blank

13 Aralık 2025 Cumartesi  –  Milliyet  –  Alice

“İğneyle kuyu kazar gibi ayrıntılı, dikkatli ve gizli bir soruşturma yürüttük. Somut delilleri yakalayabilmek için titiz çalıştık. Somut delillerle karşılarına çıkmamız gerekirdi. Hataya asla yer vermememiz gerekirdi. Ancak henüz gerçeği anlatan yok.”

Şarkıcı Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ile arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun yurt dışına kaçma hazırlığı içindeyken İstanbul’da gözaltına alınmasından sonra Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz’ün bu açıklamasından benim anladığım şu:

Güllü’nün Çınarcık’taki altı katlı binanın teras katındaki evinin penceresinden düşerek ölümünün kaza değil cinayet olduğuna dair somut hiçbir delil yoktu. Ancak aradan geçen 74 günde Başsavcının görevlendirdiği savcılar ve cinayet masası dedektiflerinin teknik ve fiziki takibi sonunda ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla gözaltı kararı verecek kadar delil oluştu.

Güllü’nün ölümünün kaza mı yoksa cinayet mi olduğu sonunda ortaya çıktı.

blankFerdi Aydın’ın elde ettiği deliller ve bulduğu tanıkların ifadeleri dışında bu sürece somut bir katkı sunan olmadı, ama buna rağmen Yalova Cumhuriyet Başsavcısı ve cinayet masası dedektiflerinin yaptıklarını kendi başarılarıymış gibi sunanlar oldu..

İlk günden bu yana Tuğyan Ülkem Gülter’in annesi Güllü’yü camdan itmiş olabileceğini söylemekle, Başsavcı Öksüz’ün vurguladığı gibi 2.5 ay iğneyle kuyu kazar gibi dikkatli ve gizli bir soruşturma yürütüp, somut delillere ulaşmak aynı şey mi?

Hayatları boyunca bir tane haber yapmadıkları kendilerini gazeteci sanan bu insanların polisliğe ve savcılığa da el atmalarına ne demeli?

Gelelim Güllü’nün ölümünden bu yana kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in yaptıklarına ve söylediklerine…

Annesinin cenazesindeki ağıtlarıyla yürekleri dağlayan, kendisini suçlayanlara, “Bize acımızı yaşatmadınız, hakkımızı helal etmiyoruz” diye sitem eden Gülter’in bu süreçte yaptığı tüm açıklamaları izledim. Gülter’in açıklamalarından çarpıcı bir seçki hazırladım:

Sultan itirafçı oldu

blank“Annemle aram çok iyiydi. Zaman zaman kötü oluyordu. Akşam kavga edip sabah barışıyorduk, her anne kız gibi. Ben anneme hiç elimi kaldırmadım. Her anne kız gibi tartıştığımız oldu. İnsan sinirlendiğinde kötü söz söyleyebilir, ama bu demek değildir ki ben annemden nefret edeyim. Et tırnaktan ayrılmaz. Başta ben annemin kızıyım.”

“Hala acımızı yaşayamıyoruz. Bazı şeylerle yüzleşemedik, izin vermediler. Hala vermiyor ve yakamızdan düşmüyorlar.”

“Parayla satın alınan birkaç insan için niye medya önüne çıkayım? Onlar böyle yapabilir, ama benim bir çocuğum var. Yarın öbür gün o bu yayınları izleyecek. Kardeşim ve kızım için susuyorum. Adalet önünde hakkımı arayacağım. Ben onlar gibi kendimi medyaya rezil etmem. Güllü’nün kızı olan benim. Ben 28 yıldır hiç çıkmamışken vefatından sonra siz hangi sıfatla çıkıyorsunuz?”

“Bana ‘anne katili’ diyorlar. Ben kendimden eminim. Benim ciğerim gitti, kardeşimin de öyle. Ben vicdanım rahat bir şekilde o yastığa başımı koyuyorum, ama siz nasıl koyacaksınız onu düşünüyorum?”

Yalova’daki sorgularında arkadaşı Sultan Nur Ulu, itirafçı oldu ve “Güllü’yü kızı Tuğyan itti” dedi.

Tuğyan, Güllü’nün düştüğü anda odada olan arkadaşı Sultan’ın itirafına rağmen annesini camdan ittiğine dair suçlamayı reddetti, ama avukatları davadan çekildiklerini açıkladı.

Hal böyle olunca da, 2.5 ay boyunca Tuğyan, masum ve mağduru oynayıp, Oscarlık bir performans mı sergiledi bize, diye sormadan edemiyor insan.

GÜNÜN SÖZÜ

“Aşırılık hem güçsüzlüğün, hem de cesaretin kardeşidir.” (Aristoteles)

blank