MİLLİYET CADDE – 27 ARALIK 2013 CUMA – ALİCE
D Productions’ın yeni yapımı “Ah Be Türkan”, ocak ayından itibaren Kanal D ekranında olacak. Dizinin yönetmeni Hamdi Alkan’dan projeyle ilgili bilgiler aldım
“Sersefil” adlı oyunun galasında karşılaştığım Hamdi Alkan’a bu aralar televizyona dair sürpriz bir atak içinde olup olmadığını sordum. Çünkü Alkan son olarak TRT 1’de yayınlanan “Gurbette Aşk” dizisini yönetiyordu, bıraktı o işi…
Hamdi Alkan, ocak ayından itibaren Kanal D’de yayınlanacak yeni bir mahalle dizisinin yönetmenliğini yapacağını söyledi.
Alkan, “Dizinin yapım şirketi D Productions. Bir yandan daha önce ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin çekildiği Beykoz’daki platoda yapım, bir yandan da cast çalışmaları sürüyor. Dizinin adı öyle mi kalır yoksa değişir mi bilemem ama şimdilik düşünülen isim ‘Ah Be Türkan’. Gökhan Horzum’un senaryosunu yazdığı dizi, İstanbul’un bir mahallesinde yaşananları anlatacak. Dizide kimlerin oynayacağı ise birkaç güne kadar belli olacak.”
NiŞANTAŞI’NDA GÖSTERiŞ, BEŞiKTAŞ’TA iSE GÖSTERi
Çarşamba akşamı saat 21.00 gibi gazeteden çıktım ve Nişantaşı’na gittim. Çünkü Avea’nın yeni yıl partisi vardı Nişantaşı Atiye Sokak’ta… Şişli Belediyesi her yıl Nişantaşı’nı gelin gibi süsler. Bu yıl süslemenin dibine vurmuş Mustafa Sarıgül…
Yabancı medyada bazen Nişantaşı için Türkiye’nin ya da ‘İstanbul’un Beverly Hills’i diye yorumlar çıkar. Bu yılbaşı için yapılan süsleme ve ışıklandırmayı gördükten sonra kararımı verdim, valla haklılar…
Abdi İpekçi Caddesi başka türlü ışıklandırılmış, Atiye Sokak daha başka, Teşvikiye Caddesi daha da başka… Yeminle söylüyorum 21.30 sularında oturacak yer yoktu Atiye Sokak’taki mekanlarda… Çarşamba akşamı ve her yer tıklım tıklım.
Nişantaşı’nın cadde ve sokakları, yılbaşı süsleri, ışıkları önünde birbirlerinin hatıra fotoğraflarını çekenlerle doluydu.
Nişantaşı’ndan Beşiktaş iskelesine kadar yürüyeyim, oradan motorla Üsküdar’a, oradan da dolmuşla eve döneyim istedim.
Şair Nedim Caddesi’ne yaklaştıkça duyduğum sesler yükselmeye başladı.
“Hükümet istifa” sloganları atarak gösteri yapan kalabalığa denk gelmişim meğer… Protesto gösterisi yapanların yanında, tencere-tava çalarak ya da pencere-balkon demirlerine vurarak destek veren semt sakinlerinin sayısı da bir hayli fazlaydı.
Göstericiler yavaş yürüdüğü için aramızdaki fark gittikçe açıldı. Şair Nedim’in başına gelince baktım, polis barikatı…
Atiye Sokak’la Şair Nedim arasındaki mesafe taş çatlasın 1-2 km.
Nişantaşı’nda gördüğüm insan manzarası şuydu: Dünya yansa, olmaz bu insanların umurunda.
Şair Nedim’deki manzara: Her yer Taksim, her yer direniş. Türkiye, artık yangın yeri.
Beşiktaş ve Üsküdar’daki manzara: Bir an önce kazasız belasız evine ulaşmak isteyen, derdi kendine yeter insanlar…
iKRAMiYE ONLARA AMORTiLER BiZE
Les Ottomans Hotel’in patroniçesi Ahu Aysal’ın yemek için gittiği Nişantaşı’nda gördüğü seyyar bayiden 100 tane Milli Piyango yılbaşı bileti alıp, arkadaşlarına dağıttığına dair haber vardı dün gazetelerde. Ahu Aysal’ın 2 bin 250 lira verip 100 tane bilet aldığı bayiden sen, ben aynı sayıda bilet alsak, yemin ediyorum amortiden başka bir şey çıkmaz bize… Eminim Ahu Aysal, yatırdığı parayı misliyle alacaktır geriye… Çünkü doğanın kanunu bu: Para, parayı çeker!
KARACiĞERE iSMiNi KAZIYAN CERRAH!
İngiliz Independent’te yer alan haber yalan değilse, insanlık tarihinde bir ilk bu…
İddia o ki, Birmingham Queen Elizabeth Hastanesi’nde cerrahın biri, markalaşma adına ilginç bir iş yaptı. Cerrah, ameliyat ettiği hastanın karaciğerine ad ve soyadının baş harflerini kazıdı. “Cerrahın böyle bir ayıba imza attığını kim, nasıl öğrendi?” derseniz; aynı hastaya yeni bir operasyon yapan bir başka cerrah fark etmiş bunu.
İddia ortaya atılır atılmaz hastane yönetimi soruşturmanın selameti açısından cerrahın sözleşmesini askıya aldı.
Hastanın yanlış organını alan, ameliyattan sonra içeride havlu, makas, hatta gözlüğünü unutan doktor çok ama şimdiye kadar bu cerrahın yaptığı gibi ameliyat ettiği organa adını kazıyan çıkmamıştı. Gerçekten de ortadaki vak’a “Yok artık, yuh artık” dedirten türden…
GÜNÜN SÖZÜ
“Eğer bir insanın fotoğrafları belden yukarı ise kısa boylu, omuzdan yukarı ise şişman, sadece gözleri görünüyorsa kaçın!”