22 MART 2020 PAZAR  –  MİLLİYET  – ALİCE

Koronavirüs tanısıyla yoğun bakımda tedavi gören “Çok Gezenti”nin sunucusu Burak Akkul hakkında sosyal medyada yazılanlar kayınbiraderi Hüseyin Arslan’ı isyan ettirdi:

“Burak, bildiğiniz üzere hastanede. Dün akşamüzeri yoğun bakıma alındı. Okuduğu haberler ve duygusal kişiliği mücadelesinde yorucu bir hal aldı. Bu nedenle ilaç verilmek suretiyle uyku halinde tedavisine devam ediliyor. Akşam saatlerinde hastaneye giderek doktoruyla görüştüm ve ellerinden gelen en iyi şekilde Burak’la ilgilendikleri bilgisini aldım. Bununla beraber, hepinizden bir ricam, bir itirazım var.

‘Burak Akkul vefat etti’,  ‘Burak öldü’ gibi kesin ifadeler tamamen vicdandan yoksun, acımasız bir şekilde bizleri, ailesini ve sevenlerini dehşete düşürüyor.

Burak’la birlikte hayatının anlamını bulduğuna inandığımız kalbi sevgiyle dolu biricik kız kardeşimi, meleğimi bu sabah delirmek üzere evinden aldım.

Tek sebebi bu fütursuzca atılan ‘kaydedin bu tweeti, bakın dediğim çıkacak’ içerikli, bir bilgiye sahip olunmadan, bir insanın hayatıyla ilgili atılabilen
3, 5 kelimeye sığan tweetler.

Seda, corona etkisinden kurtulmak üzereydi, çok güçlüydü, ayaktaydı. Dün gece uyuyamamış, sabaha kadar ağlamış  ki çok az ağlar  bünyesi zayıflamış. Zaten bir lokma yiyemiyor günlerdir. Bugün ne ateş, ne baş ağrısı, sürekli sinir krizi halinde ağladığı ve kustuğu için eşinin yanında karantinaya alındı. Evde bakabilecekten biz, teskin edip sterilize tutabilecekken ‘Öldü mü, öldü mü, kesin öldü’ twitleri tüketti. Sakinleştirici alarak hayata tutunmaya çalışıyor corona hastalığı kesinleşmiş olarak.”

EVDE KARANTİNA’DA SIKILANLARA KOMEDİ

Koronavirüs nedeniyle sahne çalışmaları iptal edilip işsiz kalan senarist, yönetmen ve oyuncu Müfit Can Saçıntı, evde oturmaktan canı sıkılanları düşünüp,
kolları sıvadı. Saçıntı, bu süreçte yapacaklarını şöyle anlattı:

“Malum bütün turneler iptal edildi. Türkiye’de yedi etkinliğimin yanı sıra, İsviçre, Avusturya ve Almanya’daki oyunlarım iptal edildi. Almanların düzenlediği Türk-Alman Kabare Haftası’na Türkiye’den sadece ben davetliydim. O da 2021’e ertelendi…

Tüm Türkiye gibi evde oturmaya başladım. Evde oturanlara seyredecek yeni şeyler lazım. İstediğim gibi bir dizi teklifi gelmeyince kendi dizimi kendim yapmaya karar verdim ve bir internet dizisi çekmek için yola koyuldum…

Dizinin adı; ‘Ters Adam ve Düz Ailesi’. İnternette eksikliği hissedilen bir aile komedisi.

Diğer dizilerde pek yer almayan konuları komedi yoluyla işleyeceğim. Ben emeklilikte yaşa takıldığı için çalışmak zorunda olan bir aile babasını oynayacağım, oğlum ise iş aramak zorunda kalan atanamayan bir öğretmeni… Diziyi kendi YouTube kanalım olan Artistik Yapım’da yayınlayacağım. 1 Nisan’da çekimlere başlamayı hedefliyoruz. Tabii ki koronadan korunma yollarını ihmal etmeden çekim yapacağız.”

BBC, DİZİ İŞİNDE NİYE BAŞARILI?

“Türkiye’de televizyon izleme alışkanlıklarıyla ilgili yaptığımız geniş kapsamlı araştırmalar sayesinde İngiliz dramalarına çok ciddi ilgi olduğunu keşfettik. Özellikle BBC imzalı içeriklere büyük ilgi var. Türkiye’de izleyiciler daha fazla İngiliz draması görmek istiyor. Biz de Türk izleyicisiyle daha fazla vakit geçirmenin yolları üzerinde duruyoruz. Bunlardan biri de BBC First’ün Türkiye pazarında yer alması.”

BBC’nin Bağımsız Dramalar Bölümü Direktörü Caroline Stone söyledi bunları. Ceyda Ulukaya’nın Milliyet’teki söyleşisinde İngiliz televizyoncunun “Yeni yetenekleri keşfetmek üzere özel bir programınız var mı?” sorusuna verdiği yanıt BBC’nin dizi işinde nasıl başarılı olduğunun kanıtı:

“Yeni yeteneklerin 12 ay boyunca kendilerini geliştirme olanağı bulduğu Yazarlar Akademisi birimimiz var. Burada önde gelen senaristlerden ders almanın yanı sıra bağımsız yapım şirketlerinden mentorluk hizmeti alabiliyorlar. Ayrıca BBC’nin devam eden dramaları üzerine senaryo yazma deneyimi de elde ediyorlar.”

Türkiye, ABD’den sonra dünyaya en fazla dizi ihraç eden ülke. Hal böyleyken, BBC First’ün Türkiye pazarına girip, Türk izleyiciden pasta almayı planlaması  ilginç bir gelişme.

GÜNÜN SÖZÜ

“Doğruyu söylersen hiçbir şeyi hatırlamak zorunda kalmazsın.” (Mark Twain)