MİLLİYET TV – 4 EKİM 2014 CUMARTESİ – ALİCE
Tarih 7 Ocak 2013. Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, köşesinde şöyle yazdı:
“Hem gazeteci hem reklamcı olunamaz.”
Çünkü o dönemde Hürriyet’in üç yazarı Ayşe Arman, Erman Toroğlu ve Osman Müftüoğlu, çeşitli markaların reklam yüzü olarak ekranlardaydı.
Üstelik Hürriyet’in şu “Yayın İlkesi”ne rağmen:
“Yazar, karikatürist ve muhabirler başta olmak üzere editöryal kadroda görev alanlar, sosyal, bilimsel ve sanatsal amaçlı ücretsiz kampanyalar ve gazetelerin tanıtımı dışında reklamlara çıkamaz; bu yolla maddi çıkar sağlayamaz.”
Bildirici bu konuyu köşesine taşıyınca Arman’ın oynadığı reklam durdu.
“Reklama devam etmek zorundayım” diyen Toroğlu gönderildi.
Müftüoğlu, “Gazetem Hürriyet’in, yazarlarının reklamlarda görünmesine olumlu bakmayan yaklaşımını saygıyla karşılıyorum. Diğer taraftan oynadığım su reklamı iki yıl önce başladı, üç yıl daha sürecek” demesine rağmen o reklam da durduruldu.
Aradan bir yıl bile geçmedi, Hürriyet’in ilkeleri değişmedi, Müftüoğlu bu kez başka bir reklamla ekranlarda.
Hürriyet okurları, buna tepki gösterince Bildirici, bu hafta mecburen bu konuyu yazdı.
Bildirici’nin yazdıklarından anladığım o ki Arman ve Toroğlu’nu bağlayan Hürriyet’in “Yayın İlkeleri”, Müftüoğlu’nun umurunda değil.
Müftüoğlu, “Okur Temsilcisi”ne gönderdiği açıklamada çıktığı reklamı aslanlar gibi savunduğuna göre, demek ki var bir bildiği ya da güvendiği. Bu durumda Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’e düşüyor iş.
Çünkü Hürriyet’in yeni Yayın Yönetmeni, “siyaset etiği”ni hatırlatan ısrarcı yazılarıyla başbakanlığının ilk döneminde Erdoğan’ı ticaretten el çektiren bir gazeteci.
Madem ki “Okur Temsilcisi”nin boyunu aşıyor bu mevzu, o zaman “Meslek etiği”nden “test” sırası Sedat Ergin’e geldi.
Benim tanıdığım Sedat Ergin, gazetesinin yazarı Müftüoğlu’na, “Hocam, ya Hürriyet yazarlığı ya da Taşyapı’nın reklam yıldızlığı… İkisi birden olmaz” demeli.
KANALINA GÖRE SAF DEĞİŞTİREN POLAT!
Pana Film‘in Çamlıca‘daki yeni merkezini gezen Sina Koloğlu, şöyle yazmış:
“Kulağıma gelen Polat Alemdar karekteri artık o kadar iktidar yanlısı olmayacakmış.”
ATV‘deyken iktidar yanlısı olan Polat’ın Doğan Grubu‘nun amiral gemisi Kanal D‘ye geçince başka sulara doğru dümen kırması hiç şaşırtmadı beni.
Çelik’in bile değiştiği dünyada ajan Polat’ın aynı kalması mümkün mü?
FOX DOĞRU OLANI YAPTI!
Yıllardır ısrarla yazıyorum. Bir kanalın ekrana getirdiği diziyle reytingleri silip süpürdüğü bir saatte, diğer kanalların benzer dizilerle istedikleri reytingi almaları olanaksız. Seyirciye alternatif yaratmak lazım. FOX da bunu yaptı. FOX, pazartesi akşamı “Karadayı”nın karşısına dizi yerine film koymaya başladı. Doğru bir hamle.
İÇİNDEN ÇIKILMAZ GEKAS PROBLEMİ!
Fenerbahçe’yi attığı iki golle mağlup eden Akhisar’ın Yunan futbolcusu Gekas için Sergen Yalçın,TRT Spor’da şöyle dedi:
“Gekas kim? Avrupa liglerinde oynayabilir mi? Hayır. Türkiye ve Yunan liginden başka hiçbir yerde oynayamaz. Erman Hoca (Toroğlu), alır mısın onu takımına?”
Aynı Gekas için Lig TV’deki “Maraton” programında yorumcu Mustafa Denizli ise şunları söyledi:
“Gekas resmen ders veriyor. Golcü nereye koşar, nereye vurur, nerede topla buluşur ve hangi vuruşu yapar. Hepsi var. O kadar gol krallarıyla çalıştım, kendim de gol kralı oldum, ama Gekas’ı bu yaşında böyle seyretmekten olağanüstü zevk alıyorum.”
Parlak futbol geçmişi ve hocalık kariyeri olan Mustafa Denizli’yle Sergen Yalçın’ın Gekas konusunda söyledikleri birbirine taban tabana zıt.
Birinin “siyah” dediği ötekine göre “beyaz”!
Aynı gece futbol programları arasında zaping yapıp, benim gibi iki yorumcuyu da dinleyenlerin kafası karışmıştır eminim.
Çünkü içinden çıkılacak gibi değil bu “Gekas problemi”.