7 TEMMUZ 2020 SALI – MİLLİYET CADDE – ALİCE
Ozan Güven’e tepki gösteren 103 senarist, oyuncuyla iş yapan Ay Yapım, CMYLMZ Fikir Sanat ve Nulook film başta olmak üzere bütün yapımcı, kanal, menajer ve ilgili kuruluşları açıklama yapıp tavır almaya çağırdı.
Bildiriye imza atanlar arasında yazdıkları işler iyi reyting alan, kaşesi yüksek, dizi sektörünün anlı şanlı kadın senaristleri yok. ‘Kadına şiddet’, bildiriye imza atanlara göre meslek etiğini ilgilendiren bir konu, imza atmayanlara göre değil demek ki.
“Kadına şiddetin normalleştirildiği dizileri yazanların aklına yeni mi geldi meslek etiği?” diyenler olabilir. Bu sorunun yanıtı-kısmen de olsa-bu bildiride var:
“Kadınların toplumsal hayatta artan hak ve eşitlik mücadelesine paralel biçimde maalesef kadına yönelik şiddet ve taciz olayları da artmakta. Bizler bundan büyük bir endişe duyuyoruz. Bu konuda üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmek için bu yıl kurduğumuz ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu’yla çalışmalar yürütüyoruz. Sektörümüzden erkeklerin faili oldukları ya da sektörün kadın çalışanlarını hedef alan şiddet, taciz ve istismar olaylarında, kadın beyanı esasına uygun biçimde tavır almayı, meslek etiğinin bir parçası sayıyoruz ve taciz olaylarına maruz kalan kadınlar, toplumsal baskılar nedeniyle çoğu kez kendisini susmak zorunda hissediyor. ‘Kadın beyanı esastır’ ilkesi temelde, ses veremeyenin sesi olmayı anlatıyor. Ozan Güven tarafından şiddete uğradığını beyan eden ve darp raporuyla mahkemeye başvuran Deniz Bulutsuz’un koşulsuz biçimde yanındayız.
Şiddete taraf olan kişileri, ünleri, itibarlarıyla değerlendirmekten, ‘Tanıyoruz, yapmaz’ türü suç ortaklığından kaçınmayı boynumuzun borcu biliyoruz. Bir erkeğin kamuoyu ve kültür sanat çevrelerince sevilen biri oluşu kadına şiddet uygulamayacağını asla garanti etmeyeceği gibi ona herhangi bir imtiyaz da sağlayamaz. Kadına şiddetin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Tüm bunlar ışığında, biz aşağıda imzası bulunan senaristler bu ve benzeri tüm olaylarda erkek şiddetinin karşısında tavır alıyoruz.”
GÜNDE 7 SAAT 29 DAKİKA, İNTERNET OLMADAN ASLA!
Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Ahmet Hamdi Atalay, We Are Social/Hootsuite’in ‘Digital 2020’ raporundaki dünya geneli ve Türkiye’deki internet kullanımı verilerini kamuoyu ile paylaştı. Rapora göre, Türkler’in internette geçirdiği süre, sağlıklı bir insanın uykuya ayırması gereken saate yaklaştı. İnternette geçirilen süre, dünya ortalamasında günlük 6 saat 43 dakika, Türkiye’de ise bu süre 7 saat 29 dakika…
Rapora göre Türkiye, dünya sıralamasında Facebook’un en fazla kullanıldığı 10’uncu ülke. Twitter dünya çapında 340 milyon kişi tarafından kullanılıyor, Türkiye ise yaklaşık 38 milyon kullanıcıyla dünyada altıncı sırada yer alıyor. Türkiye’de internet kullanıcılarının en fazla ziyaret ettiği siteler arasında YouTube ikinci, Facebook üçüncü, Twitter beşinci, Instagram altıncı.
Dünyadaki 7.8 milyar insanın 4.57 milyarı internet kullanıcısı. Dünyada 100 kişiden 58.5’i internette. Türkiye’de bu oran dünya ortalamasının çok üstünde. Ülkemizde nüfusun yüzde 75.3’ü internette.
EN ESPRİLİ EŞ ARAMA İLANI
Facebook’ta gördüm evlilik cüzdanı fotoğrafı eşliğindeki Lale Bilgin’in bu esprili paylaşımını… “Arkadaşlar ben bu cüzdanı almak istiyorum ama tek kişiye vermiyorlarmış. İçinizde imzası güzel olan varsa bana yardımcı olabilir mi sevabına.” Lale Bilgin gerçek bir isim mi, sahiden eş mi arıyor, yoksa başkasına ait bir paylaşımı kendi yazmış gibi mi yaptı? Bilmiyorum ama esprili bir eş arama yöntemi olduğu kesin.
GÜNÜN SÖZÜ
“Evlenirken kendinize şu soruyu sorun: Bu insanla yaşlılığımda doğru dürüst muhabbet edebilecek miyim? Çünkü evlilikte diğer her şey geçicidir.” (Nietzsche)