MİLLİYET – 26 MART 2014 ÇARŞAMBA – ALİCE
2002 yılından bu yana “Çocuklar Duymasın”da karı kocayı oynayan Pınar Altuğ’la Tamer Karadağlı çok yakında Ülker’in ürünlerinden birinin reklam yüzü olacak. Birkaç yıl önce Migros’un reklamlarında birlikte kamera karşısına geçen Altuğ ve Karadağlı’nın rol alacağı Ülker reklamına dair basın toplantısı nisan ayının ortalarında yapılacak. Ülker Golf dondurmanın reklam yüzleri olacak Pınar Altuğ ve Tamer Karadağlı, beş yıldızlı bir otelde düzenlenecek toplantıda basın mensuplarının sorularına yanıt verecek. Ülker yetkilileri de toplantıda, Altuğ ve Karadağlı’nın yıldızı olacağı Ülker Golf dondurmanın bahar ve yaz kampanyası hakkında basına bilgi verecek.
BİR SİKKE MÜZESİ’Nİ 7 YILDIR AÇAMADIK!
Almanya’da Türk kültürünü Almanlara tanıtmak amacıyla kurulan Begegnungsstube Medina e.V.’daki, çoğunluğu Türk ve İslam medeniyetine ait sikkeler, zamanın Kültür Bakanlığı müfettişlerinden Faruk Şahin’in ilgisini çeker. Bakanlık müfettişi, aslen Türk olan Alman vatandaşı koleksiyonere, “Bu sikkeleri bize bağışlayın, Türkiye’de ilk Sikke Müzesi’ni açalım” der. Aynı zamanda Medina e.V.’nin müdürü olan koleksiyoner Cemalettin Özdemir, Türkiye’de açılacak ilk Sikke Müzesi’nin bağışçısı olma fikrine sıcak bakar ve “Ülkeme hizmet benim için şereftir” der…
Faruk Şahin, Türkiye’ye döndükten bir müddet sonra üç akademisyen sikkeleri inceleyip, orijinal olup olmadıklarını tespit için Nürnberg’e gider.
Çünkü “Sikke Müzesi”ne talip olan Adapazarı Merkez Belediyesi, Kültür Bakanlığı’na bir yazı yazıp, sikkeleri incelemek için bir uzman heyet talep eder.
Rapor: Hepsi orijinal
Almanya’ya giden ekipten Anadolu Medeniyetler Müzesi’nden arkeolog numismat M. Tevfik Göktürk, dönüşte şöyle bir rapor düzenler:
“İncelenen kültür varlıkları orijinal olup, müzelik nitelikte tasnif ve tescile değerdedir.
…Koleksiyonda özellikle Osmanlı ve Türk İslam kökenli sikkelerin çokluğu dikkat çekmektedir. Koleksiyonerin muhtemel ilgi alanı özellikle bu tür sikkelerin bir araya getirilmesi yönünde olmuş, ekli listeden de anlaşılacağı üzere aralarında nadir örneklerin de bulunduğu çok sayıda İslami ve Türk kökenli devletler ve hükümdarlarına ait sikkeler toplanmıştır.
…Belediyeniz tarafından düşünülen bir Sikke Müzesi eğer iyi planlanır ve mevcut olan bu koleksiyondaki örnekler çağdaş müzecilik olanaklarıyla iyi sergilenebilirse bu konuda ülkemizdeki ilk ve tek müze olabilir.”
10.07.2007 tarihli bu rapor üzerine Adapazarı Merkez Belediyesi, Türkiye’nin ilk ve tek sikke müzesini açmak için koleksiyonerden bağışlayacağı sikkeleri ister.
Cemalettin Özdemir, 1.472 sikkeyi hazırlanan bir protokolle birlikte konsolosluk yetkililerine teslim eder.
Teslimatın ardından yıllar geçip, müze açılmayınca bağışçı sorar “Ne oldu bizim sikkeler?” diye.
Sakarya Valiliği’nde sıra
Belediyenin ipe un serdiğini anlayan bağışçı, 1.472 sikkeyi geri isteyince bu kez devreye Sakarya Valiliği girer.
Vali, “Hiç endişeniz olmasın, Valilik olarak biz talibiz bu müzeyi ilimize kazandırmaya” deyince, yeni bir protokol tanzim edilir.
Bu protokolün üstünden de üç yıl geçti, yine yok ortada müze…
Nürnberg’de görüştüğüm Özdemir, “Belediyenin açamadığı müzeyi Sakarya Valiliği’nin açmasını umuyorum. Şayet 7 yıl sonunda Sakarya Valiliği de sözünde durmazsa, aramızdaki protokol uyarınca koleksiyonu geri alıp Ankara Medeniyetler Müzesi’ne ya da çalışmalarını beğendiğim Eskişehir Belediyesi’ne bağışlayacağım” dedi.
Bir ülke 7 yılda 1.472 sikkeyi sergileyeceği bir müzeyi açamaz mı?
GÜNÜN SÖZÜ
“Eskidenmiş o dağı delip su getirmeler, şimdi mutfaktan su getireni bulursan kaçırma, hemen evlen!”