MİLLİYET CADDE – 1 EKİM 2013 SALI – ALİCE
Normal şartlarda gazetecilere değil söyleşi vermek, telefonlarına bile çıkmayan bazı ünlüler, yeni dizileri ekrana gelmeye başlayınca ya da filmleri vizyona girince bülbül kesiliyor nedense…
Haftalık, aylık dergiler, sektörel yayınlar, günlük eklerde bolca söyleşileri çıkar şov dünyasının yıldızlarının…
Çünkü reyting ve gişeye ihtiyaç duydukları dönemdir bu… Bu söyleşilerde ünlülerin bazen öyle beyanları çıkar ki, ne demek istediğini anlamak için rehbere ihtiyaç duyarsınız.
İşte size bir örnek:
Yeni “Çalıkuşu”, Kanal D’de yayınlanmaya başladı ya, “InStyle” dergisi bir söyleşi yaptı dizinin yıldızı Fahriye Evcen’le… Söyleşide Almanya’da zor geçen çocukluk günlerini, oturdukları Solingen’de Neo-Nazi’lerin Türklere yönelik şiddet hareketlerini anlatan Evcen’in, “O dönem sizin hayata bakışınızı, hatta kişiliğinizi bile etkilemiş olmalı” sorusuna verdiği yanıt şu: “Mutlaka etkilemiştir. Çünkü bilinçaltına yerleşiyor. Mesela Gezi Parkı olayları da çok üzücü, hakikaten böyle şeylerin hiçbir ülkede, hiçbir ideoloji tarafından yaşatılmasını ve yaşanmasını istemiyorum, herkese göre daha soğukkanlıydım sanırım. Yaşananlar benim için çok tanıdıktı. O yüzden sağlam kafayla doğru düşünüp nasıl engellenebilir, nasıl şiddete dönüşmez, onun yollarını aramak lazım diye düşündüm.”
Laf olsun torba dolsun
Fahriye Evcen’in Almanya’da Neo-Nazi’lerin Türklere yaptıklarıyla Gezi Parkı olayları arasındaki bağlantıyı nasıl kurduğunu anlayan var mı? Onu geçtim “Çalıkuşu güzeli”nin Gezi Parkı için düşünmekten başka ne yaptığını, soğukkanlılığını korumasa ne yapabileceğini kestiren var mı? “Laf olsun, torba dolsun” derler ya, Fahriye Evcen’in de yaptığı budur!
Bu söyleşiyi okuyana kadar Necati Şaşmaz’la Fahriye Evcen arasında ilinti kurmak aklımın ucundan bile geçmezdi. An itibarıyla düşüncem değişti… Artık Fahriye Evcen benim için, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından Gezi Parkı’na dair söyledikleriyle hepimizi dumura uğratan Necati Şaşmaz’la birlikte “Ne dediği anlaşılmayan yıldızlar” arasındaki yerini törenle almıştır!
BU GERÇEK OLABİLİR Mİ?
Konsensüs’ün Habertürk için yaptığı kamuoyu araştırmasına katılanların “Hayatınızdan memnun musunuz?” yanıtına verdikleri cevap şoke etti beni… Çünkü ankete katılanlardan yüzde 63.1’i bu soruya “Evet”, yüzde 13.7’si “Hayır” yanıtını verirken “Ne memnunum ne değil” diyenlerin oranı yüzde 23.2’i çıktı.
“Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Okuduğumda benim de ilk tepkim bu oldu. Normalde bir insan yaşadığı hayattan ya memnundur ya da değildir. “Ne memnunum, ne değil” ne demek? Senin yerine başkaları mı karar verecek?
İnsanların seçimde hangi partiye oy verecekleri konusunda yaşadıkları kararsızlığı anlarım, ama bunu anlamayı da kimse beklemesin benden.
Yaşadıkları hayattan memnun olup olmadıkları konusunda karar veremeyen bu insanlar yarın sandık başına gidecek ve kullandıkları oylarla ülkenin kaderini belirleyecek. Az bir oran değil yüzde 23.2… 2011 yılındaki son genel seçimlerde AK Parti’nin aldığı oy oranının yüzde 49.83, CHP’nin 25.98, MHP’nin 13.01 olduğunu hatırlatayım ki, anlayın tablonun vehametini.
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsan parasını kaybedince fakir, özgürlüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair olurmuş.” (Özdemir Asaf)