21 Nisan 2022 Salı – Milliyet Cadde – Alice
Julia Roberts, 20 yıldır romantik komedilerde rol almamasının sebebini New York Times Magazin’e verdiği söyleşide şöyle açıkladı:
“Bu süreçte ‘Aşk Engel Tanımaz’ (Nothing Hill) seviyesinde yazıldığına ya da ‘En İyi Arkadaşım Evleniyor’un (My Best Friend’s Wedding) çılgın eğlence seviyesinde olduğunu düşündüğüm bir şey okusaydım, dahil olurdum. George Clooney ile birlikte oynadığımız, eylülde vizyona girecek ‘Ticket to Paradise’a kadar böylesi yoktu.”
“İşte bu!” diyeceği bir senaryo gelmeyince 20 yıl sabredebilmek Julia Roberts ayarındaki bir oyuncu için büyük bir özveri. Parayı değil kariyerini önemseyen bir oyuncunun yapabileceği bir şey bu… Roberts’ın bizde her önüne gelen projeye para için “Evet” diyen anlı şanlı oyuncular kadar aklı yok mu?
Onu bilemem, ama “Su akarken testiyi doldurmak lazım” parolasıyla hareket edip para için her filme ve role “Evet” diyenlerin ‘Mona Lisa Smile’ filminden aldığı 25 milyon dolar’la adını sinema tarihine, ‘En Yüksek Ücretli Kadın Oyuncu’ diye yazdıran Julia Roberts’tan alacakları dersin adını biliyorum:
“Kariyer yönetimi.”
Kimler mi onlar?
Bir yapımda izlediğinizde size, “Onun gibi biri böyle bir projede yer almayı nasıl kabul etti?” dedirtenler.
‘ÖNCE YAYA’ LAFTA KALDI
Yıllardır Avrupa’da insana saygının ölçüsü olarak verilen örneklerden biri nedir?
“Yaya geçidi olsun, olmasın, şehir içinde biri yola adımını attığı anda, sürücüler zınk diye durup, yayaya yol verir.”
Bizde ise direksiyon başına geçen kendini dünyanın sahibi sanıyor.
Trafikte başka sürücülere saygısı olmayanları yaya geçidindeki beyaz çizgiler ve “Önce yaya” yazısı durdurur mu?
Maalesef durdurmuyor.
Sürücü olarak yaya geçidindeki insanları görüp durduğunuzda arkanızdan klakson çalan, küfredenler var.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’na (İlçe SEGE- 2022) listesine göre Türkiye’de ilk 10’a giren Ataşehir’de oturuyorum. Buradaki gözlemlerime dayanarak diyeceğim o ki, sosyo-ekonomik açıdan Türkiye’nin en gelişmiş 10 ilçesinden birinde durum böyleyse diğer ilçelerdeki yaya geçitlerini kullananların vay haline!
Bu ülkede sürücüler ve yolcuların emniyet kemeri takması nasıl sağlandı?
“Emniyet kemeri hayat kurtarır” kampanyalarından çok emniyet kemeri takmayanlara kesilen cezalar sayesinde…
Başka yerleri bilemem, ama İçişleri Bakanlığı sadece Doğu Ataşehir Meydanı’ndaki yaya geçitlerine kamera yerleştirip “Önce yaya” kuralına uymayanlara ceza kesse, ilçenin tüm kamu giderlerini karşılayacak kadar para girer devletin kasasına. Aynı uygulama ülke geneline yayılsa bir sene sonra, eminim Avrupa’daki sürücüler bizimkiler de yayaları görür görmez anında basar frene.
Başka türlü “Yaya geçitlerinde öncelik yayalarındır” kuralı yerleşmeyecek bu ülkede.
KITLIĞI ÖNLEMEK İÇİN SİLAH GÖNDERMEK Mİ?
“Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir: Küresel kıtlığı önlemek için Ukrayna’ya silah göndermek gerekiyor.”
indyturk.com’un Westdeutsche Allgemeine Zeitung’dan (WAZ) aldığım haberin başlığı bu… Özdemir’in konuya dair özetle dediği şu:
“Rusya’nın Ukrayna’yı istilasıyla birlikte dünyanın en önemli tarım alanlarından biri işlevini kaybetti. Batı’nın Kiev yönetimine daha fazla silah sağlamaması halinde küresel kıtlık söz konusu.”
Yeşiller Partisi’nde eş genel başkanlık yapmış ve halen bu partiden milletvekili olan birinin ‘Barış’ yerine ‘Savaş’ demesi şaşırtıcı.
Batı, Ukrayna’ya silah göndererek kıtlığı nasıl önleyecek?
Ukrayna’nın baharda Rusya’ya karşı kullandığı silahlar sonbaharda hububata mı dönecek?
GÜNÜN SÖZÜ
“Güzel bir hayat isteyen, güzel insan biriktirsin.” (Cemal Süreya)