MİLLİYET CADDE – 28 Kasım 2012 Çarşamba ALİCE
Türkan Şoray’ın yıllar önce Yeşilçam’a kabul ettirdiği medeni çalışma koşullarını günümüz oyuncuları niye kabul ettiremiyor dizi sektörüne? Çünkü güç onlarda değil, televizyonlarda.
Türkan Şoray’ın ‘Sinemam ve Ben’ kitabına dair daha yazacaklarım var demiştim.
Çünkü 388 sayfalık kitapta o kadar çok ilginç anı ve ibret alınacak olay var ki!
Yaz yaz bitmez vallahi.
Şoray, kitabında, sinemaya girdiğinde henüz reşit olmadığı
için onun adına annesinin imzaladığı bir film sözleşmesine de yer verdi.
Şoray’ın A4’ten 6×8 cm. ebadına indirip, altına, “Anlaşmaları benim yerime annem imzalıyor” notu düştüğü sözleşmeyle vermek istediği mesaj; sinemaya ne kadar genç yaşta başladığı.
Bu zaten bildiğimiz bir konu.
Bilmediğimiz şey, o yıllarda Türkan Şoray gibi yeni isimlere imzalatılan sözleşmelerde neler yazdığı.
Kitabın 28’inci sayfasındaki belgedeki yazılar küçük, soluk ve silikti; ama buna rağmen başarılı kriminal bir çalışmayla okudum yazılanları.
Kitabın 53’üncü sayfasındaysa ‘Türkan Şoray Kanunları’ var.
Önce sözleşmede yazılanları, ardından bu kuralları alt alta sıralayacağım.
İkisini okuyunca anlayacaksınız hayatın değişmeyen, acı gerçeğini.
Kuralları güçlüler koyar, zayıflar mecburen uyar.
Sanırsın köle sözleşmesi
Türkan Şoray adına annesinin imzaladığı ‘Otobüs Yolcuları’ filminin sözleşmesi:
1. Be-Ya Film şirketinin 1963 senesinde çevireceği ‘Otobüs Yolcuları’ isimli filmde Türkan Şoray, baş kadın (Nevin) rolünü oynamayı taahhüt eder. Türkan Şoray bu rolüne karşılık Be-Ya Film’den 6000 TL (Altı bin) alacaktır.
2. Tediye şekli ilk taksidi 20 Haziran olmak üzere her ay Türkan Şoray, Be-Ya Film’den 1000 TL (Bin lira) alacaktır.
3. Türkan Şoray filmdeki kıyafetleri kendi temin edecektir.
4. Film çevirme anında Türkan Şoray, prodüktörün ve rejisörün sözlerine itaat etmeyi taahhüt eder.
5. Mukavelenin imzalandığı andan itibaren Türkan Şoray, film bitene kadar Be-Ya Film’e aittir, Be-Ya Filmin izni olmadan hiçbir yerde çalışamaz.
6. Senaryonun icabatına, rejisörün isteği şekilde kayıtsız ve şartsız riayet etmeyi taahhüt eder.
7. Türkan Şoray, film çevrildiği halde işe gelmeyip aksattığı takdirde her gün başına ayrı ayrı 1000 TL (Bin lira) ödemeyi taahhüt eder.
8. Be-Ya Film, Türkan Şoray’ı en az 12 saat evvel işe davet edecektir.
9. İşbu mukavele taraflarca okunup, imzalandı.
Türkan Şoray Kanunları
Bunlar da Türk sinema tarihine ‘Türkan Şoray Kanunları’ olarak geçen koşullar:
1. Türkan Şoray, film senaryolarını çekim tarihinden en az bir ay önce beğenir.
2. Türkan Şoray, senaryoyu beğenmediği takdirde yeni senaryo verilecektir.
3. Her senaryoda ‘beğendi’ mutabakatı şarttır.
4. Çekilecek filmin rejisörü ve baş erkek oyuncusu için Türkan Şoray’ı mutabakatı şarttır.
5. Türkan Şoray adı jenerik, afiş, ilan ve sinema fenerlerinde başta ve tek olarak yazılacaktır.
6. Filmde öpüşme ve açık sahne olmayacaktır.
7. Filmdeki modern giysiler Türkan Şoray’a, tarihsel olanlarsa şirkete aittir.
8. Filmin çekimi İstanbul dahili olup Türkan Şoray İstanbul dışına çıkamaz.
9. Çalışma saatleri sabah 8 -19 arasındadır.
10. Pazar günleri Türkan Şoray çalışmaz.
11. Filmin her oynadığı yerde 9’uncu madde uygulanacaktır.
12. Filmlerin seslendirmesinde Türkan Şoray’ın sesi için kendi mutabakatı şarttır.
13. Şirket filmi kendi hesabına çeker. Eğer başka bir şirketle ortak yapıma gidilirse Türkan Şoray’ın mutabakatı şarttır.
14. Film renkliyse Türkan Şoray’ın mutabakatıyla çekim günleri uzayabilir.
15. Bu şartlara riayet etmeyen film şirketi 100 bin TL ödemeyi taahhüt eder.
16. Türkan Şoray şirketlerden film başına (…..) lira alır.
17. Türkan Şoray mecburi gecikmeleri 10 günden fazla beklemez.
Güçlüysen, sen haklısın!
Türkan Şoray sinemaya “Merhaba” dediği 1960’lı yıllarda güç kimdeydi?
Film şirketlerinde.
Kuralları onlar koydu, Türkan Şoray da mecburen uydu.
Aradan yıllar geçti Şoray, ‘Türk sinemasının Sultan’ı oldu.
Bu kez güç ondaydı. Kuralları o koydu, film yapmak isteyenler de seve seve kabul etti.
Şoray’ın yıllar önce Yeşilçam’a kabul ettirdiği medeni çalışma koşullarını günümüz oyuncuları niye kabul ettiremiyor dizi sektörüne?
Çünkü güç onlarda değil, televizyonlarda.
Sistem, güçlünün, zayıfın haklarını yok sayma üzerine kurulunca, günün birinde daha güçlüsü çıkar karşına ve atar sana ‘muhteşem bir fırça’.
O saatten sonra “Siz nasıl arzu ederseniz öyle yapalım” desen ne fayda?
GÜNÜN SÖZÜ
Akıllı bir insan, aklını kullanır. Daha akıllı insan, başkalarının da aklını kullanır. (George Bernard Shaw)