11 NİSAN 2020 CUMARTESİ – MİLLİYET CADDE – ALİCE
Kanun ve toplum, uçakta mastürbasyon yaparken çektiği görüntüleri sosyal medyasında paylaşan Kerimcan Durmaz’a hak ettiği cezayı verse, 65 yaş ve üzeri için “Geberin” dediği bir video çekip, yayınlayabilir miydi?
Sanmıyorum…
Instagram’da hâlâ 3.1 milyon kişi takip ediyor, paylaştığı fotoğraflar 100 bin, videolar 2.5 milyon civarında beğeni alıyor, onu takip eden birçok ünlü var… Bu nedenle sosyal medyada istediğini yapıyor. Devletin, 65 yaş ve üzerindekileri salgından korumak için bu kararı almasını, bu grubu koronavirüsün kaynağı ve bulaştırıcısı sanan cahilin söylediklerine bakar mısınız?
“Çıkın dışarı. Çıkın geberin. Geberin hepiniz. Fazlalığınız gebersin, biz devam edelim gençler olarak, bunu mu istiyorsunuz? Defolun geberin, çıkın dışarı…”
O videoda sadece cehalet, saygısızlık ve hakaret yok. Uçakta çekip paylaştığı skandal görüntüler nedeniyle ‘müstehcenlik’ suçundan 10 ay hapis ve 5 bin TL para cezası almıştı. Yeni videosunda da pornografik bölümler var. Bu nedenle Durmaz hakkında suç duyurusunda bulunanlar oldu. İlk skandalın ardından kaybettiği takipçiden fazlası geri geldiğine göre, bu ülkede ahlaksızlık geçer akçe… O yüzden son umut yargı… ‘Müstehcenlik’ten aldığı ceza tecil edilen Durmaz, aynı suçtan yeniden hakim karşısına çıksın, sonrasını hep birlikte görürüz…
İKİSİ DE PROFESÖR!
Koronavirüse karşı bilinen mücadele yöntemlerinden biri olan, iyileşen hastadan alınan kanla kök hücre tedavisi Sağlık Bakanlığı’nca onaylanan Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Covid-19’a karşı aşı için ekibiyle birlikte kampa girdi. Bu konuda geldikleri noktayı 23 Nisan’da kamuoyu ile paylaşacağını açıklayan Ovalı’nın çabalarını takdir edenlerin yanı sıra, Prof. Dr. Ali Atıf Bir gibi nedense ‘şov’ diye görenler de var.
Prof. Dr. Ovalı 4 Nisan’da, kendisi laboratuvarda koronavirüsle savaşırken, ekranda aleyhinde konuşan profesöre sitem ettiği bir tweet attı. Bir, Ovalı’nın bu tweet’ini şu yorumla paylaştı:
“Acıbadem’den Covid-19 tedavisi görüp çıkarken, izin istemeden boğazımdan ve burnumdan sizin deneyiniz için sürüntü aldılar. İzin isteseler yine verirdim. Ama böyle bir deney için veri alınan kişinin iznine başvurmak gerekmez mi?”
9 Nisan’da medyada ‘Ercüment Ovalı tarih verdi’ başlıklı haberler çıkınca Prof. Dr. Ali Atıf Bir, bu kez şu tweet’i yazdı:
“Burnuma şov kokuları geliyor. Olay aşı mı, kök hücre tedavisi mi belli değil? Araştırma süreci bir garip. Benden bile izinsiz sürüntü aldılar. Bakalım ne bulacaklar?”
Dip not: Bülent Cankurt, Günaydın’da yazdı. ABD dönüşü koronavirüs tanısıyla Fulya Acıbadem’de 18 gün makineye bağlı yaşam mücadelesi veren ve doktorların umut kestiği iş insanı İzi Kohen, hastalığı kök hücre tedavisiyle yendi.
TAKİPTEN KURTULMAK İÇİN YANLIŞ NUMARA
Eski meslektaşım Caner Budak’ın cep telefonuna 9 Nisan Perşembe günü Sağlık Bakanlığı’ndan şöyle bir uyarı mesajı geldi:
“İzolasyon bölgenizin dışına çıktığınız tespit edildi. Herkesin iyiliği için lütfen evinizde kalmaya devam edin.”
Budak da bu mesajı, sosyal medya hesabından, “Yok valla, ben evdeyim. Uslu uslu otururken bana böyle bir mesaj geldi. Koronalı biri, hastaneden taburcu olurken benim telefon numaramı verdi galiba” diye paylaştı.
Bu mesajın altına, “Bana da geldi” diye yorum yazanlar vardı. Koronavirüs testi pozitif çıkınca hastaneden kaçan, kaçırılanların olduğu bir ülkede, böyle medeni bir uygulamanın suistimal edildiğinin işareti bu… Şayet böyleyse yetkililerin, bu tür durumdakileri evlerine gönderirken verdikleri telefon numaralarını kontrol etmeleri şart.
GÜNÜN SÖZÜ
“Evrensel bir nimet olan sessizlikten zevk alabilenler, dünyanın en mutlu kişileridir.” (Charlie Chaplin)