Dilara Kantemir Toros

23 OCAK 2021 CUMARTESİ  –  MİLLİYET CADDE  –  ALİCE

Zekeriyaköy’de oturan bir arkadaşım çektiği birkaç fotoğrafı, “Tam senlik bir konu” notuyla cep telefonuma mesaj olarak attı. Cadde ve sokaklara asılmış siyah bezin üzerinde, “Huzur, düzen ve temizlik hakkımız. Mahallemizde bu hakkımızı ihlal eden film setlerini istemiyoruz” yazısı vardı.
Zekeriyaköy malum; İstanbul’un lüks semtlerinden biri… Geniş bir yeşil alan üstüne kurulu lüks villaların olduğu, yıllardır dizi ve film ekiplerinin senaryolardaki ‘zengin insan’ karakterlerinin yaşadıkları yer olarak çekim yaptığı Zekeriyaköy sakinleri ne oldu da isyan bayrağı açtı?
Bu sorunun yanıtı için afişi asan Zekeriyaköy Komşuluk Birliği’ne Instagram hesabından mesaj attım, “Konuyla ilgili kiminle görüşmem gerekir?” diye.
Çok geçmeden yanıt geldi. Halkla İlişkiler Yönetmeni Şive Sel ile görüşebileceğimi yazıp, iletişim bilgilerini ilettiler. Sel’i arayıp bu afişle ve Zekeriyaköy sakinlerinin ne istediğini, hangi film ve dizi ekiplerini kastettiklerini sordum.
Şive Sel, konuyu Komşuluk Birliği S. S. Zekeriyaköy Evleri İşletme Kooperatifi’nin yönetimine iletip, bu afişleri niye astıklarına dair bana yazılı bir yanıt vereceklerini söyledi.

ZEKERİYAKÖY’DE  DİZİ EKİBİ İSYANI

Şikayetleri sıraladı

Ertesi gün Zekeriyaköy Komşuluk Birliği Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Dilara Kantemir Toros’tan fotoğraflar eşliğinde uzun bir açıklama geldi. İşte Zekeriyaköy sakinlerinin dizi ekiplerinden şikayetçi olduğu konular:
“Yaş ortalaması yüksek olan, salgın risk grubundaki bölge halkına karşı pandemi ve hijyen kurallarını yok sayan, özensiz, kuralsız davranılması…
Restoranların kapalı olduğu dönemde, sokak ortasında kurulan set ekibi yemekhaneleri, sokaklara atılan galoşlar ve rüzgarla evlerin bahçelerine savrulan kullanılmış maske kirliliği…
Cadde ve sokaklarımızın, evlerimizin önüne adeta araçlarımızı dahi park edemeyeceğimiz, gerekmesi halinde ambulans ve itfaiyelerin giremeyeceği bir yoğunlukta ve sorumsuzca işgal edilmesi.”

Bir dizi ihlal var!

“Gün içinde, gece saat 00.00 sonrasında ve hatta sabah saatlerine kadar jeneratör gürültüsü, jeneratör egzoz gazı, yoğun projektör ışıkları, kalabalık ve kontrolsüz bir kadro ve gürültülü çalışma ortamı ile tüm bölge halkının ses, koku ve ışık gürültüsüne maruz bırakılması…
Üzerimizde resmi uçuş izni almaksızın uçurdukları drone’lar ile evimiz, teraslarımız ve bahçelerimizde özel hayatımızın, mahremiyetimizin ihlal edilmesi.
Dizi-film şirketlerinin uygar ülkelerde olduğu gibi bedeli mukabili platolarda çekim yapmak yerine, Valilik’ten 150 TL gibi cüzi bir bedelle aldıkları izinle adeta canlarının istediği her zaman ve yerde film çekmeleri ve Zekeriyaköy’ü saygısızca plato olarak kullanması temel sorundur.”

ZEKERİYAKÖY’DE  DİZİ EKİBİ İSYANI

Plato değil, konut

“Çekimler sadece kiralanan evde değil; bütün yaşam alanlarımızda denetimsizce sürmektedir. Afişlerle evi sadece plato olması amacıyla kiralayan yeni komşularımızı ve film setlerine burada bizlerin de yaşadığını ve temel haklarına saygı beklediğimizi hatırlatmak istedik. Bu bölge ticari bir plato alanı değil. Çocuklarımız, bebeklerimiz, hastalarımız, yaşlılarımızla bizlerin yaşadığı ‘konut alanı’dır ve bu unutulmamalıdır. Bu komşularımız, kendilerine kazanç sağladıkları alanın, bizim kişisel ve kamu alanımızı ihlal etmemesi gerektiğini
unutmamalı.
Çevreye, doğaya ve insana saygısı ile tanıdığımız sizin gibi değerli bir gazeteciye sormak isteriz, yaşadığınız alanda böyle bir kaos ister miydiniz?”
Yanıt veriyorum sevgili Başkan: Hayır…
Pandemi nedeniyle herkesin evlerine hapsolduğu bir dönemde, villalarını yüksek ücretlerle dizi ekiplerine kiraya verenler dışında kimsenin isteyeceğini de sanmıyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

“Bu dünyadaki en mutsuz insanlar, başkalarının ne düşündüğünü takıntı haline getirenlerdir.” (Virginia Wolf)