MİLLİYET CADDE – 11 MART 2013 PAZARTESİ – ALİCE
Eski sevgilisi Sultan Ertuğrul’a yönelik yumurtalı saldırısından sonra Ali Sürmeli’nin şöyle bir açıklaması var: “Böyle bir oyun olduğunu bilmiyordum. Kucağında, kollarında öpüyor, bunun adına ‘sanat’ diyorlar. Ne sanatı?”
Ali Sürmeli’nin sahnede öpüşüyor diye eski sevgilisi Sultan Ertuğrul’a yönelik yumurtalı saldırısından sonra ‘Her yönüyle koca bir ayıp’ başlıklı bir yazı yazdım.
Sürmeli’nin yapacağı açıklamayı beklemeden yaptım bunu.
Çünkü olayın görgü tanığı Özge Özder’in anlattıkları o kadar açık ve netti ki, Sürmeli ne derse desin görüşüm değişmeyecekti.
Sebebi ne olursa olsun, sonuçta yapılan kadına şiddetti.
Sahnede işini yapan, rol gereği öpüşen bir kadın oyuncuya yumurtalı saldırının, hakaret etmenin haklı bir gerekçesi olabilir mi?
Sonra Ali Sürmeli’nin Radikal’da bir mektubu yayınlandı.
Savunulacak yanı mı var?
Sürmeli’nin tepkisi eski sevgilisinin sahnede öpüşmesine değil, edebi bir eserde gişe uğruna kadın cinselliğinin hoyratça kullanılmasınaymış. O yüzden yumurtaları yönetmene atacakmış, onu bulamayınca eski sevgilisini hedef almış. Ayrıca yumurtaları eski sevgilisine sahnedeyken değil, fuayede atmış. Öğrenciler atınca ‘devrimci’ olan yumurta devrimcisi Ali Sürmeli atınca faşist mi oluyormuş!
Özeti buydu mektubun.
Yaptığının savunulacak bir yanı olmadığı için resmen top yerine ‘yumurta’ çevirmiş Sürmeli…
Kendisine yönelik tepkiler üzerine zamanla yaptığı hatayı idrak etmiş olacak ki Ali Sürmeli, konuk olduğu ‘Jurnal’de herkesten özür diledi ve şöyle bir laf etti:
“Çok şükür ki, bana destek çıkan olmadı.”
Bu demektir ki bu olayı başka bir sanatçı yapsaydı, ‘devrimci’ Ali Sürmeli, tıpkı bizim yaptığımız gibi onu ilk kınayanlardan olacaktı.
‘Farklı’, ama haklı’ mı?
Hal böyleyken bu olayla Ali Sürmeli’yi kınayanları kınayan tek çıkış Hıncal Uluç’tan geldi. Herkesten ‘farklı’ olmak hoş, ama aynı zamanda ‘haklı’ değilsen, hepsi boş. Radikal’deki mektubu okuyan Uluç, Sürmeli’yi kınayanları eleştiren bir yazı yazdı.
“Ali Sürmeli linç ediliyor günlerden beri” diye başlayan yazı, “Vurduk… Ama dinlemek kimsenin aklına gelmedi. Teşekkürler Radikal. Ali Sürmeli’ye tam bir gazete sayfası söz hakkı vermiş” diye devam eden yazısını Uluç şöyle noktalamıştı: “Ali’nin bir sorusu var… Hadi, başta Mustafa Alabora, linç yarışında bayrağı kapmak için saniye kaybetmeyenler yanıt versinler bakalım? Bakana atılınca devrimci olan yumurta, ben atınca faşist mi oluyor?”
Ali Sürmeli’nin açıklamasını beklemeden yaptığının kadına şiddet ve sanata saygısızlık olduğunu yazan biri olarak cevap veriyorum bu soruya:
“Konu kapansın” derken!
Yumurtanın ‘devrimci’si, ‘faşisti’, ‘liberali’ olmaz.
Yumurta yumurtadır.
Sağlamı, çürüğü olur.
Köy yumurtası, çiftlik yumurtası, çift sarılısı, tek sarılısı vardır.
Suda az pişenine ‘rafadan’ denir.
Suda çok pişmiş yumurtalarla kahvaltıda yumurta dokuşturmaca oynanır; yumurtası kırılan kaybeder, sağlam kalan kazanır.
Hıncal Abi, kusura bakma, ama maalesef ‘çürük’ çıktı senin yumurta…
İzninle bu kez ben bir soru yöneltmek istiyorum sana.
Yargının, Sultan Ertuğrul’a üç ay yaklaşmasını yasakladığı için olsa gerek, artık bu konunun kapanmasını isteyen Ali Sürmeli’nin pazar günü Hürriyet’te şöyle bir açıklaması vardı:
“Böyle bir oyun olduğunu bilmiyordum. Kucağında, kollarında öpüyor, bunun adına ‘sanat’ diyorlar. Ne sanatı?”
Hıncal Abi ne diyorsun bu konuda?
ÇOK SATAN 10 KİTAPTAN 4’Ü CANAN KARATAY’IN
Antalya’dan dönüşte havaalanındaki D&R’a uğradım. Her zamanki gibi önce ‘yeni çıkanlar’a göz attım, sonra ‘En çok satan 10 kitabın’ bulunduğu raflara…
‘1 Numara’da Canan Karatay’ın ‘Obezite ve Diyabete Çözüm Var’ kitabı vardı.
3’üncü sırada da yine Canan Karatay’dan bir kitap:
‘Karatay Diyeti’
‘En çok satanlar’da 8 numarada Canan Karatay’ın ‘Karatay Mutfağı’, 10’uncu sırada da yine Karatay’ın ‘Karatay Diyetiyle Yaşam Boyu Sağlık’ adlı kitabı.
Her insana nasip olmayacak bir başarı bu.
Yanıma gelen mağaza müdürü Burak Susuzlu’ya da aynı şeyi söyledim. Dedi ki, “Gördüğünüz gibi çok satıyor Canan Karatay’ın kitapları. Ne zaman televizyona çıksa, ertesi gün artıyor kitap satışları.”
Kitaplardan birinin kapağındaki şu vurgu dikkatimi çekti:
“Türkiye’yi zayıflatan profesörden en sağlıklı yemekler.”
Canan Karatay, başarılı bir doktor, ama o kadar da değil artık.
GÜNÜN SÖZÜ
Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini, kime iyilik yaptıysan ondan koru kendini. (Mehmet Akif Ersoy)