MİLLİYET – 3 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA – ALİCE
Cumhurbaşkanı’nın yaveri, Genelkurmay Başkanı ve bazı kuvvet komutanlarının emir subayları ve özel kalem müdürlerinin FETÖ’cü çıkması tesadüf olabilir mi?
Değil.
Amaç belli:
Kaleyi içten fethetmek.
Cumhurbaşkanı’nın yaverinin nasıl seçildiğini sordum Genelkurmay yetkililerine.
Şöyle çalışıyor sistem.
Genelkurmay Personel Dairesi altı isim öneriyor.
Bu isimler, haklarında araştırma yapması için MİT’e bildiriliyor.
Neden mi?
Çünkü 30 Kasım 2010’daki YAŞ’ta alınan karar uyarınca Genelkurmay’a bağlı GES Komutanlığı 21 Kasım 2011’de MİT’e devredildi. O tarihten bu yana Genelkurmay’ın kışla dışında istihbarat faaliyeti yapması yasak. Genelkurmay’ın istihbaratı sadece yurtdışında ve kışla içinde görev icra ediyor.
MİT, 15 – 20 günlük bir çalışma sonunda raporunu veriyor ve atamalar yapılıyor.
Buna rağmen FETÖ’cü subaylar, devletin kılcal damarlarına sızdığına göre demek ki iki yerde de sorun var.
1. Genelkurmay Personel Dairesi, FETÖ’cülerin eline geçtiği için önerdikleri isimlerin tümü kendilerinden.
2. MİT’in görevlendirdikleri de cemaatten ki “sakıncalı” askerler için olumlu rapor verip, önlerini açtı.
Genelkurmay’ın Personel Dairesi’nden birçok subay ordudan atıldı.
Peki o yaver ve emir subayları için “temiz raporu” verenler MİT’ten atıldı mı?
İşte orası kocaman bir
soru işareti!
İLKER BAŞBUĞ’A GÖRE EN BÜYÜK KUSUR MİT’TE
Eski Genelkurmay başkanlarından Org. İlker Başbuğ, önceki gece CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın konuğuydu.
“Tarafsız Bölge”de 15 Temmuz’a dair ilginç açıklamalarda bulundu. YAŞ’ta, hakkında MİT Raporu olmayan hiçbir askerin TSK ile ilişkisinin kesilmediğini vurgulayan Başbuğ, şunları söyledi:
“2002’den 2010’a kadar YAŞ üyeliği yaptım. 8 yıl içinde MİT’ten ‘TSK’da şu şu isimler Gülen cemaatindendir’ diye tek bir isim, bilgi gelmedi. Gelen MİT Raporları’nın hepsi Mehmet Kurtoğlu Cemaati üyelerine ilişkindi. Onların hepsi ordudan atıldı. Tahşiye Davası’ndan sonra anladık ki meğer Gülen Cemaati, rakibini ordudan temizlemek için bizi kullandı.”
Başbuğ, TSK’ya bu kadar çok FETÖ’cü sızmasının asıl sorumlusunun MİT olduğunu iddia etti ve ekledi:
“Bu işin kırılma noktası 1992’dir. MİT Müsteşarlığı’na sivil biri atanınca, TSK’nın istihbarattaki bağı koptu. Genelkurmay başkanları adeta körleştirildi. MİT’te asker varken, cemaatlerle ciddi mücadele ediliyor ve ordudan atılıyorlardı. MİT’in birinci adamı sivil olabilir, ama ikinci adamı asker olsaydı, iş bu noktaya gelmezdi.”
FETÖ’cülerin orduda nasıl büyüdüğü konusunda objektif tahliller yapan Başbuğ’un, darbe girişiminin Cumhurbaşkanı’na ve milli iradeye değil de TSK’ya karşı yapıldığını söylemesi ilginçti.
Erdoğan’ın, eskiden desteklediği cemaate karşı 2012 yılından bu yana tek başına savaştığına vurgu yapan Başbuğ, 15 Temmuz’dan sonra Gülen aleyhinde konuşan Ak Partililerin ise hiç değilse susması gerektiğini söyledi.
‘DEMOKRASİ NÖBETİ’NE YAKIŞIR BİR FİNAL OLSUN
“Demokrasi nöbetleri” 7 Ağustos Pazar akşamı Yenikapı’da yapılacak mitingle bitecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti, CHP ve MHP liderlerini birer konuşma yapmak üzere bu etkinliğe davet etti.
15 Temmuz’dan bu yana oluşan “milli birlik” ruhunun “geçici” değil de “kalıcı” olduğunu göstermek açısından liderlerin bu davete katılmaları önemli.
Cumhurbaşkanı keşke, başta İlker Başbuğ olmak üzere FETÖ’cü çetenin mağdur ettiği askerleri de “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne davet etse.
İşte o zaman çok daha güzel olur Türkiye…
GÜNÜN SÖZÜ
Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez. (Atatürk)