‘BENİM İÇİN HABERCİLİK MESLEK DEĞİL, YAŞAM BİÇİMİ’

Doğuş Holding üst düzey yöneticilerinden Yücel Çelik’in iki çocuğundan birisin. Yiyip, içip gezmek gibi bir hayat sürme imkanı varken önünde yurt dışında üstelik çift dal yaparak okudun. Üniversiteden dereceyle mezun oldun, geldin yıllarca polis-adliye muhabirliği yaptın. Şimdi de ana haber spikerliğinin yanı sıra haber merkezinin sorumluluğu var üzerinde. Niye?

Her şeyden önce haberi ve haberciliği seviyorum. Ben 15 senedir bu meslekte aralıksız çalışıyorum. Ekran önüyle birlikte muhabirlikle başlayan, editörlükle devam eden, haber müdürlüğünün ardından, koordinatörlüğe varan 15 yıl. Muhabirliği hiç bırakmayan bir yöneticiyim. Çünkü muhabirliğe tutkuyla bağlıyım. Diğer ulusal kanallar gibi 75 kişilik dev ekibim yok belki ama 25 kişilik en genç ve yaratıcı haber merkezi bizde. Harika işler çıkarıyoruz. Üçte bir personelle diğer üç büyük kanalla rekabet ediyoruz. Son zamanlardaki rakamlar da bize umut veriyor. Hiçbir şeyin kolayı denk gelmedi zaten bana. Star’da çalışırken üç kez el değiştirdik. TMSF, Doğan ve Doğuş. Haliyle hep yükselterek yıkılanı yeniden yapmak oldu işim; yönetim değişikliklerinin ardından yapılan haksız karalama kampanyalarına rağmen. Ama önemli olan zoru başarmak değil mi zaten? Bir ekip çalışması bu. Sadece kameranın karşısına geçip haber okumak işin en basit kısmı. Ama muhabirlikten gelen bir habercinin bununla yetinmesi zor tabi. Bu yüzden de haber mutfağının hem içindeyim, hem de onun sunumunu yapıyorum. Doğrusu, bunun avantajını da kullanıyorum.

“İyi reyting motivasyon, düşük reyting uyarıdır”

Reytingin hayatındaki önemi ne? Reyting iyi geldiğinde neler hissedersin, kötü geldiğinde moralini nasıl etkiler bu?
Ne kadar sağlıklı ölçüldüğü tartışılsa da, reyting TV dünyasının vazgeçilmez bir gerçeği.  O yokmuş gibi davranamayız. En önemli işimiz, yaptığımız haberlerin, genel anlamda da kanalın mümkün olduğunca çok izlenmesi. Benim açımdan tarafsız, doğru ve hızlı haberin, en geniş kitlelere ulaşması. Bunu başardığımızda karşılığını alacağımıza inanırım. Ne var ki, reyting pek çok farklı etkene bağlı. Kanalın genel izlenilirlik oranı ve algısı, bunların başında. Biz Star’da uzun süre bunun talihsizliğini yaşadık. Ama şu anda kanala ciddi bir yatırım yapılıyor ve ivme yukarı doğru çıkmaya başladı. İyi reyting motivasyondur, kötü reyting daha iyisini yapman için uyarıdır.

“Star Haber’de yönetim kadınlarda”

