MİLLİYET CADDE – 26 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA – ALİCE
İki gündür Mikonos’tayım… Buraya geleceğimi duyan eş, dost ve twittaşların yanıtını merak ettikleri soru aynı:
“Yunan adalarında tatil, dedikleri gibi Türkiye’den daha ucuz mu?”
Bir grup gazeteciyle buraya gelmemizin sebebi Atlas Jet’in Mikonos’a tarifeli direkt uçuşlara başlamış olması…
Rehberimiz Gökhan Bektaş’ın bu soruyu yanıt şu oldu:
“Mikonos’la Bodrum’u mukayese edecek olursak, burada bir hafta tatil, Bodrum’dan daha ucuz… Hiçbir plaja giriş paralı değil. İnsanlar otomobilleriyle gelip, para vermeden park ediyor. İsteyen yanlarında getirdikleri malzemeleri kullanıyor, isteyen en lüks yerde 4 euro’ya şezlong, 3 euro’ya şemsiye kiralayabiliyor. 3 euro’ya bir kola, 8 euro’ya club sandviç alabiliyor. Otellerin fiyatları da Bodrum’daki muadillerine oranla daha ucuz.”
Konakladığımız beş yıldızlı Royal Myconian Resort’un oda kahvaltı fiyatlarını vereyim.
670 liraya da oda kahvaltı var otelde, 1700 liraya da…
670 liralık oda iki kişilik, klasik beş yıldız standartında, 1700 liralık daha lüks odalarsa üç kişilik ve balkonunda jakuzi bile var…
Atlas Jet’le Mikonos’a uçuş fiyatlarıysa 69 euro’dan başlıyor…
Sabiha Gökçen’den Mikonos’a geliş 1 saat 15 dakika, ama alanda pasaport kontrolünden geçmek ortalama 30 dakika…
Üç pasaport kontrol noktası var, ama Yunanistan’da ekonomik kriz var ya, o yüzden bir kişi çalıştırabiliyorlar ancak.
Yılda 750 bin civarında turistin ziyaret ettiği-ki bunların çoğu gemilerle günübirlik gelenler- Mikonos’un nüfusu 10 bin 500
Adadaki taksi sayısı kaç biliyor musunuz?
Sadece 30…
Taksiye ihtiyaç duyduğunuzda beklemeniz gereken asgari süre bir saat…
Sabahleyin mükellef kahvaltıya alışmış, her istediğinin anında olmasını isteyenler için ideal bir tatil yeri değil Yunan adaları.
Beş yıldızlı oteller bile Afrika’daki açları düşünüp, birkaç çeşitle geçiştiriyor kahvaltıyı…
Garsonların hiç acelesi yok, ama adada bol miktarda bulunan sivrisineklerin var.
Yakaladıkları yerde ısırıyorlar insanı…
Ama öte yandan şahane deniz, plajlar, kumsallar, insanın gözüne hoş gelen bir mimari, şık ve butik alışveriş sokakları, kimsenin kimseyi rahatsız etmediği renkli gece hayatı cezbediyor insanı…
Mikonos’tan şimdilik bu kadar…
REKLAM SMS’LERDEN KURTULMANIN YOLU!
“Başka bir isteğin var mı Turkcell?” başlıklı yazıma Turkcell’den yanıt geldi. Turkcell’in ayda 1.99 liraya SMS’leri arşivleme ve otomatik olarak imzalı hale getirmesine eyvallah dediğim, ama istenmeyen SMS’leri engellemek için para istemesini eleştirmiştim. Turkcell Kurumsal İletişim’den gelen ve dünyada bu tür hizmetlerin abonelere belli bir ücret karşılığı verildiğini anlatan yazının sonu şaşırttı beni. Turkcell, abonelerine bu hizmeti bedava veriyor çünkü. O hizmet ne mi? İşte yanıtı:
“Turkcell’in izinli veritabanı kullanılarak atılan pazarlama amaçlı ya da toplu SMS’leri engellemek için ise SMS + abonesi olmaya gerek yoktur. Zaten SMS+ altyapısı sadece bireylerin birbirlerine attığı mesajları engellemek için kullanılabilir. Müşterilerimiz kendilerine gelen reklam veya bilgilendirme (mobil pazarlama veya toplu SMS) mesajını aynı şekilde 2780’e ileterek sadece o marka/kurum mesajı alınmasını ücretsiz olarak engelleyebilir. Dileyenler de 532 çağrı merkezini arayarak tüm pazarlama ve Toplu SMS mesajlarını ücretsiz olarak reddedebilirler.”
SEVGİLİM YOK DİYE ÜZÜL(ME)!
Madonna 55, sevgilisi 22 yaşında… Jennifer Lopez 43, sevgilisi 26 yaşında… Yani sevgilin yok diye üzülme, daha doğmamış olabilir!
Bazılarının diline pelesenk olan bu söylemi tweet olarak paylaşan son ünlü kim biliyor musunuz?
FOX’ta başlayan Fear Factor’ün sunucusu Asuman Krause…
37 yaşında ve bekar olan Krause’nin tavsiyesi bana biraz olmayacak duaya amin demek gibi geldi.
Neden mi?
Ne kadar insan var dünyada?
Yaklaşık 7 milyar…
Madonna ve Jennifer Lopez’in şöhretlerine rağmen genç sevgili bulma şansları 3.5 milyarda 1’di, onlar gibi dünyaca tanınan ünlü kadın olmayanların kendilere genç sevgili yapma şansları ise 7 milyarda 1…
Asuman’ınki olmayacak duaya amin demenin ötesinde bir nevi Züğürt tesellisi yani…
GÜNÜN SÖZÜ
Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür. (John Arbuthnot)