MİLLİYET – 13 AĞUSTOS 2016 CUMARTESİ  –  ALİCE

Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katılan ünlülerle halkın reaksiyonunu ölçmek için bazı sanatçılarla çektirdiğim fotoğrafları sosyal medyadan paylaştım. 12 fotoğraftan ikisinin altına yazılan yorumlar beni dehşete düşürdü. Çünkü Gülben Ergen ile Bergüzar Korel – Halit Ergenç çifti mitinge katıldıkları halde onlara hâlâ “vatan haini” diye yazanlar vardı.
Merak edenler Instagram’dan eyuboglualice’ye girip iki paylaşıma yapılan hakaret ve küfür dolu yorumları görebilir.

7 Ağustos’ta sosyal medyada ve internet sitelerinde yapılan bu yorumlar üzerine şöyle yazdım:
…Halit Ergenç, Bergüzar Korel ve Gülben Ergen, mitinge katılmalarına rağmen onlar için hâlâ sosyal medyada eleştiri yapılıyorsa, gelmeyenlerin vay haline…
…Vatan, millet, bayrak, cumhuriyet, demokrasi ve laiklik için el ele verenlerle, bunu “şov” olarak gören ünlüleri milletin artık aynı kefeye koyacağını sanmam.
Olayları doğru analiz edip, olacakları öngörmemi “Ünlülere tehdit” diye lanse edenlere sormak istiyorum şimdi:
“Darbeye kesinlikle karşıyım ama böyle bir şovun içinde olmayacağım” diyerek “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katılmayacağını söyleyen Sıla’nın başına gelenler ne?
Lütfen biraz sağduyu
Tepkiler üzerine Sıla, “Demokrasi demiyor muyuz? Ben de fikrimi söyledim. Sözlerimin arkasındayım” dedi.
Tepkiler şarkıcıyı bunaltınca, Instagram’ını yorumlara kapatmak zorunda kaldı.
Sıla, bir dizi konseri iptal edilince de şu açıklamayı yaptı:
“Söz konusu demecimde şehitlerimizi ya da demokrasi nöbeti tutan yurttaşlarımızı kastetmediğimi açıklamak zorunda kalmış olmayı ve kelimelerimin hoyratça çarpıtılmış olmasını hâlâ hazmedebilmiş değilim.”
Mitinge katılmak mecburi değildi.
Ünlülerden isteyen katıldı, istemeyen gitmedi.
Gitmiyorsan gitme, bari gidenlere laf etme!
Mademki bazı ünlülerin mitinge şov için gittiğini düşünüyorsun, o zaman isimlerini söyle.
İsim veremezsen, herkes bir yere çeker ve iş arapsaçına döner.
Ne gerek var böylesine gereksiz bir demece?
Sıla’yı eleştirirken, ortaya çıkan tablonun, kutuplaşma defterini kapatıp nihayet tek vücut olan Türkiye’ye yakışmadığını da belirtmeliyim.
Lütfen biraz sağduyu…
Çünkü “Demokrasinin olmazsa olmazı”dır katılmadığımız fikre saygı ve hoşgörü.

 

‘HAVACILARIN İMAMI’NI BIRAKAN HÂKİM KİM?

Türkiye günlerdir FETÖ’nün iki numarası ve Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz’ün peşinde.
Çünkü darbecilerin başı olduğu iddia edilen kişi, sırra kadem bastı.
Öksüz’ün gözaltına alınıp, serbest bırakıldıktan sonra kimler tarafından gizlendiğini, otomobilinin plakasını, kayınpederi ve kayınvalidesinin kim olduğunu biliyoruz.
Kamuoyu olarak bilmediğimiz tek şey; savcının tutuklanması için sevk ettiği mahkemede onu 21 dakikada serbest bırakan hâkim kim?
Hani HSYK müfettişleri o hâkim hakkında soruşturma başlatmıştı?
“Darbe girişimi”nin “sivil patronu” olduğu söylenen kişiyi adalet önünde hesap vermekten kurtaran karara imza atan hâkim hâlâ Türk milleti adına görev yapmaya devam ediyorsa, el insaf yani…

LENİN’DEN PUTİN’E RUS – TÜRK İLİŞKİSİ

Dün: “Lenin, işgale direnişinde Mustafa Kemal’in en büyük destekçilerinden biriydi. Bolşevikler Türklere, Kurtuluş Savaşı’nda silah sağlamış, Moskova, Türklerle diplomatik ilişki kuran ilk başkent olmuştu.”
Charles King’in “Pera Palas’ta Gece Yarısı” kitabından bu satırlar…
Bugün: 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ilk arayan lider kimdi?
Aramızın en açık olduğu Rusya’nın Devlet Başkanı Vladimir Putin.
15 Temmuz’dan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk yurtdışı ziyaretini nereye yaptı?
Rusya’ya.
Yarın: Türk – Rus ilişkisinin nasıl seyredeceğini, yaşayıp göreceğiz. “Tarihten ders almayan milletler çok zarar görür”ün canlı tanıklarıyız.

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşanabilir bir dünya oluşturmak için, insanlara hoşgörülü davranmalıyız. (Murat Ertan)