MİLLİYET CADDE – 28 Aralık 2012 Cuma ALİCE
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Yasası’yla 16 bin köyün mahalleye dönüştürülmesini iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini açıkladı.
Türkiye’de ‘Cittaslow’ (Sakin Şehir) unvanına sahip sekiz şehrin belediye başkan ve yöneticileri ilk kez İstanbul’da bir araya geldi.
2009’da Türkiye’den ‘Cittaslow’a ilk giren şehir İzmir Seferihisar’ın Belediye Başkanı Tunç Soyer’in önderliğindeki yemekte Muğla Akyaka, Ordu Perşembe, Sakarya Taraklı, Kırklareli Vize, İsparta Yalvaç, Aydın Yenipazar ve Gökçeada’nın Belediye Başkanları yönettikleri şehirleri anlattı.
Gecenin sürpriz çıkışınıysa Tunç Soyer yaptı. Soyer, Büyükşehir Yasası’yla 16 bin köyün mahalleye dönüştürülmesini iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini açıkladı.
Soyer, Seferihisarlılar olarak hazırladıkları manifestoyu ilçelerine bağlı köylerde imzaya açtıklarını, imzalar atılır atılmaz davayı açacaklarını söyledi.
Dünyada ilk köy bizde
İşte Seferihisarlıların ‘Geleceğin Köyleri Hareketi’ adıyla altına imza attıkları ‘Köy yoksa geleceğimiz de yok’ manifestosunun tam metni:
“Biz bu topraklarda hep vardık.
Doğadan aldığımız kadarını ona geri verdik. Bunu yaparken insanla ve tüm canlılarla uyum içinde yaşadık. Toprağı, suyu ve tohumu candaş bildik.
Dünyada ilk köy burada, Anadolu’da kuruldu. İnsanlığın ilk evleri bu topraklarda inşa edildi.
Tohum ilk önce bizim analarımızın avucuna düştü. Buğday, arpa, erik ve daha nicesi. Anadolu’dan yayılıp kim bilir kaç insanın rızkı oldu. Sayısız oyun, türkü, horon, zeybek, halay ve ağıt. Bizim meydanlarımızda oynandı, söylendi ve buralardan dalga dalga yayıldı.
Yazık ki bu toprağın insanı köklerini kaybetme noktasına geldi. Anadolu ve Trakya köylerinden yayılıp dünyaya ilham veren kadim kültüre sırtını döndü. Geçmişini geleceğinden ayırdı.
Evlerimiz sessiz sedasız yıkıldı. Yüzlerce yıl, nesilden nesile taşınan tohumlar kayboldu. Tohum, yaşamın kaynağı, patent altına alındı. Düğün yerlerinde oyunlarımız oynanmaz oldu. Deyişlerin, manilerin, masalların anlamını hatırlayan kalmadı. Son 50 yılda köylerimizin büyük kısmı boşaldı. Şehire göç etmek zorunda kaldı.”
Son yasayla son darbe
“Köylere en son belki ve en büyük darbeyi yeni kabul edilen Büyükşehir Yasası vurdu. Büyükşehirlerdeki 16 bin köyün tüzel kişiliği bir cümleyle kaldırıldı. Yeryüzünün ilk köyünün kurulduğu bir coğrafyada binlerce köyün üzerini tek cümleyle çizmek mümkün mü? Değil elbette.
Köy, köktür ve tohumdur. Köy, hem geçmişimiz, hem geleceğimizdir. Tüketen insanın savaşların içine sürüklendiği bir çağda, köyler sakince üreten geçmişle geleceğin harmanlandığı yerler olmalıdır.
Şehirde veya köyde, nerede yaşarsak yaşayalım sağlıklı bir doğal çevre ve kırsal alana ihtiyacımız var. Köy olmazsa şehirde ne yapabiliriz? Fabrikasyon sebze ve meyveleri mi yoksa büyük şirketlerin GDO’lu ürünlerini mi?
Biz, geleceğin köyleri, köy olma hakkımızı anayasal düzeyde savunmak için bir araya geldik. Daha da önemlisi, yasaların hiç düşünmediği bir görevi sürdürmek, geçmişle geleceğimiz arasında köprü olmak için bir araya geldik.
Bereketli ve sağlıklı bir toplum için köylerimizi yeşertmeye niyet ettik.”
GAZETE OKUMAYAN GAZETE EDiTÖRÜ
Geride bıraktığımız hafta sonu gazetelerde okuduğum bir haber üzerine ‘TV mi yoldan çıkardı yoksa 35 şişe bira mı?’ başlıklı bir yazı yazmıştım.
Amerika’da cami yakmaktan yargılanan Randolph Linn adlı ABD’linin, 7 saatte 35 şişe bira içtiği gün FOX News kanalında müslümanlar hakkında izlediği programın verdiği kızgınlıkla bu eylemi yaptığını söylemesi üzerine atmıştım bu başlığı.
Dün günlük gazetelerin birinde ‘Cami kundakçısı suçu FOX’a attı’ başlığıyla yine yer aldı bu haber!
23 Aralık’ta çıkan haberlerde adamın 35 şişe bira içtiği yazıyordu, dünkü haberdeyse Linn’in 7 saatte 45 şişe bira içtiği şeklinde bilgi vardı.
Haber bayatlayınca mı bu hale geldi yoksa 35 şişe bira dört günde mayalanıp 10 şişe daha mı çoğaldı bilmiyorum.
Ancak anladığım o ki, bu habere yaptığı sayfada yer veren editör, ya iş yoğunluğundan ya da tembellikten olsa gerek rakip gazeteleri ve haber sitelerini dikkatli takip etmiyor.
GÜNÜN SÖZÜ
İki yüzlü insan pazar tezgahı gibidir. Öne iyilerini koyar, arkası hep çürüktür.