MİLLİYET CADDE – 30 OCAK 2014 PERŞEMBE  –  ALİCE

“Zerre’ye ödül verenler bu işten zerre anlamıyor…”
Bu sözün sahibi kim?
Son olarak Boston Film Festivali’nde ‘Mükemmellik Ödülü’ alan Türk Sineması’nın bol ödüllü ve usta yönetmeni Erden     Kıral…
Ünlü yönetmen bu lafı niye mi etti?
İşte Akşam Pazar’da yayınlanan söyleşiyi yapan Arzu Akyol’un “Zerre, SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) tarafından en iyi film seçildi. Nasıl değerlendirdiniz?” sorusuna Erden Kıral’ın verdiği yanıt:
“Buyurun! Anlamıyorlar çünkü. Bir kere ‘Zerre’ felsefi temeli olmayan natüralist bir film. Hiçbir soruya cevap vermiyor, olanı gösteriyor. İkincisi de çalıntılar var. Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzales Inarritu’nun göçmen işçilerin yaşamını anlattığı ‘Biutiful’ filminden alınmış sahneler var. Aynı ışıklar, aynı dekor…
Bir de İtalyan sinemasında Matteo Garrone’nın ‘Gomorra’ diye bir filmi vardır. 4-5 yıl önce Avrupa’nın en iyi filmi seçildi. Oradaki sahneler de aktarılmış. SİYAD böyle bir filme birincilik veriyorsa ne diyeyim ki, hiçbir şey diyemem artık. Mesela ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ diye bir film vardı. O iyiydi. Diğerleri arasından sıyrılıyordu.”
Erden Kıral’ın bu sözleri Pazar günü yayınlandı.
Aradan dört gün geçti, ne SİYAD yönetiminden ne de ‘Zerre’nin ekibinden Erden Kıral’a tek satır yanıt gelmedi. Acaba niye? “Sükut ikrardan gelir” derler, o yüzden mi, yoksa SİYAD yönetiminden ve ‘Zerre’ ekibinden Erden Kıral’ı ‘zerre kadar’ ciddiye alan mı yok? İki durumda da sonuç üzücü ve kötü…

KARŞINIZDA ‘SİBEL GAGA’!

ırmak-poster (4)Şafak Karaman’ın kurduğu müzik şirketinden basın bülteni ve fotoğrafları gelinceye kadar Funda Arar’ın Irmak adlı bir vokalisti olduğu ve onun artık solistliğe soyunduğuna dair en küçük bilgim ve fikrim yoktu.
Basın bülteninde yazılanlardan anladığım kadarıyla; opera sanatçısı müzisyen bir ailenin üçüncü kuşak temsilcisi ve konservatuvar eğitimli 21 yaşındaki Irmak, ‘Balık’ isimli bir single çıkardı.
Demet Akalın’ın yorumuyla geçen yıla damgasını vuran ‘Türkan’ın söz yazarı Ayla Çelik’in sözlerini yazdığı, bestesini Nezih Üçler’in yaptığı şarkının birkaç versiyonunu dinlerken şaşırdım. Genç şarkıcı, Funda Arar’ın değil de sanki doğuştan Sibel Can’ın vokalisti. Malum vokalistlerin çoğu sahnede eşlik ettikleri soliste benzetirler seslerini… Irmak, verdiği pozlarla bana Lady Gaga’yı, sesiyle Sibel Can’ı hatırlattı.

ANNELİK MEĞER KUTSAL DEĞİLMİŞ!  

Son yılların olay yardım kuruluşu İHH Başkanı Bülent Yıldırım, salı akşamı Habertürk’te Fatih Altaylı’nın konuğuydu ‘Teke Tek’te. İHH Başkanı’nın, yaptıkları faaliyetleri anlatırken Afrika’dan verdiği çarpıcı bir örnek beni acayip etkiledi.
Geçenlerde, oynadıkları filmin tanıtım söyleşilerinden birinde, “Annelik kutsal falan değil” dediği için Alice’ye konuk ettiğim oyuncu Esra Dermancıoğlu aklıma geldi.
İHH Başkanı, katarakt hastalığının yaygın olduğu Afrika’da birçok insanı ameliyat ettirdiklerini ve karanlık dünyalarını aydınlattıklarına dikkat çektikten sonra şöyle dedi: “Yine Afrika’da doğuştan katarakt olduğu için görmeyen Nur adlı bir kızımızı ameliyat ettirdik. Gözü açılınca bu kızımıza ‘Bu kalabalık içinde anneni bulabilir
misin?’ denildi. İnanır mısınız o kız, doğduğu günden itibaren hiç görmediği annesini o kalabalıkta kokusundan tanıdı.”

‘KADIN İŞİ BANKA SOYGUNU’NUN GİŞESİ

Bu arada Meltem Cumbul, Özge Ulusoy, Filiz Ahmet ve Esra Dermancıoğlu’nun oynadığı ‘Kadın İşi Banka Soygunu’ filminin gişe rakamlarını paylaşmakta yarar görüyorum.
Filmin ikinci haftasında ulaştığı toplam seyirci sayısı, 66.961…
Bu rakamın ne anlama geldiğinin iyi anlaşılması için vizyondaki filmlerden en çok iş yaparak 5.669.973 kişiye ulaşan ‘Düğün Dernek’in sekizinci hafta sonunda sinemalara çektiği insan sayısını açıklamakta yarar var. ‘Düğün Dernek’i geride bıraktığımız hafta sonu izleyen insan sayısı 219.114.
Bilmem anlatabildim mi film PR’ı yaparken ‘doz aşımı’nın tehlikesini; işi değil de, başroldekilerin eylem ve söylemleriyle kendini ön plana çıkarma gayretlerinin vizyona girecek
filme hiçbir yararı olmayacağını…

GÜNÜN SÖZÜ
“İlk özür dileyen en cesurdur, ilk affeden en güçlü, ilk unutan en mutlu…”