Hangi haberin ne kadar reyting yaptığına bakıp, ertesi gün ona göre mi hazırlıyorsunuz bülteni?
Hangi haber ne kadar izlenmiş elbette sıkı takipteyiz. Ama bültenin kalitesi, konuğuyla özel haberiyle ne kadar ses getirdiği her zaman öncelikli. İçimize sinen bir bülten beklendiği reytingi almasa da, biz üzerimize düşeni yapmış olmanın haklı gururunu yaşarız. Siyaset haberleri izlenmiyor diye Ankara günndemini hızlı geçemeyiz. Ülkenin kaderini belirleyecek konunun mutlaka canlı yayın konuğu da olur Star Haber’de mesela. Bülten çok izlensin diye MOBESE kameralarından ‘o anlar’la doldurmak en basiti. İşte doğru haber seçimi de burada devreye giriyor. İzleyenin 45 dakika boyunca siyasetten, 3’üncü sayfa haberlerine kadar rafine bilgiyi alması için tüm çaba. Çok iyi haber müdürlerim var. Aynı zamanda gazetecilikte kadının gücüne inanırım. Titizler çünkü. O yüzden de Ankara’dan, yurt habere, dış habere, yönetmenime tüm masalar kadın meslektaşlarıma teslim.

Öyle mi? Kimler onlar?
Ünal Oymak, haber müdürüm. Yükün büyük kısmı onda. Aysegül Akın, diğer haber müdürüm, yıllarca yazılı basında çalışmış çok donanımlı bir isim. İstihbarat servisinin başında sokakta da birlikte çalıştığım, piyasanın en iyi polis muhabirlerinden Muharrem Çağlar var. Selma Yüzer, şef editörüm, olaylara ters açıdan bakabilme yeteneğine sahip. Fatma Çözen… Ankara’da O’ndan habersiz kuş uçmaz. Yurt haberdeki tüm gelişmeler taze anne Sevgi Gürman’dan sorulur. Dış haberde, Serpil Ersemiz var. Serpil, kısacık bir görüntüyü bile en zengin haber haline getirebilir. Kültür ve magazin haberlerinin editörüyse Neslihan Akdaş. Aynı zamanda çok yakın arkadaşım olan, kendimi gözüm kapalı teslim ettiğim Özlem Aktaş da yönetmenim. Bu ekipteki bir çok isimle yıllardır birlikte çalıştığımızdan artık aynı dili konuşuyoruz..

“Deli gibi cross-fit çalışıyorum”

Haftanın beş günü ekrandasın. Ekranda olmadığın günler ne yapıyorsun? 
Haftada üç gün spor yapıyorum. İki gün Bujin dövüş kulübünde cross-fit’le deli gibi stres atıyorum. Bir gün de D-Gym’de ağırlık çalışıyorum. Arkadaşlarla yemek sohbet, yürüyüş, maç, kitap; daha ne olsun?

 Kızına yeterince kaliteli zaman ayırabiliyor musun?
Çok güzel söyledin. Ben çalışan annelerin çocuklarıyla daha nitelikli zaman geçirdiğine inanıyorum. Önemli olan 24 saat yan yana olabilmekten öte, paylaşımların. Kayra, neden hoşlanıyorsa onu yapıyoruz biz de. Kitap okuyoruz, dans ediyoruz, kağıt oynuyoruz, yemeklere gidiyoruz.

Televizyonda neleri izliyor?

Eve gidince hangi kanalları, programları ya da dizileri izliyorsun? 
Günün 12 saatini televizyonda geçiren biri olarak, akşamları bundan kaçınıyorum. Ama genel trendleri takip etmek için çok da uzak durmuyorum. Haberi NTV’den alıyorum, CNN Türk’ün ‘Medya Mahallesi’ni, ‘Aykırı Sorular’ını takip ediyorum. Fanatik bir dizi izleyeni değilim ama denk geldikçe ‘Muhteşem Yüzyıl’daki entrikaları izlemek eğlenceli. ‘İşler Güçler’ de hiç fena değil.

Nazlı Öztarhan, mesleki olarak kendini besleme, geliştirme adına neler yapıyor?
Akıllı insanlarla konuşmak her zaman etkileşim mekanizmasıdır. Bunu hiç ihmal etmem. Onun dışında Nazlı aralıksız okuyor, çalışıyor, üretiyor. Yurt dışındaki örnekleri takip ediyor. Her günün sonunda
24 saatin bilançosunu çıkartıyor. Farkındalık yaratmak için yenilenmek şart.