3 Eylül 2024 Salı  –  Milliyet  –  Alice

Magazin Gazetecileri Derneği (MGD) eski başkanlarından sevgili Nurettin Soydan’la Magazin Tarihi adlı bir WhatsApp grubumuz var. Emekli ya da aktif çoğu magazin gazetecisinin bulunduğu bir grup bu… Sevgili Hakan Solaker, Ahu Tuğba’nın vefat ettiğine dair aldığı haberi teyit etmeye çalıştığını yazdığında saat 19.05’ti.

Çok geçmeden Hakan, maalesef aldığı bilginin doğru olduğunu yazdı. Daha sonra kızı Anjelik’in annesinin naaşını Türkiye’ye getirmek istediği, ama bunun giderlerini karşılayacak parasının olmadığı anlaşılınca arkadaşlar Ahu Tuğba’nın ülkesine getirilip, vatan toprağında defnedilmesi için seferber oldu. İlgili resmi makamlar ve yetkililerle temas kuruldu. Amaç 20 bin dolar tutan cenaze nakil masrafı dahil her şeyin halledilip naaşının Türkiye’ye getirilmek istenmesiydi.

Bu satırları yazdığımda son durum şuydu:

Ahu Tuğba’nın naaşının Türkiye’ye getirilmesi için eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Milletvekili Osman Gökçek ve Sinema Genel Müdürü Birol Güven devreye girdi, iş insanı Cemal Kalyoncu oyuncunun cenaze masraflarını üstlendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi mezar yerini hazırladı.

İlk kez oldu bu

Magazin Tarihi adlı WhatsApp grup kurulalı yıllar oldu, ilk kez bir ünlü için herkes seferber oldu.

Neden mi?

Çünkü Ahu Tuğba, tanıdıklarım arasında magazincilerle diyaloğu en iyi ünlüydü.

Dobra dobraydı, lafını esirgemezdi.

Kişinin yanlışını yüzüne karşı söylerdi.

Hakkında yalan haber yapanları mahkemeye vermez ve bazıları gibi mafyaya havale etmezdi.

Zeki Müren’in “Reklamın iyisi, kötüsü olmaz” demesi gibi Ahu Tuğba’nın da hafızamda iz bırakan sözü dün gibi aklımda.

Kapak olduğu haftalık magazin gazetesinin manşet yaptığı, “Reklam için çiğ tavuk bile yerim” sözü Ahu Tuğba’nın farkını göstermesi adına ilginçti.

Ahu Tuğba, döneminin yıldızları arasında ailesinin ekonomik durumu çok iyi olan tek oyuncuydu. Varlıklı bir ailenin kızıydı ve Üsküdar Amerikan Kız Lisesi mezunuydu.

Henüz ortaokuldayken ünlü yönetmen Metin Erksan’ın Beyoğlu’nda gezerken keşfedip oyuncu yaptığı Ahu Tuğba, ünlü olunca Kanada’daki Concordia Üniversitesi İngiliz Dili bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı.

10 evlilik yapan Ahu Tuğba, “Ben birileri gibi yapmadım, sevdiğim ve birlikte yaşamak istediğim her insanla evlendim” diyen nev-i şahsına münhasır biriydi.

Kızı neler söyledi?

Vefat ettiği gece magazinkolik.com’un telefonla görüştüğü kızı Anjelik, Ahu Tuğba’nın son dönemi ve son anlarına dair şunları söyledi:

“Annem geçirdiği trafik kazasından sonra bir türlü toparlanamayınca bu astımını tetikledi. 10 gündür uyuyamıyordu. Gece işten döndüğümde kontrol ettim uyuyordu, sabah baktığımda ise annemin nefes almadığını fark ettim.”

Ahu Tuğba’nın vefat ettiği gece ortaya çıkan, ölüme dair neler söylediğine ilişkin kısa videoyu izledim. Oyuncu, “Hayat rüya gibi, bir varsın bir yoksun. Allah’ın takdiri” diyerek başladığı konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Dünyada en büyük olay gençlik ve sağlık. Ne para, ne pul, hiç önemi yok. İnsanları kırmayacaksınız. Yaptığınız iyiliklerle dolu bir dünya bırakacaksınız, gerisi boş. Kimsenin ölümden ders aldığı yok. Çok vicdansız olmuş insanoğlu. Vicdanımızı, acılarımızı, hissiyatımızı kaybediyoruz, ama her canlı bir gün ölümü tadacak.”

Ahu’nun da vadesi bu kadarmış!

Mekanı cennet olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

“Hayat bu; zaman gelir her şey bir anda son olur. Hayat bu; son dediğin an, her şey yeniden can bulur.” (Şems-i Tebrîzî)