MİLLİYET – 25 MART 2017 CUMA – ALİCE
Ankamall TV spikerlik başvurularının sona erdiğine, 25 Mart’ta (bugün) yapılacak finalde kazananları Saba Tümer, Burcu Esmersoy ve Mirgün Cabas’ın seçeceğine dair bülten gelince e-postama, şunları sordum yollayana:
Kaç spiker alacaksınız?
Kaç başvuru oldu?
Ankamall TV nereden yayın yapıyor ve içeriği nedir?
İşte Dilek Bozdemir’in verdiği yanıtlar şöyle:
“Ankamall TV, sosyal medya üzerinden yayın yapan bir platform. Ankamall’la ilgili haber ve bilgileri yayınlıyor.
12 kadın, 12 erkekten oluşan bir ekip kuracağız. Bu spikerler gönüllülük esasına göre çalışacak. İşe almak, personel yapmak gibi bir vaadimiz yok.”
Bu yanıttan sonra eminim ki siz de benim gibi kaç kişinin başvurduğunu merak ettiniz, açıklayayım:
805 kişi…
Bir AVM’nin sosyal medya üzerinden yayın yapan ve orada olan bitenleri duyuran TV’sine para almadan çalışmak için bu kadar çok insanın başvurması ilginç değil mi?
Onlarca spiker işsiz
Spikerlik, sunuculuk dışarıdan bakınca cazip, havalı bir iş…
O nedenle yıllar içinde yüzlercesi, kimi kanallarda işi öğrenerek kimi kurslara para vererek spiker ve sunucu oldu.
Günümüzde ise maalesef tablo şu:
Mesleğini yapıp, para kazanmak isteyen çok, ama iş yok…
Çünkü spikerlik ve sunuculuk çoktan “‘Dışı seni, içi beni yakan” işler arasındaki yerini aldı.
Türkiye’nin ekranlardan tanıdığı birçok profesyonel spiker, sunucu işsiz… Hem de hayli zamandır…
Para kazanamadığı için kirasını ödeyemeyen, icralık olan, Digitürk’ü kesilen, borcundan dolayı cep telefonu görüşmeye kapatılan spiker ve sunucular var. İsimlerini yazsam, şaşırıp kalır insanlar.
Ekranlarda gördüğünüz spiker ve sunucular kadar -belki de daha fazla- iş bulamayanlar varken, bu işe hevesli gençlere, “Madalyonun bir de bu yüzü var” deyip, acı gerçeği hatırlatmak istedim.
BÖYLE HİZMETE CAN KURBAN!
Parayla hizmet satın aldığımız kurumlar, ihtiyaç duyduğumuzda beklediğimiz ilgiyi göstermediklerinde haklı olarak şikâyet ediyor, eleştiriyoruz.
Beklentimizin çok üstünde hizmet aldığımızda ne yapmamız lazım?
Kuru da olsa bir teşekkür şart…
Şeker; sürekli doktor kontrolü, tahliller yaptırmayı gerektiren, yaşam kalitenizi etkileyen kronik bir hastalık.
Belli aralıklarla doktora gidiyor ve her seferinde bir dizi tahlil yaptırıyorum.
Milliyet; yıllardır çalışanlarına, “indirimli özel sağlık sigortası” imkânı sunuyor. İsteyenlerin parasını verip satın aldığı poliçeler, ayakta tedavilerin yüzde 80’ini karşılıyor, kalanını biz ödüyoruz. Yatarak tedavilerde ise para ödemiyoruz.
Gittiğim son muayeneden payına düşeni ödeyen Mapfre Sigorta’dan şöyle bir mesaj geldi cep telefonuma:
“Poliçe özel şartları kapsamında olan tahlil ve görüntüleme işlemlerinizi hiçbir ücret ödemeden yaptırmak isterseniz, arayın.”
Aradım ve hangi laboratuvarlarda bu hizmeti alabileceğimi sordum.
Mapfre Sigorta’nın önerdiği laboratuvarlardan biri Biruni’ydi…
Bu kez onları aradım. Karşıma çıkan görevli, “Laboratuvara mı geleceksiniz, yoksa eve servis mi istiyorsunuz?” demesin mi?
Ek bir ücret istemeyen böyle bir servisi kim istemez?
Cuma sabahı buyursun gelsinler dedim. Saat 09.00’da bir hemşire ve bir hastabakıcı geldi, kanımı alıp gitti.
GÜNÜN SÖZÜ
Erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. Ona aşkı öğreten kadındır. (Paul Geraldy)