadaki yozlaşmanın başladığı yerdir burası…
Cep telefonlarını bulduğu bazı bekar futbolculara DM’den pas atan, gelen yanıtları sosyal medyasından ifşa ederek, kendi deyimiyle ‘kaşarlık yaparak’ fenomen olan var bu ülkede… Yüz binlerce insan onu takip edip, paylaşımlarını beğenmek yerine, işlenen suça ve ayıba ortak olmasaydı, o kişi bugün bir post için 500 bin lira ile 1 milyon lira isteyecek bir sosyal medya fenomeni olabilir miydi?
Bir posttan aldığı parayı ömrü boyunca bir arada göremezdi…
Demek ki neymiş?
Umut Candan’ın da dediği gibi sosyal medyada soytarılık yapanı tıklayarak ödüllendirenler de aynada kendilerine bakmalı…
Sosyal medyada Aziz Sancar gibi bilim insanlarını, gerçek sanatçıları ve ‘iyi’leri takip etmek yerine ‘soytarılık’ ve ‘kaşarlık’ yapanların peşine düşenlerin de bu yozlaşmada payı var…
GÜNÜN SÖZÜ
“Canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim hiç, çünkü hayat benden daha yaratıcı.” (Simone de Beauvoir)