MİLLİYET CADDE – 13 Temmuz 2012 Cuma  ALİCE

Çok yeni bir araştırma bu. Zaten sonuçları da birkaç gün önce açıklandı. Avustralya’da gerçekleştirilen ‘sosyal medya’ anketinin sonuçlarına göre, Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde çok vakit geçirenler depresyona giriyor.
Avustralya’da bulunan Flinders Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün genç kızlar üzerinde gerçekleştirdiği ‘sosyal medya’ konulu anket, Facebook ve  Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde çok fazla vakit geçiren bin genç kızın 400’ünün (Yüzde 40) vücutlarından memnun olmadığını ve kilo almaktan korktuğunu ortaya koydu.
Çalışmayı yürüten ekipten Dr. Amy Slater, sosyal medyayla ilişkisi yoğun olan genç kızların depresyona girdiğini söyledi ve ekledi: Sosyal medyanın genç kızlar üzerindeki etkilerini tespit etmek için gerçekleştirdik.
Sonuçlara bakıldığında internette ve özellikle sosyal medyada çok vakit geçiren ergenler bir süre sonra özgüvenlerini yitiriyor ve depresyona diğer insanlara göre daha meyilli oluyor.”
Şimdi size dün sabah İstanbul’dan Trabzon’a giderken uçakta okuduğum gazetelerden Habertürk’ün ‘Okurlar soruyor, uzmanı yanıtlıyor’ köşesinden   Prof. Dr. İlhan Yargıç’ın  makalesinden bir alıntı yapacağım.


İlhan Yargıç

100 kişiden 25’i problemli
İstanbul Üniversitesi Tıp  Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yargıç’ın makalesinin başlığı şu:
‘Tedavi görmeyen depresyonlu kişilerin beyni küçülüyor!’
Habertürk’ün ‘Polemik’ sayfasında da “Facebook ve Twitter, kaygı ve uykusuzluk nedeniyle davranış bozukluğu yapıyor mu?” sorusunun yanıtları vardı.
Psikiyatr Ayhan Akçan’ın bu konuda söylediklerine dikkatinizi çekmek isterim:
“Sosyal paylaşım sitelerini kullananların dörtte biri (Yüzde 25) problemli. Macera, heyecan, aşk, para ve şöhret arıyor. Bu kesim, bu arayış içinde her zaman hayal kırıklığına, sorunlara açık. Psikolojik olarak bunlar ruhsal çatışmalar yaratır. Tipik belirtisi anksiyetedir. Anksiyete sıkıntı, huzursuzluk, dikkat dağınıklığı, çabuk parlama, öfkelenme ve uykusuzluk yaratır. Facebook ve Twitter’ın bir özelliği var, hem insanı kontrol  ediyor hem de kontrolden  çıkarıyor.”
Şu ana kadar kendime ait tek görüş yazmadım.
Sadece şunu yaptım; uzmanların, aynı konuda farklı mecralara yaptıkları açıklamaları bir araya topladım.

Gece yarısı gelen tweetler
Peki bunu niye yaptım?
Şunun için:
Varsayalım ki bir dizi hakkında, fanatiklerinin hoşlanmayacağı bir yazı yazdınız; aman Allah’ım.
Küfürün, hakaretin bini bi para.
Aynı uslüpla yanıt versen onlara sosyal medya dönecek foseptik çukuruna.
Uzmanların bu açıklamalarını okuduktan sonra, son günlerde bir türlü yakamdan düşmeyen ‘ahlaksız fanatikler’den gelen epostalar ve tweet’lerin saatlerine baktım.
Çoğunun geliş saati gece 01.00-05.00 arası.
Uykusuzluğun getirdiği davranış bozukluğu yazılanlara öyle yansımış ki.
Sosyal medyada sahte isimler ve rumuzların arkasına sığınıp, herkese hakaret ve küfür yağdırmayı maharet sayan eziklerden başka ne beklenir ki?
Uzmanların bu açıklamalarından sonra ‘dizi tutkunu’ sandıklarımın, aslında acilen tedavi edilmesi gereken sorunlu insanlar olduğunu açık ve net olarak anladım.
Acil şifalar diliyorum hepsine.
Önemli not: Facebook ve Twitter’da hesabı olan bir sosyal medya kullanıcısı olarak, yasal boşluklardan yararlanıp, bu mecrayı insanlara küfür ve hakaret yağdıran bir avuç ‘ahlak fukarası’ için psikologların ne dediğini gözler önüne sermek istedim.

FİLMLERİN ADI TÜRKÇE AMA HEPSİ İNGİLİZCE!

Türkiye operasyonunu sonlandırma kararı alan TNT’nin yaptığını anlayan varsa bana da anlatsın.
Kanal bir süredir yabancı filmleri Türkçe dublaj ve Türkçe altyazı yaptırmadan orijinal haliyle yayınlıyor.
Malum altyazı az da olsa maliyet isteyen bir iş, Türkçe dublaj daha pahalı.
Türkiye’den çekilme kararı alan Time Warner’ın filmleri orijinal haliyle yayınlayarak daha az masraf yapmasını anlıyorum.
İyi de madem sadece İngilizce bilenlere hitap etmeye karar veriyorsun, o zaman filmin adını niye boş yere Türkçe yapıp, film boyunca ekranda tutuyorsun?
Bu işin mantığını anlayabilmiş değilim.

GÜNÜN SÖZÜ
Arkamdan konuşan ‘üç kuruşluk insanlar’a söyleyecek tek sözüm var: Bozuk paralar daima ses yapar.