MİLLİYET CADDDE – 16 AĞUSTOS 2013 CUMA – ALİCE
Çifte standarta karşıyım. Ergenekon’dan tutuklananların ismini açık, uyuşturucudan gözaltına alınanları rumuzla vermek olmaz.
“Ünlülerin uyuşturucu nedeniyle gözaltına alınması dünyanın her yerinde haberdir.”
Doğru…
“Örnek mi istiyorsunuz? Dünya medyasının uyuşturucudan gözaltına alınan Lindsay Lohan, Paris Hilton gibi ünlüleri nasıl deşifre ettiklerine bakın.”
Bu da doğru…
“Ergenekon’dan Balyoz’dan ya da başka olaylardan insanlar gözaltına alınırken onları afişe eden medya, ünlüler söz konusu olunca niye gizlesin onların kimliklerini?”
Bunda da haklısınız…
Başkalarını bilemem, ama kendi adıma şunu belirtmeliyim. Oldum olası çifte standarta karşıyım. Ergenekon’dan tutuklanan Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ’un ismini açık, uyuşturucudan gözaltına alınan Kenan İmirzalıoğlu’nun ismini rumuzla vermek olmaz. “Masumiyet karinesi”, gazetecilerin keyfine kalmış bir tasarruf değil, Anayasa’nın herkese tanıdığı bir haktır. O yüzden de herkese eşit uygulanmalıdır.
İster Ergenekon olsun, ister KCK veya adli bir vaka, Anayasa önünde her birey eşit olduğuna göre herkesin doğal hakkıdır suçluluğu kesinleşene kadar “masum” sayılmak…
Arkadaşımız Önder Yılmaz’ın dün Milliyet’teki haberini okudunuz mu?
Basın özgürlüğüne ayar!
Yeni Anayasa için çalışmalarını sürdüren TBMM Anayasa Komisyonu, Ergenekon, Balyoz ve KCK davaları süreci ve sanatçılara yönelik son uyuşturucu operasyonunda yapılan haberler nedeniyle, Anayasa’nın “basın özgürlüğü” maddesinde değişikliğe gitti.
“Basın özgürlüğü” maddesine, “Basın yayın kuruluşları, mahkemelerin bağımsızlığı ve masumiyet karinesini zedeleyecek biçimde yayın yapamaz” fıkrası eklendi. Medyanın bu konudaki çifte standartını eleştirenlere, “zanlı”ların “sanık”, “sanık”ların “suçlu” gibi lanse edilmesine itiraz edenlere “ayar vermek” kolay…
TBMM Anayasa Komisyonu, şimdi yeni Anayasa’ya koydu, masumiyet karinesini zedeleyecek şekilde haber yapılamayacağını… Sorunlu bir tablo vardı ki ortada Anayasa Komisyonu, sıcağı sıcağına el attı buna.
Özetle demem o ki, elbette ünlülerin uyuşturucudan gözaltına alınması haberdir. Ama bu haberi verirken o insanları “peşinen suçlu” gibi lanse etmemek gerekir. Aynı hassasiyeti, bir tecavüz olayında “şüpheli” olarak gözaltına alınanı “İşte sapık” diye manşetten verip “masumiyet karinesi”ne tecavüz edenler de göstermelidir.
Oyuncular Halle Berry ile Jennifer Garner, yasal velisinin izni olmadan fotoğraflarının çekilip, yayınlanmasını önlemek için paparazzilere karşı savaş açtı Amerika’da. Büyük ihtimalle yakında çıkacak bu yasa. Demek ki, medya kendi yapamadığı zaman otokontrolü, en küçük bir türbülansta kamu otoritesi alıyor eline dümeni.
AMATÖRLERDEN, USTA İŞİ BİR FİLM: TEPE’NİN UŞAKLARI
Bugün Türkiye’nin 30’dan fazla ilinde Trabzon’un plaka numarası olan 61 sinemada vizyona giren “Tepe’nin Uşakları” filminin Trabzon’daki galasına giderken, şöyle bir şüphe de yok değildi bende. Senaristi, yönetmeni, oyuncuları amatör bir ekibin aralarında sinemacılık oynadıkları amatör işi bir film çıkmasın “Tepe’nin Uşakları”? Bu kuşkumu azaltan tek etken, Özen Film’di.
Mehmet Soyarslan ve ekibi, izleyip, beğenmedikleri bir filmin dağıtımını üstlenip, kendilerini riske atacak kadar tecrübesiz dağıtımcılar değil. Özen Film dağıtımını yaptığına göre beğendiler demek ki. Forum’daki galada filmi izleyince endişemin gereksiz, Özen Film’in de ne denli isabetli bir karar verdiğini anladım.
Trabzon Numune Hastanesi’nin uzman doktoru ama sinemanın amatörü İsmet Eraydın, kendisi gibi hiç sinema ve oyunculuk deneyimi olmayan amatörlerle profesyonel sinemacıları aratmayacak bir iş çıkardı ortaya. Komedi de var filmde, dram da… “Tepe’nin Uşakları”nın en güzel yanı da komedisinin küfürsüz olması.
Dr. İsmet Eraydın filmi Akçaabat’taki köyü Çiçeklidüz’de çekti. 86 kişinin rol aldığı filmde oynayanların 50’ye yakını hikayeyi yazıp, yöneten Eraydın’ın akrabası. Doktorluğun yanı sıra arkadaşlarıyla kurduğu toplulukla tiyatro yapan Eraydın, o ekipten rol verdiği birkaç kişinin dışında “Tepe’nin Uşakları”nda oynattıklarının hepsi, belki de düğün salonlarının haricinde ilk kez kamera karşısına geçti. O yüzden de ortaya çok sıcak, çok samimi bir film çıktı. Kutluyorum hepsini..
GÜNÜN SÖZÜ
Paranla şeref kazanma, şerefinle para kazan ki, paran bittiğinde şerefin de bitmesin.